Kobani soruşması kapsamında tutuklanan Kars Belediyesi eski başkanı Ayhan Bilgen, sosyal medya hesabından “HDP tersine Türkiyelileşme yaşıyor” başlıklı paylaşım ile partisine yönelik bazı eleştirilerde bulundu.

İTTİFAK AÇIKLAMASI

HDP'nin kuruluşunda Kürtler dışındaki farklı mağduriyet sahibi kesimleriyle de empati yapması ve ortak mücadele yürütülmesinin hedeflendiğini belirten Bilgen, şunları söyledi;

*HDP kurulurken planlanan Türkiyelileşme ile Türkiye toplumunun Kürtler dışındaki farklı mağduriyet sahibi kesimleriyle empati yapılması ve ortak mücadele yürütülmesi hedefleniyordu.

*Bu konuda başlangıç düzeyinde bir adım atılmış olsa da, istenen düzeyde mesafe alınmaması yeniden masaya yatırılmalıdır. Siyasi partilerde genişleme sorunları söylem, dil, algı, iletişim kaynaklı olabileceği gibi yapısal, örgütsel, çalışma tarzından kaynaklı da olabilir.

*Bugün itibariyle HDP, kendi geleceği ve ülkenin geleceğini ittifak stratejilerine endekslenmiş görünmekle birlikte, hiçbir parti kendisiyle açık ittifak yapmayı göze alamamaktadır.

*Bunun tek sebebi Cumhurbaşkanı'nın kurduğu dil ise, bu değişmeden denklemde hiç kimsenin pozisyonu değişmeyecektir.

“HDP, ÇÖZÜM SÜRECİNDEKİ GENİŞLEMEYİ KALICI SANMIŞ”

‘Toplumsal sahiplenme zayıflandıkça  söylemde hamasete yönelim gelişiyor' diyen Bilgen açıklamasına şöyle devam etti;

*Öncelikle ifade etmeliyiz ki, dönemsel koşulların değişimi siyasette hem dil, hem yapısal dönüşümü gerektirir. HDP, çözüm sürecindeki genişlemeyi kalıcı sanmış ve kişisel başarı öyküsü olarak yorumlamayı tercih etmiştir.

*Siyasette tartışma sağlıklı yönetilir ve toplumsal katılımla gerçekleşirse, yenilenmeyi getirir. Tartışmayı ertelemek ise dinamizmi bitirir ve kişisel hesaplarla hareket etmeyi beraberinde getirir.

*Kamuoyundaki yaygın kanaatin aksine HDP'nin genişleme sorunları Kandil, İmralı ya da geçmişte sanıldığı gibi cezaevlerinden müdahaleden çok, kendi yönetiliş biçiminden kaynaklanmaktadır.

*HDP'ye yönelik baskı ve tutuklamalar partinin kendisini masaya yatırmasını zorlaştırıyor. Açık toplumsal tartışmalar yapamadığı için içe kapanıyor, tabandan gelen talep ve eleştiriler dikkate alınmadığı gerekçesiyle özeleştiriler anlamsızlaşıyor.

*Toplumsal sahiplenme zayıfladıkça söylemde hamasete yönelim gelişiyor ve parti dilinde sloganik tutuma sığınma arttıkça partiyi kriminalize etme girişimlerine zemin oluşuyor. Bu da yeni baskıları getiriyor.

‘RUTİNE BİNMİŞ SİYASET TARZINI TERKET' MESAJI

HDP’nin ikinci önemli sorununun çatışmalı süreç ile ilişkisinin yanlış tartışıldığından kaynaklandığını aktaran Bilgen, sözlerini şöyle sürdürdü;

*Bu gerilim halinin kısır döngüsünü kırmak için ise risk almak ve gerilimi boşa çıkaracak açılımlar için cesaretle siyaset geliştirmek gerekiyor. İkinci önemli sorun alanı, çatışmalı süreç ile HDP ilişkisinin yanlış tartışılıyor olmasından kaynaklanmaktadır.

*HDP'nin önünde çatışmalı sürecin bitmesini beklemek dışında gerçekçi tek seçenek vardır. Kendine dönmek, kendi sorunlarını çözecek değişime yönelmek ve kendini yeniden inşa etmek, rutine binmiş siyaset yapma tarzını terketmek, ezber bozacak, ön yargıları boşa çıkaracak arayışların içine girmektir.

*Baştaki soruna yeniden dönelim. HDP Kürtlerin bir kısmı ile birlikte Türk kamuoyuna güven verecek adımları atmayı başardığında bunu engellemeye kimin gücü yetebilir?

*Sorun gerçekten vesayet ve müdahale sorunu ise, bunu aşabilmenin tek yolu kendi yetkinliğini artırıp rüştünü ispat etmektir. Siyaset boşluk affetmez. Sorunlarıyla yüzleşip çözecek kapasiteyi sergileyemeyen organizmalara müdahale kaçınılmaz hale gelir.

“KİŞİSEL KAPRİS HESAPLAR…”

HDP'nin kongre süreçlerine değinen Bilgen, “HDP'nin önündeki büyük handikap aynı zamanda tarihi fırsattır. HDP kendi pozisyonunu kişisel kapris ve hesaplarla sabote edilmeyecek netlikte tarif edebilirse, Türkiye siyasetindeki anahtar rolü hem iktidarla hem muhalefetle ilişkilerini yeniden şekillendirecek 3’üncü yol zeminini geliştirecektir” şeklinde konuştu. (Sözcü)

Editör: Wan Haber