TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Güneydoğu’da 6 ilden sorumlu olan elektrik dağıtım şirketinin Temmuz ayından bu yana o bölgeden alacağının 56 milyon lira, Doğu Anadolu’da elektrik dağıtım şirketinin bölgeden toplam alacağının ise 20 milyon lira olduğunu belirten BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, toplamda 76 milyon borcun büyük bir kısmının cazibeli su ihtiyacının karşılanması için belediyeler tarafından kullanıldığına dikkat çekti. Elektrik dağıtım şirketlerinin alacaklarından ötürü belediyelerin elektriklerini kesmesi durumunda bölgede yaşayan insanların su ihtiyaçlarının karşılanmasının mümkün olmayacağının altını çizen Çelik, “Toplamda 200 civarındaki belediyenin 7 aylık borcunu ödeyemediği için elektriği kesilecek. Hükümetin soruna el atmasını bekliyoruz. Belediyelerin ekonomik kaynaklarının zenginleştirilmesi, mali özerkliğe kavuşturulması için bir kanun teklifi vermeyi düşünüyorum. Elektrik borçlarının yapılandırılması, cazibeli su ihtiyacını karşılayan belediyelere bu konuda yardımcı olmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Uludere davası ile ilgili verilen takipsizlik kararını da eleştiren Çelik, “Roboski karartıldı, unutturulmaya çalışıldı. Roboski’yi unutmayacağız ve unutturmayacağız. Askeri savcının takipsizlik kararı hukuk dışıdır. Sınır ötesi askeri operasyon ve savaş tezkeresi düşmana karşı verilir. Sivil, silahsız olduğu tespit edilen insanların bombardıman ile öldürülmesinin hiçbir izahı olamaz. Bunun mutlak anlamda aydınlatılması gerekirken, çifte standart ile katliamı örtmeye, ötelemeye ve gizlemeye kimsenin hakkı yoktur. Takipsizlikle sonuçlanması ahlak dışıdır. Kürtler hukuk aracılığı ile katledilmiştir” şeklinde konuştu.

Hükümet tarafından verilen ve HSYK’nın yapısını değiştiren kanun teklifi ile ilgili soru üzerine Çelik, “12 Eylül’den bu yana herkese deli gömleğe giydirilmişti, bunu kaldırmak Meclis’in göreviydi. Yeni sivil bir anayasa istemiştik. Türkiye’nin yeni geçici bir kısım adımlarla kaybedecek zamanı yok, Türkiye’nin 90 yıllık siyasal sorunlarımızı çözmeye takati yok. Yapılması gereken zamanı öldürmemek, emeği israf etmeden günümüzün hukuk devletine uygun adımları atmaktır. Olması gereken toplumun özgürlükleri ve güvencesidir. Adli kolluk diyoruz, Türkiye’de adli kolluk uygulaması yok ki. Adli kolluk olmalıdır, bizatihi yargının tasarrufunda olmalıdır. İdari mekanizmanın da içinde olduğu adli kolluk adil davranamaz” ifadelerini kullandı.

Çelik, Abdullah Öcalan’ın yeniden yargılanması ile ilgili bazı milletvekillerinin twitter’da yaptıkları açıklamaların sorulması üzerine, “Twitter, Meclis üyelerinin çok fazla başvuracağı bir iletişim aracı olmamalı. Siyasal bir konudur, bunu ayıplıyorum. Bu fikir Meclis’in kürsüsünde konuşulmalıdır. Twetler kişiye de zarar veren bir işleve de sahiptir. Herkesin onu amacına uygun olarak kullanmayı bilmesi şarttır. Yeniden yargılanmayı gerektirir bir durumun olmadığı, bu yönde bir bilgi bize gelmedi. AİHM’ye başvurular söz konusu” dedi. 

Editör: Wan Haber