Depremin acı bir şekilde kendini hissettirdiği Van’da, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Van İl Müdürlüğü önemli çalışmalar yapıyor.

“HER KESİME ULAŞTIK”
Depremle mücadelede eğitimin önemini ifade eden Van AFAD İl Müdür Yardımcısı Taner Eltutan, “Van’da deprem konusunda AFAD olarak eğitim ve bilgilendirmeye çok önem veriyoruz. Bunun yanı sıra biliyorsunuz ki, yeni yapılan konutların deprem yönetmeliğine uygun olması çok önemli.

Bizler de AFAD olarak eğitim konusunda çok önemli aşamalar kaydettik. İlimiz nüfusunun büyük bir kısmına afet farkındalık anlamında bir şekilde ulaştık. Kimisine yüz yüze, kimisine çevrimiçi eğitimlerle, kimisine radyo programlarıyla, kimisine fuar stantları aracılığıyla bir şekilde bunu ulaştırmaya çalışıyoruz. Bize göre de afet ile mücadelenin en önemli bölümünü eğitim oluşturuyor” dedi.

VAN AFET MÜDAHALE PLANI HAZIR!
Eltutan, “Van AFAD olarak 70 arama kurtarma personelimiz var ve toplam 160 personelle hizmet veriyoruz” diyerek, afet durumlarında en hızlı ve etkili biçimde müdahale edilmesinin önemine vurgu yaptı.

Eltutan, “AFAD’ın Türkiye Afet Müdahale Planı diye isimlendirdiğimiz ulusal düzeyde bir planı var. İlimize uyarlanmış hali ise ‘Van Afet Planı’ şeklindedir. Büyük ölçekli olası bir deprem senaryosunda, 7 ve üzeri gibi, 7-24 nöbet tutan ekiplerimiz sahaya çıkmaya hazırlar. Bu gibi bir durumda her ne kadar bizler de birer afetzede olsak da mesleğimizin gereklerini yerine getirebilmek adına tereddütsüz harekete geçiyoruz” diye konuştu.

23 Ekim 2011 tarihinde merkez üssü Van’a 17 km uzaklıktaki Tabanlı köyü olan 7.2 büyüklüğündeki yıkıcı depremde Arama Kurtarmadan Sorumlu Birim Amiri olarak çalıştığını ifade eden Eltutan, “AFAD personeli olan arkadaşlarımın neredeyse tamamı sahadaydı. Eşlerini, çocuklarını, ailelerini burada bırakıp göreve gittiler ve birkaç gün hiçbir şekilde dönemediler. Tüm arama kurtarma personeli ve AFAD personeli için bu özverili durum geçerli” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE AFET MÜDAHALE PLANI 2011 VAN DEPREMİ’NDEN SONRA HAZIRLANDI”
Eltutan, “Türkiye Afet Müdahale Planı’nı örneklendirerek anlatacak olursak, 2011 Van depreminden sonra bizim şu anki haliyle bir afet müdahale planımız yoktu. Kulağa basit geliyor ancak enkazı kim kaldıracak, yaralıları hangi hastaneye göndereceğiz, yaralıları hangi ambulanslar götürecek, ili tahliye etmemiz gereken durumlarda hangi kurum tarafından tahliye gerçekleştirilecek, cenazeler tespit aşamasında nerede bekletilecek, kim tarafından defin edilecek, gibi soruların cevabı tamamen belirsizdi. Çok basit gibi görünse de yardım için gelen araçların yakıtını kim karşılayacak soruları yanıtsızdı” diye kaydetti.

Van depreminin müdahale planına referans alındığını ifade eden Eltutan, “Türkiye Afet Müdahale Planı Van depremi de şablon alınarak oluşturuldu. Burada çalışan herkesten veriler toparlandı ve afet planına referans olarak kullanıldı. Afet durumlarında yerelde 23 tane kamu kurumu görevli. Karayolları, AFAD, Emniyet ve Jandarma gibi aklınıza gelebilecek bütün kurumların görevleri var. AFAD arama kurtarmadan, barınmadan sorumluyken, Karayolları teknik hizmetlerden sorumludur. Belediyenin görevleri belli yani sizin anlayacağınız bu plana göre tüm bu görevler en küçük ayrıntısına kadar planlandı” şeklinde konuştu.

GEREKTİĞİNDE TÜRKİYE AFET MÜDAHALE PLANI DEVREDE
Van AFAD İl Müdür Yardımcısı Taner Eltutan, şöyle dedi; “İl bazındaki Afet Müdahale Planının akabinde ise Türkiye Afet Müdahale Planı devreye giriyor. Bu plan çerçevesinde her ilin destek illeri var. Örneğin Van’da bir deprem olduğunda haber beklemeksizin desteğe gelecek olan illerimiz var. Keza bizim de öyle, afet durumunda destek olmakla yükümlü olduğumuz iller var. Van AFAD’ın sorumluluk bölgesinde, Ağrı, Bitlis, Siirt, Muş ve Hakkari illeri var. Bu sıraladığım illere gerekli durumlarda destek olunuyor. Aynı biçimde ilimize yakın AFAD Birlik Müdürlüğü olan iller var, bunlar; Erzurum ve Diyarbakır müdürlükleri. Yine olası afetlerde ilimize her türlü desteği sağlıyorlar.” 

Afet seviyelerine göre müdahale planında değişiklik olduğunu belirten Eltutan, “Aslında afet sınıflandırması dediğimiz afet seviyeleri var. Örneğin 1’inci seviye olarak sınıflandırdığımız afetlerde, bu gruptaki afetler yerel imkanlarla çözülebileceği için herhangi bir yardım için çağrıda bulunulmaz. 2’nci seviye bölgesel düzeyde olur. Bu seviyede, öncesinde de söz ettiğim plan dahilindeki bölge illerinden destek alınacak seviyedir diyebiliriz. 3’üncü seviye ise ulusal düzeylerdeki afetlerin tabi olduğu sınıflandırmadır. Ulusal olunca ise bütün ülke imkanlarıyla bölgeye destek sağlanır. Afet bölgesinde arama kurtarma, ardından iyileştirme faaliyetleri sürdürülür. Son aşama dediğimiz 4’üncü seviye ise uluslararası düzeyde çağrıda bulunacak kadar ciddi hasara neden olmuş afetlerdir” diye belirtti.

“EN ÜCRA KÖYLERE GİDİYORUZ”
Eğitimin önemini daima koruduğunu belirten Eltutan, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı; “Bizler okullara, öğrencilere daha kolay ulaşıyoruz. Bu yüzden geçen yılki hedef kitlemiz ev hanımlarıydı. Bununla ilgili neredeyse her mahallede bulunan Aile Destek Merkezlerinde çok ciddi çalışmalarımız var. Bu merkezlerde belli toplantılar ayarlayıp o bölgelere kadar gidiyoruz. Bunu yaparken de Van merkez olsun gibi bir amaç da gütmüyoruz. Gürpınar’ın en ücra köyünü dahi es geçmiyoruz. Birkaç hafta önce Kırkdeğirmen Köyü’ne eğitime gittik ve 20 hanımefendiye eğitim verdik. Tüm bunları insanların değerlerini, hassasiyetlerini gözeterek yapma gayretindeyiz.”

Kaynak: WanHaber / Fatma Öztürk / Zehra Boğatekin Akman