“10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamıyoruz.Çünkü meslektaşlarımız işsiz,

Çünkü işgüvenceleri patronların ve iktidarın iki dudağı arasında.

Artık adliyelere haber yapmaktan çok, ifade vermek için gidiyorlar,

Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamıyoruz

Çünkü meslektaşlarımız haber yaptıkları için gözaltındalar,

Çünkü cezaevindeler,

Çünkü haber takip ederken kafalarına silah dayanıyor, tartaklanıyorlar.

Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamıyoruz

Çünkü meslektaşlarımızın sendikalaşma, örgütlenme, toplusözleşme yapma hakkı elinden alınmış.

Çünkü gazete büroları kapatılıyor, birleştiriliyor, meslektaşlarımız işsizlikle tehdit edilip her işi yapmaya razı edilmek isteniyor.”

Gazeteciler, 10 Aralık Çalışan Gazeteciler Günü’nde baskılara, işten atmalara, şiddete, tutuklama ve cezalara hayır demek ve “Artık yeter, gerçekten ‘haber’ yapmak, üretmek, çalışmak istiyoruz” demek için eylemdeydi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve DİSK/Basın-İş Sendikası İstanbul’da Tünel Meydanı’ndan Galatasaray’a yaptığı yürüyüşte “Gerçeğin peşindeyiz, teslim olmayacağız” pankartı taşıdı.

 Aynı çağrıyı yapan G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu da “Gazetecilik suç değildir, susmayacağız” pankartıyla Ankara’da Yüksel Caddesi'ndeydi.

“Tutuklamaya, iddianamelere sevinir olduk”

TGS ve DİSK/Basın-İş ortak açıklamasında gazetecilerin çalışma haklarının yanı sıra yaşam hakkının da tehlikede olduğuna dikkat çekti.

“Çatışmaların giderek şiddetlendiği Kürt illerinde yaşananları kamuoyuna aktarmaya çalışan gazeteciler hemen her gün gözaltına alınıyor, başlarına silah dayanıyor, tartaklanıyor, tehdit ediliyor. Metin Göktepe'nin bir spor salonunda öldürülmesinden 20 yıl sonra gözaltına alınarak bir spor salonuna götürülen DİHA muhabiri Nedim Oruç'un gözaltında olduğunun kabul edilmesine sevinir olduk artık biz, bayramlara filan değil. Hiç bir hukuki karşılığı olmadan aylarca tutuklu kalan gazetecilerin iddianamelerinin hazırlanmasına sevinecek hale geliyoruz. Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutukluluğu bir buçuk ayı geçti, hala iddianame yok.

“Haberden çok ifade için adliyedeyiz”

“Artık haber yapmaktan çok, ifade vermek için adliyelerdeyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatları gün geçmiyor ki bir gazeteye, bir gazeteciye dava açmasın. Bugün gazeteciler sadece yaptıkları haberden dolayı yargılanmıyor. Haberlerde geçen cümleler, kelimeler cımbızla çekilerek davalar açılıyor.

“Sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlar dahi yargılanıyor. Sadece dava açsalar iyi. Doğrudan savcılara, hakimlere arkadaşlarımızı tutuklamaları için talimatlar veriliyor. Otuzu aşkın gazeteci hala cezaevlerinde. Üstlerine atılı suçlar farklı. Muktedirler diyor ki, “Gazetecilik nedeniyle tutuklu değiller”. Ama savcıların arkadaşlarımıza karşı ellerindeki tek delil yaptıkları haberler.

“Biz, bayramı kutlamayı tüm gazetecilerin özgürlüğüne kavuştuğu ve özgürce yazabileceği güne erteledik. İnsanca çalışıp, insanca yaşayabildiğimiz zaman bayram kutlamaya başlayacağız. Ama unutmayın, tüm baskılara rağmen gerçekleri yazmaya devam edeceğiz. Hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz. Tüm meslektaşlarımızı sendikal örgütlenmelerine sahip çıkmaya, gerçek bir bayram yaşamak için örgütlü mücadeleye çağırıyoruz.”

10 Ocak

55 yıl önce gazete patronlarının çıkarılan  212 sayılı Basın Yasası’nın protesto için üç gün gazete basmama kararı üzerine gazeteciler kendi gazetelerini bastılar. 

10 Ocak 1961’de haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak için yürüyüş düzenleyen gazeteciler aynı 11-12-13 Ocak 1961 günlerinde BASIN isimli gazeteyi hazırladı. 

O tarihten beri kutlanan 10 Ocak, 12 Mart darbesine kadar “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlandı. Darbenin ardından “bayram” olmaktan çıkarılan gün ve "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak anılmaya başladı. 

Editör: Wan Haber