Van İl merkezinin sınırlarının içerisinde yer alıp, Şehir merkezine 5 km. Uzaklıkta bulunur. Bu kayalık, 20 ila 120 metre arasında değişen bir genişlikte ve 1800 metre uzunluğunda, 100 metre yüksekliğinde doğal bir kütleye yani ağırlığa sahip olmaktadır. Güneyden dik ve sarp, kuzeyden meyilli topografik bir özellik göstermektedir. Üç bölümden oluşan kalenin kuzey tarafında bulunan çıkış yolu batı tarafında ise doğuya doğru gidildikçe hafif bir rampa şeklini almaktadır. Tuşpa ismi ile uzun yıllardan beri Urartu Devleti’nin başkentliğini yapmış olan bu kale Urartu kralı 1. sarduri aracılığı ile milattan önce 840 ile 830 tarihleri arasında inşa edilmiştir.

Kalenin içerisinde urartular’dan kalma Mother yani sardur burcu ile analı kızlı Açık hava tapınakları 1. Argişti, kurucular, ikinci sarduri kaya mezarlıkları ile bir merdivenden oluşan ana kayaya oyulmuş bir vaziyette duvar yatakları ve duvarlar ile örülmüş bir alan bulunmaktadır.

Birinci argişti, kurucular, mainova ve sur duvarları ile ilgili kale içerisinde urartular’dan sonra Osmanlı Devleti’ne kadar Pers imparatorluğu’na ait yazıtlar dışında kalan herhangi bir kalıntı bulunmamaktadır. Doğu tarafında bulunan sur ve kuleler genel itibariyle kuzey batıya bakan kale giriş kapıları ile tahkimat ve istihkam ile diğer beden duvarları aracılığı ile yapılmış yukarı kale ve süleyman han cami ile diğer minareler ve askeri amaç ile yapılmış kerpiç ve taştan çeşitli yapılar bulunmaktadır.

Van Kalesi

Tahkimatı meydana getiren beden duvarları genel itibariyle burçlar ve kuleler ile moloz taşlardan, kerpiç ya da kesme taş malzeme ile inşa edilmiştir. Bu duvar ve tahkimatlar kuzeyden kalenin dış görünüşünü oluşturmaktadır. Osmanlı Devleti döneminde kale, tamamen askeri amaçlar ile kullanılmıştır.

Asıl şehir ise kalenin güney tarafında kurulmuştur. Bu alan surlar ile çevrilmiş ve 1915’ten sonra tahrip olmuş haliyle günümüze kadar ulaşmıştır.

Sarp kayalıklardan ya da çok dar geçitlerden insana inanılmaz bir heyecan kazandıran VAN KALESİ özellikle de VAN ŞEHRİ'nin  sembollerinden biri olmayı hak etmektedir. Özellikle de Osmanlı Devleti zamanında askeri amaçlar ile kullanılmış olmasının bu kolyenin daha çok bir siper ya da bir gözetleme Kulesi biçiminde kullanıldığında anlamına gelmektedir.

Editör: Wan Haber