Zehra İpşiroğlu dizileri bir tiyatro bilimci olarak yorumluyor ve bilinçli izleme doğrultusunda somut ipuçları veriyor. Eleştirmenin ‘Televizyon Dizi Pusulası/ Dizi Eleştirisinin Temelleri’ adlı bir kitabı bulunuyor ve bu kitapta özellikle toplumsal cinsiyeti ele alıyor. İpşiroğlu özellikle milyonların izlediği dizilerdeki kadın rollerine dikkat çekiyor. Dizilerin yaşadığımız toplumun bir aynası olduğunu da sözlerine ekliyor.

Farkında Olmadan Manipule Ediliyoruz

Dizilerde gösterilenlerin biz fark etmeden bizi manipule ettiğini belirten İpşiroğlu, eril bakışın sürekli dizilere yansıtıldığını ifade ediyor. Kadınlara hep klişe rollerin verildiğini ifade ediyor. Örneğin; iyi kalpli kadın, erkekleri parmağında oynatan kötü kadın, evde kalmış kadın örneklerini veriyor. Dizileri en çok izleyen kadınlar olduğu halde dizilerde işlenen konuların hep erkekler olduğuna değinen eleştirmen, erkeklerin iktidar savaşlarının, mücadelelerinin özellikle dizilerde ön plana çıktığını savunuyor. Kadınların ise bu tarz dizilerde resmen bir figüran olarak bulunduğunu söylüyor. Yani kadının erkekten bağımsız olarak kendini gerçekleştirdiği bir dizi yok diyor.

Dizilerde Figüran Hep Kadın Mı?

Şiddet Dizilerin Olmazsa Olmazı

Yazar İpşiroğlu, ataerkil bir sistemin otorite ve şiddeti merkezine koyduğunu ve heyecan yaratma adına bunu kullandığını belirtti. Dizilerde sorunlar sadece şiddetle çözümlenebilirmiş gibi gösteriliyor. Şiddet gösteren erkeğin koruması altında ise bir kadın muhakkak bulunuyor. Yani kadın erkek olmadan var olamıyormuş gibi duruyor.

Kadınlarında şiddet uyguladığı ‘Avlu’ ve ‘Ufak Tefek Cinayetler’  de yazara göre ataerkil bir modeli temsil ediyor. Ancak şiddet ve ataerkilliğin hiç sorgulanmadığını savunan yazar, Türkiye şartlarında bir dizide şiddetsiz bir direniş gösterilmesinin imkansız olduğunu belirtiyor. Diziler de az da olsa şiddete karşı karakterler olduğunu ancak bunların da bütün içinde kaybolduğunu belirtiyor.

Kadınların anne rolüyle saygınlığının arttırılmaya çalışmasını da ataerkilliğin tipik bir göstergesi olarak kabul eden yazar, özellikle babanın olmadığı dizilerde annelerin evdeki çocukların hayatlarını yönettiğini ve bunun da yine baba rolünü temsil ettiğini ifade ediyor.

Editör: Wan Haber