İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bir kez daha Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi.

Ben-Gvir, sabah erken saatlerde korumalar eşliğinde Harem-i Şerif'e girdi. Bu hareket, başta Türkiye olmak üzere uluslararası tepkilere neden oldu.

Din savaşı uyarısı
Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlalin, "ateşle oynamak olduğunu", "bölgede herkesi etkileyecek ve istenmeyen sonuçları olacak bir din savaşına götüreceğini" belirtti.

Ebu Rudeyne, bugün yaşananların son derece tehlikeli olduğunu ve ABD ile uluslararası toplumun müdahalesini gerektirdiğini kaydetti.

"İsrail egemenliğini dayatamayacak"
Ben-Gvir ve fanatik Yahudilerin, Mescid-i Aksa'nın mevcut statükosunu değiştirme çabalarının kabul edilemez olduğunu ve başarısızlıkla sonuçlanacağını vurgulayan Ebu Rudeyne, şu ifadeleri kullandı:

Ben-Gvir'in hırsızlar gibi sabahın erken saatlerinde Mescid-i Aksa'ya girmesi, gerçeği değiştirmeyecek, İsrail egemenliğini dayatamayacak.

Hamas ve FHKC'den tepki
Hamas da yaptığı yazılı açıklamayla, baskına tepki gösterdi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

Mescid-i Aksa'yı yalnız bırakmayacağız. İşgal yönetimi, bakanlarının ve yerleşimcilerin baskınlarının sorumluluğunu taşıyacak. Ben-Gvir'in baskını, Mescid-i Aksa'ya yönelik tehlikenin ne kadar büyük olduğunun bir göstergesi.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) de baskının Mescid-i Aksa'nın statükosunu değiştirme çabası kapsamında olduğunu belirtti.

Hareket, bu planların ve çabaların başarıya ulaşmayacağını kaydetti.

Ben-Gvir'den ikinci kez Aksa'ya baskın
Ben-Gvir, Mescid-i Aksa’nın avlusundan yayınladığı görüntülü mesajında, "Burada ev sahibi biziz. Hamas'ın tehditlerinin hiçbir faydası olmayacak. Kudüs'ün ve tüm İsrail toprağının sahibi biziz.” ifadelerini kullanmıştı.

Filistinlilere yönelik ırkçı ve şiddet yanlısı söylemleri ve provokatif eylemleriyle tanınan aşırı sağcı Bakan, göreve gelişinden bu yana ikinci kez aynı provokasyona imza atmış oldu.

Ben-Gvir daha önce, göreve gelişinden günler sonra 3 Ocak’ta Mescid-i Aksa’ya girmiş ve bu eylemi ile 5 yıl sonra Mescid-i Aksa'ya giren görevdeki ilk İsrailli Bakan olmuştu.

Ben-Gvir'in bu baskını, işgal altındaki Filistin topraklarında tepkiyle karşılanmış ve gerilimi tırmandırmıştı.

Irkçı söylemleriyle adından söz ettiriyor
Filistin yönetimi ve Müslüman ülkelerin yanı sıra ABD’nin de dahil olduğu Batı ülkelerinden Ben-Gvir’in provokatif eylemine karşı tepkiler gelmişti.

Ben-Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu öncülüğünde bu yılın başında kurulan aşırı sağcı hükümette bakan olmadan önce milletvekilliği döneminde de Mescid-i Aksa baskınları, Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini teşvik etmesi ve ırkçı söylemleri nedeniyle sıkça adından söz ettiriyordu.

Mescid-i Aksa baskınları, Filistinlilere karşı silah çekmek gibi provokatif eylemleri ve fanatik Yahudi yerleşimcilerin şiddet eylemlerini teşvik etmesiyle bilinen Ben-Gvir, fanatik Yahudilerin terör saldırılarına ilişkin davalarda avukatlık yaptığı için Filistinliler tarafından "katillerin avukatı", "şeytanın avukatı" ve "sabıkalı" şeklinde anılıyor.

Ben-Gvir, ayrıca 1994 yılında işgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde İbrahim Camisi'nde ibadet eden Müslümanlara ateş açarak katliam gerçekleştiren fanatik Yahudi terörist Baruch Goldstein'a hayranlığını da gizlemiyor.

Ürdün: Tehlikeli ve provokatif bir adım
Ürdün Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sinan el-Mecali, Ben-Gvir'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya gerçekleştirdiği baskın nedeniyle yazılı bir açıklama yayınladı.

Mecali, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyerek Harem-i Şerif'e girmesini sert bir şekilde kınadıklarını belirtti. Baskını "provokatif ve tehlikeli bir adım" olarak nitelendiren Mecali, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik tüm eylemlerine ve ihlallerine derhal son vermesini istedi.

İsrail hükümetinden bir bakanın, Aksa'ya baskın düzenlemesi ve kutsallığını çiğnemesinin tahrik edici bir eylem olduğunu vurgulayan Mecali, şu ifadeleri kullandı:

Bu, Kudüs ile kutsal değerlerin mevcut tarihi ve hukuki statüsünün ve uluslararası hukukun kabul edilemez şekilde apaçık bir ihlalidir.

Mecali ayrıca bölgedeki mevcut tarihi ve hukuki statüyü bozmaya çalışan tüm uygulamalara son verilmesi ve Ürdün İslami Vakıflar Bakanlığı'na bağlı Mescd-i Aksa'nın işlerinden sorumlu Kudüs İslami Vakıflar İdaresi otoritesine saygı gösterilmesi çağrısında bulundu. AA

Editör: Wan Haber