Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Tunçtürk, son yıllarda yaşanan iklim değişikliklerini ilişkin açıklamalar yaptı. Prof. Dr. Tunçtürk, bölgede iki temel üretim sistemi olduğunu söyleyerek, “Biz bu bölgede kuru ve sulu tarım sistemine uygun üretim yapıyoruz. Kuru tarımda seçenekler sınırlı, ancak sulu tarım koşullarında sıcak iklim bitkileri hariç birçok tarla bitkisi, sebze ve meyve yetiştirilebiliyor.” dedi.
“KURU TARIMDA ARPA, BUĞDAY, ÇAVDAR ÖNE ÇIKIYOR”
Kuru tarım sisteminde üretilebilecek bitki çeşitliliğinin düşük olduğunu belirten Tunçtürk, bölgede en çok arpa ve buğday, biraz da çavdar yetiştirildiğini ifade etti. Eskiden yaygın olan mercimek üretiminin ise bugün oldukça azaldığını dile getirdi.

“SULU TARIMDA ÇEŞİT SAYISINI ARTIRMAK MÜMKÜN AMA İLİMİZDE ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ AZ”
Sulu tarım yapılabilen alanlarda aslında çok sayıda bitkinin yetiştirilebileceğini vurgulayan Dekan Prof. Dr. Murat Tunçtürk, buna rağmen bölgede sınırlı çeşit ekildiğini belirterek, “Gevaş ve Erciş’te fasulye ve Şekerpancarı üretiliyor. İl genelinde yoğun olarak yonca ve korunga üretimi var, az miktarda da mısır, fiğ ve nohut yetiştiriciliği söz konusu. Patates ise özellikle Adilcevaz, Ahlat çok az da Erciş'te ekilen önemli bir ürün. Bunun yanı sıra yıllar önce destekleme kapsamına ‘Aspir’ bitkisi alındı. Van şartlarında rahatlıkla yetiştirilebilirdi ancak alım garantisi olmadığı için üretimi sürdürülemedi” diye konuştu.
Tunçtürk, ayrıca kekik, adaçayı, melisa, lavanta gibi tıbbi ve aromatik bitkilerin hem sulu tarımda yüksek verim verdiğini, hem de uygun topraklarda kuru şartlarda üretilebileceğini anlatarak, çiftçilere alternatif ürün önerdi.
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VERİMİ DÜŞÜRDÜ”
Van’da 2023 ve 2024 yıllarında buğday ve arpa rekoltesindeki sert düşüşe dikkat çeken Dekan Tunçtürk, “Van Gölü havzasında tahıllarda bitki boyu 20–25 santimetrede kaldı. Başaklar küçüldü, verimler çok düştü. Bunun nedeni, vejetasyon döneminde yağışların yetersiz ve düzensiz olmasıydı.” dedi.
“YERALTI SULARININ BİLİNÇSİZ KULLANIMI GÖLDEKİ SU SEVEYESİNİ DÜŞÜRÜYOR”
Prof.Dr. Tunçtürk, Van Gölü’nde son dönemde görülen 4–5 metrelik çekilmenin yalnızca yağış azlığından kaynaklanmadığına dikkat çekerek, “Hangi ilçeye giderseniz onlarca sondaj kuyusunun açıldığını görebilirsiniz. Yeraltı suları kontrolsüz kullanılıyor. Bu durum gölü besleyen yeraltı kaynaklarını tüketiyor.” uyarısında bulundu.
“SALMA SULAMADA SUYUN YÜZDE 60’I BOŞA HARCANIYOR”
Sulamada yapılan hatalara dikkat çeken Tunçtürk, bölgede baraj doluluk oranlarının yüksek olmasına rağmen suyun büyük bölümünün tarlaya ulaşmadan kaybolduğunu belirterek şunları söyledi, “Açık toprak kanallar ve salma sulama yöntemiyle sulama yapılıyor, böylece suyun yaklaşık yüzde 60’ı kayboluyor. Suyun taşındığı kanalların beton ve kapalı olması gerekiyor, arazilerin sulanmasında basınçlı sulama sistemleri özellikle de damla sulama sistemi kullanımı yaygınlaştırılmalı.” ifadelerini kullandı.
“TOPRAK ANALİZİ YAPILMADAN VERİM BEKLENEMEZ”
Son olarak Van Gölü Havzası’ndaki toprakların organik maddece yeterli olduğunu ancak besin maddelerince fakir olduğunu ifade eden Prof. Dr. Murat Tunçtürk, çiftçilere şu uyarıda bulundu; “Topraklarımız genellikle kireçli ve kumlu yapıda. Çiftlik gübresi kullanarak ya da yeşil gübreleme yaparak topraklarımızın yapısını iyileştirebiliriz. Ekimden önce mutlaka toprak analizi yapılmalı ve analiz sonucuna göre topraklarımıza organik ya da suni gübreler verilmelidir. Aksi halde efektif bir üretim mümkün değil.”






