II. Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli toplantısı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum başkanlığında bilim adamları, akademisyenler, inşaat mühendisleri, jeolog, sosyolog, mimar, kentsel dönüşüm, atık yönetimi, iklim ve iletişim uzmanlarının katılımıyla Gaziantep Afet Koordinasyon İl Müdürlüğü’nde yapıldı.

Türkiye'de şehirlerin afetlere daha hazırlıklı ve dirençli hale getirilmesi için yapılan II. Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli toplantısının ardından alınan kararlar ile atılacak adımları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum açıkladı.

Toplantının ardından basın açıklaması yapan Bakan Kurum, “Sözlerimin hemen başında Kahramanmaraş merkezli meydana gelen asrın felaketinde hayatını kaybeden 46 bin 104 kardeşimize Allah’tan rahmet, aziz milletimize başsağlığı diliyorum.

‘Yeni acılar yaşanmasın’ diyerek Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın aziz milletimize ilan ettiği Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli çerçevesinde afetin derin yaralar açtığı şehirlerimizden biri olan Gaziantep’imizdeyiz. Türkiye Ulusal Risk Kalkanı toplantımızın ilkini geçtiğimiz hafta İstanbul’umuzda gerçekleştirmiştik.

Bugün de şehirlerimizin yeniden ihyası, ayağa kaldırılması, korunması ve geleceğe taşınması adına önemli sonuçlara vesile olacağına inandığımız toplantımızın ikincisini Gaziantep’imizde yaptık. İstişarelerde bulunduk, çok önemli kararlar aldık, buradaki hocalarımızın uzmanlık alanlarına göre 13 kurulumuzun üyelerini hep birlikte belirledik” dedi.

"Bilimin ışığında kadim şehirlerimizin yeniden ihya ve inşa süreçlerini başlattık"
Yaşanan felaketin 11 ilde 14 milyon insanı doğrudan etkilediğini ifaden eden Bakan Kurum, “Asrın felaketi 11 ilimizi, 14 milyon insanımızı doğrudan etkiledi. Depremin ilk anından itibaren devletimiz sahada, milletimizin yanında. Arama kurtarma çalışmalarından insani yardım çalışmalarına, sağlık çalışmalarından tahliye süreçlerine kadar vatandaşlarımızın her türlü ihtiyacına karşılık verdik, vermeye de devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bölgeye koordinatör Bakanlarımız yönlendirildi.

Valilerimiz görevlendirildi. AFAD’ımızın koordinasyonunda bir seferberlik anlayışıyla tüm kurumlarımızla çalışmalarımızı yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz. Gece gündüz demeden arama kurtarma, ilk yardım, giyim, barınma, çadır, yiyecek yardımlarını kardeşlerimize ulaştırdık.

Arama kurtarmanın yanında insani yardım, sağlık hizmetleri ve eş zamanlı olarak hasar tespit çalışmalarına başladık. Gerek prefabrik, çelik, konteyner gerekse yığma malzemelerden oluşan konteyner kentlerimizin kurulumunu da tüm illerimizde yürütüyoruz.

Yine AFAD koordinasyonumuzda tüm illerimizde eş zamanlı olarak enkaz kaldırma çalışmalarımız devam ediyor. Deprem bölgesinde tüm çevresel tedbirleri alarak çıkan malzemelerin tamamını geri dönüştürerek ekonomimize kazandırıyoruz. Bununla beraber bilimin ışığında kadim şehirlerimizin yeniden ihya ve inşa süreçlerini başlattık. Bu noktada çalışmalarımızın her aşamasını bilim insanlarımızın katkılarıyla yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.

"821 bin 302 bağımsız bölüm olan 279 bin 632 binanın yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olduğunu tespit ettik"

Afetin ardından hasar tespit, fay hattı tespit, fay kırıkları tespit ve kalıcı konut çalışmalarının devam ettiğini de aktaran Bakan Kurum, “Hasar yoğunluğuna bakıyoruz. Mikro bölgeleme çalışmalarıyla, jeolojik etütlerle sağlam zeminleri tespit ediyoruz. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğümüz ve Enerji Bakanlığımız ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalarla fay hatlarını, fay kırıklarını tespit ediyor; sıvılaşma haritasını çıkararak bu verileri dijital ortama aktarıyoruz.

Yine binaların yıkım sebeplerini de bu veri bankamıza işliyoruz. Yine hasar tespit çalışmalarını Bakanlığımızın 7 bin 300 uzman personeliyle tamamen bilimsel esaslara göre sürdürüyoruz.

Deprem bölgesindeki illerimizde 5 milyon 4 bin 875 bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 706 bin 589 binada inceleme yaptık. Bunlardan içerisinde 821 bin 302 bağımsız bölüm olan 279 bin 632 binanın yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olduğunu tespit ettik” dedi.

Deprem bölgesindeki bazı illerde hasar tespit çalışmalarının tamamlandığını, kalan illerde ise yüzde 90 seviyelerine ulaşıldığını söyleyen Bakan Kurum, “Şu an itibarıyla Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Osmaniye ve Kilis olmak üzere 5 ilimizde hasar tespit çalışmalarımızı tamamladık.

Diğer illerimizde de yüzde 90 seviyelerindeyiz. İnşallah birkaç gün içerisinde bu illerimizdeki hasar tespit çalışmalarımızı da tamamlayacağız” ifadelerine yer verdi.

"Yıkılan binaların yüzde 96.7’sinin 99 öncesi inşa edilen yapılar olduğunu görüyoruz"

Yıkılan binaların yüzde 96.7’sinin 1999 öncesi yapılan binalar olduğunun belirlendiğini açıklayan Kurum, “Tabii hasar tespitlere baktığımızda yıkılan binaların yüzde 96.7’sinin 99 öncesi inşa edilen yapılar olduğunu görüyoruz.

2002’de yapılan yönetmelikteki güncellemeler ve yapı denetim sistemindeki düzenlemeler çerçevesinde yıkılan binaların sadece yüzde 3.3’ünün 99 sonrasında inşa edildiğini belirledik. Yapı denetime tabi tutulmayan, fay hatlarına yakın mesafede olan, zemindeki sıvılaşma dikkate alınmadan inşa edilen yapıların ne yazık ki bu depremde yıkıldığına şahit olduk. Bu anlamda bir daha böylesi acılar yaşanmasın diye ülkemizin akademik birikimini, hocalarımızın katkılarıyla seferber etmiş durumdayız” şeklinde konuştu.

"Şehirlerimizin yeniden ihya ve inşası için yürüteceğimiz tüm çalışmalarda aynı anlayışla hareket ediyoruz"

Depremlerin ardından şehirlerin yeniden ihyası ve inşası için hemen çalışmalara başlandığını ifade eden Bakan Kurum, “Kahramanmaraş depremlerinin ilk anından itibaren yürüttüğümüz çalışmalarda üniversitelerimizden siz kıymetli hocalarımızın; bilgisinden, birikiminden, tecrübesinden devletimiz ve milletimiz için istifade ettik. Bundan sonra da şehirlerimizin yeniden ihya ve inşası için yürüteceğimiz tüm çalışmalarda aynı anlayışla hareket ediyoruz.

Amacımız; şehirlerimizi tarihiyle, kültürüyle, demografisiyle, sanayisiyle, altyapısıyla bir bütün olarak ayağa kaldırmaktır. Gayemiz 11 ilimizi yeniden inşa ederken başta deprem olmak üzere coğrafyamızın ve iklim krizinin sebep olabileceği sel, yangın gibi bütün afetlere karşı şehirlerimizi daha dirençli hale getirmektir.

Şehirlerimizin özgün kimliklerini koruyup onları dirençli hale getirmenin yolu da hiç şüphesiz bilim insanlarımızın destekleriyle, sahadaki çalışmalarıyla mümkündür. Bugüne kadar olduğu gibi 11 ilimiz için, 81 şehrimizin tamamı için bilim insanlarımızla birlikte hareket etmenin gayreti içerisinde oluyoruz” dedi.

"Her bir kurulumuzu oluştururken afet yönetim sürecini bir bütün olarak ele almaya gayret ettik"

Şehirlerin yeniden ihya ve inşası için faaliyet alanları belirlenen kurullar oluşturduklarını duyuran Bakan Murat Kurum, ”Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli çerçevesinde ilk toplantımızda şehirlerimizi afetlere karşı dirençli hale getirmek için belirlenecek esasları hazırlamak üzere alt komisyonlarımızın kurulmasını kararlaştırmıştık.

Bugün de kıymetli hocalarımızla istişare ettik, çok önemli kararlar aldık, faaliyet alanlarını belirlediğimiz kurullarımızı hep birlikte oluşturduk. Ben bu anlamda kurullarımızdan, çalışma alanları ve gerekçelerinden şöyle kısaca bahsetmek istiyorum.

Her bir kurulumuzu oluştururken afet yönetim sürecini bir bütün olarak ele almaya gayret ettik. Kurullarımızın görev alanlarını, risk yönetimi ve kriz yönetimi aşamalarını dikkate alarak belirledik. Bu kurullarımızda jeolojiden jeofiziğe, şehir bölge planlamadan inşaat mühendisliğine, mimarlıktan tarihe, hukuktan sosyolojiye, iktisattan afet yönetimine kadar birçok alanda bilim insanlarımız, hocalarımız yer almaktadır.

Bu kurullarımız, devletimizin tüm kademelerinde görev yapan bürokratlarımız ve hocalarımızla beraber ülkemizin afetlerle mücadele konusunda izleyeceği yol haritasını oluşturacak. Artık her bir kurulumuz sahada bizzat çalışmalarını yürüterek 11 ilimiz başta olmak üzere 81 şehrimizin tamamında dirençli şehirler çalışmamıza katkı sağlayacak" dedi.

Maddeler halinde tek tek açıklandı 
Toplantıda oluşturulan kurulları ve çalışma alanlarını açıklayan Bakan Kurum tek tek sıraladı:

“Şimdi müsaadenizle gerek 11 ilimizi gerekse tüm şehirlerimizi afetlere karşı dirençli hale getirecek her bir kurulumuz hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.

1. Destek Hizmetleri ve Sosyal Politikalar Kurulu: Afetler meydana geldikten sonra yürütülmesi gereken en önemli hizmetlerin başında hiç şüphesiz arama-kurtarma, ilk yardım, gıda ve geçici barınma hizmetleri gelmektedir. Bu süreç afet yönetimi açısından oldukça kritiktir. Büyük bir iş birliği ve koordinasyon gerektirir. Böylece bu kurulumuz AFAD’ımızla birlikte afetlere müdahale kapasitemizi geliştirme konusunda önemli bir rol üstlenecek.

2. Deprem ve Yer Bilimleri Kurulu: Bu kurulumuz aktif fay hatları üzerinde yer alan ülkemizin yer bilimleri açısından incelenmesini, yerleşime uygun olup olmadığının tespitini, zeminin depremlere karşı sağlam, güvenli ve hazırlıklı olup olmadığını belirleyecek.

3. Hasar Tespit Kurulu: Ülkemizdeki tüm yapı stoğunun afetlere karşı dayanıklı olup olmadığının tespitini, afetin meydana geldiği bölgelerdeki hasar tespit çalışmalarının risk yönetim sürecine uygun bir şekilde yürütülmesi konusundaki stratejileri belirleyecek.

4. Enkaz ve Atık Yönetimi Kurulu: Afet sonrasında başta yıkıntı atıkları olmak üzere çok sayıda atık türü ortaya çıkmaktadır. Bu atıkların insan ve çevre sağlığına zarar vermeyecek şekilde imha edilmesi ve geri dönüşüme tabi tutulması konusunda çalışmalar yürütecek.

5. Şehirleri İnşa ve İhya Kurulu: Afetle birlikte şehirlerimizde meydana gelen tahribatı giderecek, TOKİ’mizle geçici ve kalıcı konutlar yapacak, şehirlerimizin yeniden inşası için gerekli olan bilimsel çalışmaları yürütecek.

6. Kentsel ve Kırsal Dönüşüm Kurulu: Dirençli şehirlerin inşası yolunda kentsel dönüşüm stratejilerini her şehrin kendi kimliğine göre belirleyerek; şehirlerin özgün kimliklerini koruyacak çalışmalar yapacak.

7. Mekânsal Planlama Kurulu: Afetlere duyarlı planlama yaklaşımlarının geliştirilmesine, yeni şehircilik çalışmalarında planlama sürecinin bir bütün olarak değerlendirilmesine, Türkiye Mekânsal Stratejik Planı çalışmalarına katkı sağlayacak.

8. Yeni Yapı Teknolojileri Kurulu: Afet riskli bölgelerdeki konutlar başta olmak üzere tüm yapıların yeni yapı teknolojileri ışığında sağlam ve güvenli bir şekilde inşa edilmesini sağlayacak.

9. Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Akıllı Şehirler Kurulu: Depremden zarar gören illerimizin yeniden inşa ve ihya sürecinde teknolojinin bütün imkanlarını dijital ortamda sahaya yansıtacak, şehirlerimizde akıllı teknolojilerin daha etkin kullanılmasını sağlayacak.

10. İklim Dostu Yeşil Dönüşüm Kurulu: Afet bölgesindeki yeni şehircilik çalışmalarımızı iklim dostu yeşil dönüşüm vizyonu çerçevesinde hayata geçirecek, bütün şehirlerimizi iklim krizine karşı dirençli hale getirecek.

11. Kentsel ve Kırsal Altyapı Kurulu: Deprem bölgesinde ulaşımdan kanalizasyona, içme suyundan enerjiye kadar tüm altyapı çalışmalarını tamamlayacak. Bunun yanı sıra tüm yerleşim yerlerimizin altyapısını afetlere dirençli hale getirecek.

12. Tarihi ve Kültürel Miras Kurulu: Afet sonrasında kadim şehircilik geleneklerimizi temsil eden, istiklal mücadelemizin öncü şehirleri başta olmak üzere sahip olduğumuz tarihi ve kültürel zenginlikleri ecdadımızın aziz hatırasına sadık kalarak ihya edecek, şehirlerimizi kendi değerleriyle ayağa kaldıracak.

13. Kriz Yönetimi ve İletişim Kurulu: Afet sürecinde kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini, etkin iletişim kanallarının kurulmasını, kriz yönetim sürecinin başarılı bir şekilde yürütülmesini sağlayacaktır. Tüm kurullarımızın yapacakları çalışmalar hayırlı, uğurlu olsun”

Bakan Kurum, konuşmasının son kısmında Türkiye’nin bir afet ülkesi olduğunun unutulmaması gerektiğini belirterek, daha önceki afetlerde olduğu gibi bu afette de devlet olarak milletin yanında olmaya devam edeceklerini aktardı.

Bakan Kurum son olarak şunları söyledi:

“Türkiye bir afet ülkesidir. Bugün ülkemiz aktif fay hatları üzerinde bulunuyor. Bu yüzden depremi her zaman bir milli güvenlik meselesi olarak gördük. Elâzığ, Malatya, İzmir ve en son Kahramanmaraş merkezli yaşadığımız depremlerde bunu bir kez daha gördük.

Yine iklim krizinin olumsuz sonuçlarıyla her geçen gün daha fazla yüzleşmek zorunda kalıyoruz. İşte Marmara Denizindeki müsilaj, Sinop, Kastamonu ve Bartın’daki sel felaketleri, Antalya ve Muğla’da meydana gelen yangınlar. Hiç şüphesiz biz ülkemizin taşıdığı deprem ve afet risklerini biliyoruz. Bu doğrultuda tüm tedbirlerimizi bilimin ışığında hayata geçiriyor, çalışmalarımızı bu çerçevede yürütüyoruz. Cumhurbaşkanımızın 2012 yılında ‘Bedeli ne olursa olsun’ diyerek başlattığı kentsel dönüşüm çalışmalarıyla birlikte bugüne kadar 3.3 milyon konutumuzun dönüşümünü yerinde, gönüllü ve hızlı bir şekilde gerçekleştirdik.

TOKİ’miz eliyle 1.2 milyon güvenli konut üreterek ülkemizin sağlıklı yapı stoğunu güçlendirdik. Bu çalışmalarla, etkin yapı denetim sistemiyle, deprem yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle birlikte 6.6 milyon ev ve iş yerinin denetimini tamamladık. Böylece nüfusumuzun yüzde 65’ini güvenli yaşam alanlarına kavuşturduk. Yine Elâzığ, İzmir depremlerinde; Kastamonu, Sinop ve Bartın’daki sellerde, Antalya ve Muğla’daki yangınlarda vatandaşlarımızın yanında olduk.

45 bini aşkın afet konutumuzu ve köy evimizi sağlam ve afetlere dirençli bir şekilde inşa ederek afetzede vatandaşlarımıza teslim ettik. Yine afetten etkilenen 11 ilimizde bugüne kadar inşa ettiğimiz 133 bin 759 TOKİ konutlarımızın hiçbiri yıkılmadı. Biz bütün bu çalışmalarımızı bilimden aldığımız güçle, bilim insanlarımızın katkılarıyla gerçekleştirdik. İşte bugün de aynı hassasiyetle, aynı anlayışla hocalarımızla beraber yol yürüyoruz. İnşallah çalışma kurullarından çıkan sonuçları adım adım sahada uygulayacağız. Şehirlerimizi ihya edecek, afetlere karşı dirençli hale getireceğiz.

Evlatlarımıza, çocuklarımıza, yavrularımıza güvenli ve kimlikli şehirleri miras bırakacağız. Ben bu anlamda bu uzun soluklu süreçte bizlerden, şehirlerimizden katkılarını esirgemeyen hocalarımıza şükranlarımı sunuyor, kurullarımızın hayırlı olmasını diliyor, bilim insanlarımıza çalışmalarında başarılar diliyorum”

Ensonhaber