Görevi bıraktığı günden bu yana özellikle mali konularla ilgili olarak hedef tahtasına oturtulan Aysal, camianın ileri gelenlerinin ricasını kırmadı. Ünal Aysal'ın kapısını çalan bazı kongre üyelerinin, "Hafta sonunda mali genel kurul var. Siz bu basın toplantısını şimdi yaparsanız, hafta sonunda çok sağlıklı bir genel kurul geçirmeyeceğiz. Sizden rica ediyoruz. Açıklamalarınızı daha ileri bir tarihte yapın" talebinde bulundu. Kendisine yöneltilen suçlamalar nedeniyle bir süredir ciddi rahatsızlığı olan ve bu nedenle basının karşısına çıkma kararı alan Ünal Aysal ise bu talebe kayıtsız kalamadı.
Yeni tarih belirsiz
Aysal, kendisinden ricada bulunan kongre üyelerine, "Ben bugüne dek camianın mantıklı her türlü talebine olumlu yanıt verdim. Aklı selim davranmaya taraftarıyım. Camia bunu istiyorsa, anlayış gösteririm. Basın toplantısını ileri bir tarihe erteliyorum. Ama mutlaka basının karşısına çıkacağım. Bunun da böyle bilinmesini isterim" ifadesini kullandı. Ünal Aysal, düzenleyeceği basın toplantısı için net bir tarih belirlemediği, önümüzdeki günlerde yapacağı yeni bir açıklama ile basın toplantısının tarihini duyuracağı ifade edildi.
Albayrak: Ünal Aysal öyle bir sözleşme yapmış ki...
Galatasaray Başkan Yardımcısı Abdürrahim Albayrak, telefonla bağlandığı bir televizyon programında eski başkan Ünal Aysal'ı resmen topa tutmuştu. Ünal Aysal'ın Prandelli'ye gerçek dışı sözler verdiğini söyleyen Albayrak "Ünal Aysal hocaya gerçekleştirilemeyecek sözler vermiş. Almanya’da takım kuracağım, bir sene orayı çalıştıracaksın; ertesi sene Belçika’da takım alacağım orayı çalıştıracaksın' demiş. Şu anda futboldan memnun değilim. Mukavelesine baksanız kafayı yersiniz. İki gün sonra Avrupa maçımız var, ne olur yapmayın! Sözleşmesinde çok ağır maddeler var. Mancini hayatımda tanıdığım en dürüst insanlardan biri. 1 kuruş para almadan gitmiş. Prandelli, 'Ben buraya çalışmaya geldim' diyor" ifadelerini kullanmıştı.
PRANDELİ NE DEMİŞTİ?
Galatasaray Teknik Direktörü Cesare Prandelli'nin Galatasaray resmi sitesinden yaptığı açıklama şu şekilde:
Cumartesi günkü mağlubiyetten ve yaşanan tüm olayların ardından, bazı konulara açıklık getirmek istiyorum.
Öncelikle herhangi bir sorumluluktan kaçmadığımı, tüm yapıcı eleştirileri kabul ettiğimi ve buraya bu önemli hedef için geldiğimi tekrardan söylemek isterim.
Eski başkanımız beni çok önemli ve yenilikçi bir proje ile ikna etti. Bu projeye göre; Avrupa’da, biri İtalya’dan, biri Almanya’dan ve biri İngiltere’den olmak üzere, üç kulüp satın alınacak ve bu kulüpler, Galatasaray ile birlikte benim kontrolümde olacaktı.
Benim idealimdeki kadroda 20 oyuncu ile birlikte altyapıdan dört oyuncu daha vardı. Böylece kadronun kalitesini arttırarak geçtiğimiz sezon yaşanan istikrarsızlığın önüne geçmeyi planlıyorduk.
Göreve başladıktan sonra Pato, Ibarbo, Doria, Balanta, Marcelo, Douglas, Campbell ve Song gibi oyuncuların transferi için iletişime geçmiştik. Ve bu isimlerden en az ikisini kadromuza katmak istiyorduk. İmzayı attıktan 20 gün sonra ise bunun tam tersine Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Hanım, samimi bir şekilde, ekonomik olarak böyle bir gücümüzün olmadığını ifade etti.
Başkan ise kendisinin bu durumun üstesinden geleceğini söyleyerek başka isimler önermeye devam etti.
Sonrasında yaşananları biliyorsunuz.
Biz durumu kabul ederek kollarımızı sıvadık, elimizdeki takımdan maksimumu almak için çalışmaya devam ettik.
Tekrar hatırlatmak istiyorum, 32 kişilik bir oyuncu kadrosuyla antrenman yapıyoruz. Biz oyuncu almasak da, kadromuzdan oyuncu da göndermedik. Bu kadar geniş bir gruba sahipken zorlukların ne olduğunu anlamak pek zor değil. Sonrasında Süper Lig ve Şampiyonlar Ligi başladı, kolay olmayacağını hemen anladık; ama demoralize olmadık.
Başkan ise ilk olarak oyunumuzun kalitesini eleştirdi, daha sonra da fazla bir açıklama yapmadan istifa etti.
Yeni yönetim, açık fikirler ve güçlü bir iradeyle bu zor durumu bir önceki yönetimden miras aldı. Ve şu an bu durumu düzeltebilmek için çok çalışıyorlar. Şimdiden, biri kendi aramızda, diğeri ise futbolcuların da katılımıyla olmak üzere, herkesin kendi sorumluluklarını alması yönünde, iki de toplantı yaptık.
Burada bir şey söylemem gerekiyor.
Benim sözleşmem hiçbir şarta bağlı değil. Bilakis, ben buraya kazanmak için geldim. Para kazanmaya değil.
Benim geçmişim çok açık ve nettir. Her zaman kendi sorumluluklarımı almışımdır ve karşılığında hiçbir şey beklememişimdir. Ben burada tarihi başarıyı elde edebilmek için çok çalışıyorum, şimdiden katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum. Ve bunu başarabileceğimize hâlâ inanıyorum.
