Türkiye'de kış aylarının gelmesiyle birlikte solunum yolları enfeksiyonlarında artış yaşanıyor. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi'nde erişkin bölümüne son 1 ayda solunum yolu enfeksiyonu şikayetiyle gelen günlük ortalama hasta sayısı yüzde 70-80 oranında arttı. Çocuk Acil Servisi'ne üst solunum yolu enfeksiyonu şikayetiyle gelen hasta sayısındaki artış yüzde 50'ye, alt solunum yolu enfeksiyonu şikayeti ise yüzde 30'a dayandı. Acil servise başvuran günlük yaklaşık 140 hastanın, örnek alınan yüzde 7-8'inin Covid test sonucu pozitif çıktı.

Üst solunum yolu enfeksiyonu ilerleyen hastaların alt solunum yolu hastalıklarına çevrilmesiyle birlikte yoğun bakım ünitelerinde yoğunluk yaşanmaya başladı. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi'ne giren DHA ekibi, buradaki hasta yoğunluğunu kayıt altına aldı.

YOĞUN BAKIMDA 65 YAŞ ÜZERİ KRONİK HASTALAR 
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melike Cengiz, yılın 12 ayı boyunca yoğun bakım ünitelerinin dolu olduğunu belirterek, kış aylarında yoğunluğun arttığını anlattı. Yoğun bakım ünitesine genellikle solunum yetmezliği şikayeti ilerleyen hastaları aldıklarını söyleyen Prof. Dr. Melike Cengiz, “İnfluenza, Covid veya Rinovirüs gibi tipi ne olursa olsun çok sık bulunan virüsler şu an izole ediliyor.

Bunlar genellikle basit enfeksiyon olarak atlatılabiliyor. Hastalar tedavilerle evlerine gönderiliyor ama özellikle bağışıklık sistemiyle ilgili sorunu olanlarda, diyabet ve kanser hastalarında, 1 yaşının altındaki çocuklarda, 65 yaş üzeri bireylerde ya da bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçları kullanan kişilerde gribal enfeksiyonlar hafif atlatılamayabiliyor.

Bu kişilerde alt solunum yollarını virüsün etkilemesi nedeniyle solunum yetmezliği ya da halk arasında bilinen zatürre meydana gelebiliyor. Eğer kandaki oksijen basıncı çok düşecek olursa, bu hastalara ek oksijen tedavileri ve daha da olmazsa solunum cihazında kullanılan tedavileri uygulamamız gerekiyor. Bunları da yoğun bakımlarda yapıyoruz. Nadiren gençlerde de görülüyor fakat genellikle 65 yaş üzeri bireylerde ya da sahip oldukları hastalıklar veya kullandıkları ilaçlara bağlı risk grubunu oluşturan kişilerde yoğun bakım ihtiyacı daha fazla" dedi.

MASKE KULLANIMI VE HİJYENE DİKKAT
Bu dönemde maske takmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Melike Cengiz, “Özellikle zatürreler için şu dönemde maske takmak çok önemli. Hem kendimizi korumak için hem de gripsek etrafımızdaki insanları koruyabilmek için çok önemli. Kapalı alanlarda çok fazla durmamaya özen göstermeliyiz. Kapalı alanda duruyorsak, bu alanların sık sık havalandırılması önemli. Tabii ki el hijyeni yine önemli. Grip olma ihtimali olan kişilerde mesafeyi korumamız gerekiyor. Bunun dışında genel vücut izi hijyeni de önem taşıyor" diye konuştu.

'GENEL ZATÜRRE TEDAVİSİ YAPIYORUZ'
Yoğun bakımda sadece Covid hastalarının olmadığını belirten Prof. Dr. Melike Cengiz, “Covid dışında farklı virüsler de izole edilebiliyor. Sonuçta Covid farklı varyantlarla halen devam ediyor. Rutin olarak her hastaya virüs tipiyle enfekte olduğuyla ilgili eskisi gibi test yapılamıyor. Dolayısıyla bize yatan hastalara bir test yapıldıysa bununla ilgili olup olmadığını öğrenebiliyoruz. Yapılmadıysa da zaten tedavisinde çok büyük değişiklik yok. Hangi virüsle enfekte olursa olsun burada genel zatürre tedavisi yapıyoruz. Solunum yetmezliğinin ağırlığına göre de hastalığı tedavi ediyoruz" dedi.

'GENEL ZATÜRRE TEDAVİSİ YAPIYORUZ'

‘HASTA YAKINLARININ RİSKLİ GRUBA YAKLAŞMAMALARI GEREKİYOR’
Risk grubunda olanların muhakkak kendisini korumaya çalışması gerektiğini belirten Prof. Dr. Cengiz, “Yaşlılarımıza dikkat etmemiz lazım. Diyabet hastaları, kanser hastalarının mümkün olduğunca toplu alanlara çıkmaması ya da bu kişilerin hasta olan yakınlarının bu riskli grupların yanına hasta oldukları süre içerisinde yaklaşmamaları lazım.

Çünkü sonuçta hayatı tehdit eden bir hale gelebiliyor ve hastaları kaybedebiliyoruz. Özellikle bu kış dönemi geçene kadar bu konuda dikkatli olunmasını rica ediyoruz. Riskli grubun evinden sürekli maskeyle çıkmasını tavsiye ediyoruz. Riskli gruba sahip olan yakınları olan kişilerin de yakınlarının yanına maskeyle girmesini tavsiye ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"KOVİD-19'UN YENİ VARYANTININ BULAŞICILIĞI DAHA YÜKSEK"
Kovid-19 etkeni olan SARS-CoV-2'nin de yeni endişe uyandırıcı varyantlarının ortaya çıkmaya devam ettiğine dikkat çeken Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya, güncel dolaşımda olan SARS-CoV-2 varyantı diğer solunum yolu virüslerinden bulaşıcılığı daha yüksek olduğunu ve özellikle yaşlıların da içinde bulunduğu riskli gruplarını daha çok etkilediğine değindi. Prof. Dr. Topkaya, yoğunlaşan hastane yatışlarını önlemek ve genel olarak hastalıktan korunmak için önlemlerin artırılması gerektiğini söyledi.

"Bugünlerde bütün solunum yolu etkeni virüslerin toplumda dolaştığı ve bu nedenlerle hastanelere yatışların arttığı bir dönemdeyiz" diyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya, özellikle yaşlılarda ve küçük çocuklarda viral solunum yolu hastalıklarının ağır seyrettiğini hatırlattı.

‘HASTA YAKINLARININ RİSKLİ GRUBA YAKLAŞMAMALARI GEREKİYOR’

“ENDİŞE EDİCE VARYANTLAR ÇIKMAYA DEVAM EDİYOR
Tüm dünyada Kasım 2023'ün ortalarından itibaren Kovid-19 vaka artışlarının dikkat çekici şekilde arttığına işaret eden Prof. Dr. Topkaya, “Genetik olarak değişikliğe uğramış virüse 'varyant' diyoruz. Bulaşıcılığı ve hastalandırıcılık özelliği artmış, laboratuvar testlerinden ve ilaçların etkisinden kaçabilen varyantlara ise 'endişe uyandıran varyantlar' deniyor. Kovid-19 etkeni olan SARS-CoV-2 nin de yeni endişe uyandırıcı varyantları ortaya çıkmaya devam ediyor" diye konuştu.

Kovid-19 vaka artışlarının dikkat çekici boyutta arttığını belirten Prof. Dr. Topkaya, güncel dolaşımdaki SARS-CoV-2 varyantının diğer solunum yolu virüslerinden bulaşıcılığının daha yüksek olduğunu ve bu nedenle özellikle yaşlı grubu çok etkilediğini anlattı.

Bu nedenle de Türkiye'de son aylarda hastanelere ve yoğun bakım ünitelerine yatışlarda artışın devam ettiğini değinin Prof. Dr. Topkaya, “Grip için hastalığın erken saptanması durumunda etkili olan bir ilaç bulunmaktadır ve ilacın erken başlanması hastalığın hafif seyretmesini sağlamaktadır. Oysa ki Kovid-19 için etkili bir ilaç yoktur. Bu nedenle hem grip hem de Kovid-19'dan kaçınmak için en önemli yöntem korunmadır" diye konuştu.

ŞİKAYETLER ALTTA YATAN HASTALIĞA GÖRE ARTABİLİYOR
Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya'nın verdiği bilgiye göre, güncel varyant ile oluşan belirtiler; boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, öksürük, yorgunluk, baş ağrısı, kas ağrısı, ateş ve terleme gibi griple benzer şekilde yaşanıyor. Prof. Dr. Topkaya, hastaların çoğunda klinik tablonun hafif seyirli olmakla birlikte bu durumun hastanın altta yatan hastalığı olup olmaması ve bağışık durumuyla yakından ilişkili olduğunu söyledi.

ŞİKAYETLER ALTTA YATAN HASTALIĞA GÖRE ARTABİLİYOR

“PANDEMİNİN BAŞINDAKİ ÖNLEMLERİ HATIRLATMA YARAR VAR
Varyantlara karşı geliştirilen aşıların ülkemizde bulunmadığını bu nedenle önlemlerin çok daha önem taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Topkaya sözlerini şöyle sürdürdü:“Bu nedenle bulaşıcılığı çok artmış olan yeni SARS-CoV-2 varyantı ve diğer solunum yolu virüslerinden korunmak için maske, mesafe, kalabalık ortamlardan kaçınma, el hijyeni, hastaların izolasyonu gibi pandeminin başında daha sıkı uyduğumuz önlemleri yeniden hatırlamakta ve günlük hayatımızda uygulamakta yarar var." 

Kaynak: MYNET