23 Ekim 2011 Pazar günü, öğle saatlerinde Van’da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem, 604 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Aradan 14 yıl geçmesine rağmen, bu felaketin bıraktığı izler hala tam anlamıyla silinemedi.

İlk deprem Tabanlı Fayı üzerinde gerçekleşirken, ikinci deprem Edremit Fayı’nı tetiklemişti, Van merkezine oranla, Tabanlı Fayı’nın etkilediği Erciş ilçesi ağır hasar görmüştü.

Whatsapp Image 2025 10 23 At 10.27.24

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Afet Yönetimi ve Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Sacit Mutlu, deprem felaketiyle ilgili açıklamalarda bulunarak, bu tür afetlerin ardından bilimsel verilere dayalı çalışmalarla toplumsal farkındalığı artırmaya yönelik çabalara devam ettiklerini söyledi.

Depremle mücadelede yalnızca bilimsel araştırmaların yeterli olmadığını belirten Mutlu, vatandaşların bilinçlenmesi, kamu kurumlarının yapısal dayanıklılığı artırma yönündeki çalışmaları ve afet yönetimi süreçlerinde önceliklendirme yapılması gerektiğini vurguladı.

Deprem Van Afg

“DEPREMLE MÜCADELE SADECE BİLİMSEL ÇALIŞMALARLA SINIRLI DEĞİL”

Deprem anındaki kaotik süreç ve şok dönemi ve arama kurtarma çalışmalarının zorlu koşullarda yürütülmesinin, toplumun tüm kesimlerini etkileyen bir travma yarattığını belirten Mutlu, “23 Ekim 2011 Pazar günü, öğle vakti Van’da 7.2 büyüklüğünde meydana gelen deprem, ne yazık ki iki ayrı sarsıntıyla toplam 604 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden oldu, ilk deprem Tabanlı Fayı üzerinde, ikinci deprem ise Edremit Fayı üzerinde gerçekleşti. İlk depremde Van merkezi ciddi bir yıkıma uğramazken, Tabanlı Fayı’nın tavan kısmı Erciş bloğunu etkiledi ve Erciş ilçesi ağır hasar gördü. Depremle mücadele sadece bilimsel çalışmalarla sınırlı değil.” dedi.

Bu acıları unutmadan, geleceğe umutla bakabilmek için birey, toplum, kamu kurumları ve üniversitelerin iş birliğiyle etkili bir afet yönetimi modeli oluşturulması gerektiği belirten Mutlu, bu kapsamda, özellikle ilkokullarda afet eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve düzenli tatbikatlar yapılmasını önerdi.

“ÖNLEMLERDE SÜREKLİLİK ESASTIR”

Fay hatlarının yalnızca yıkım değil, jeotermal enerji ve tarımsal araziler gibi faydalar da sağlayabileceğini ifade eden Mutlu, şunları söyledi:

“Biz, Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak, bu konuda veriler ortaya koyuyor, toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışıyoruz. Ancak bu süreçte vatandaşların duyarlılığı, kamu kurumlarının yapısal direnci artırması ve önceliklendirme yapılması büyük önem taşıyor. Deprem anında yaşanan kaotik süreç ve şok dönemi, ardından sürdürülen arama kurtarma çalışmaları hepimizi derinden etkiledi. Bu acıları unutmadan, geleceğe umutla bakabilmek için afet yönetimini etkili bir şekilde gerçekleştirmeliyiz. Bu çaba; birey, toplum, kamu kurumları ve üniversiteler iş birliğiyle yürütülmeli, bu durumlarda süreklilik esastır.”

“FAYLARI VE DEPREMLERİ UNUTMAMALIYIZ”

Afet risklerini azaltmak için bilimsel çalışmaların toplumla buluşturulması ve farkındalığın artırılması gerektiği ifade eden Dr. Sacit Mutlu, son olarak şunları söyledi;

“Örneğin, ilkokullarda afet eğitimleri veriyor, tatbikatlar düzenliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki öğretmenlerin, özellikle anaokulu çağındaki çocuklara ayda en az bir kez afet eğitimi vermesi ve tatbikat yapması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun güzel bir örneği, 10 yaşındaki Tilly Smith adlı bir kız çocuğunun, öğretmeninin tsunami eğitimi sayesinde 200 kişiyi kurtarmasıdır. Bu, eğitimin ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. Fayları ve depremleri unutmamalıyız, ancak fayların bize sadece zarar değil, jeotermal enerji ve tarımsal araziler gibi nimetler de sunabileceğini bilmeliyiz. Jeotermal suların fay hatlarından çıktığını unutmamalı, bu kaynakları ülke ve Van için avantaja çevirecek planlamalar yapmalıyız. Böylece belki bir gün fayların bize sağladığı nimetleri konuşuyor olacağız.”

Kaynak: Wanhaber: Fatma Öztürk – Mecnun Çali