Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Göktaş, 1 Ocak'ta yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'ndaki kademeli geçişe uygun olarak ertelenmesi gerektiğini söyledi.
Mersin SMMMO Başkanı Göktaş, 29 Aralık 2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan ve 1 Ocak 2013'ten itibaren yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği'ne ilişkin İHA'ya açıklama yaptı. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın 30 Haziran 2012 tarihinde yayımlandığını anımsatan Göktaş, yasanın işyeri tehlike sınıflarına göre kademeli olarak yürürlüğe gireceğini kaydetti. Buna göre, 50 ve üzeri çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işler sınıfında yer alan işyerlerinde yasanın 1 Ocak 2013 tarihinde uygulanmaya başlandığını belirten Göktaş, "50'den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işler sınıfındaki işyerleri 30 Haziran 2013'te, 50'den az çalışanı olan az tehlikeli işlerle kamu kesimi ise 30 Haziran 2014'te bu yasa kapsamına giriyor. 30 Haziran 2014 geldiğinde apartmanda çalışan apartman görevlisi de avukatlık bürosunda çalışan bir sekreter de mali müşavirlik bürosunda çalışan personel de bu yasaya tabi olacak" dedi.
Sürekli iş kazalarının yaşandığı ve can kayıplarının olduğu Türkiye'de işçilerin sağlığı ve güvenliğinin sağlanması gerektiğini ve yasanın güzel uygulamalar getirdiğini ifade eden Göktaş, ancak kademeli olarak yürürlüğe girecek yasaya karşın Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 1 Ocak'tan itibaren uygulanmaya başlanmasının önemli sıkıntıları da beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Yasaya göre işyerlerinde işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, hemşire bulundurmanın zorunlu kılındığını aktaran Göktaş, "Ancak, birden bu uygulamayı getirirseniz uygulamada çok büyük sıkıntılar yaşanır. İşyerlerinde görevlendirilecek işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve hemşirenin ayrı sertifikaları olması lazım. Ama şu anda Türkiye'de yeterli sertifikalı eleman yok. Yasa, 'bunu siz bünyenizde bulunduramıyorsanız ortak sağlayıcı hizmet şirketleri kurulacak' diyor. Kurulan şirket sayısı da Türkiye'de çok az. Bu ihtiyaca cevap vermiyor. Hal böyleyken 29 Aralık'ta risk değerlemesiyle ilgili bir yönetmelik yayımlandı. Kanun diyor ki, 'her işyeri iş kazalarıyla ilgili risk değerlemesi yapmak zorunda'. Yapmazsa birinci ayağı 3 bin lira, ikinci ayağı 4 bin 500 lira, üçüncü ayağı da 4 bin 500 lira olmak üzere para cezası var. Allah aşkına soruyorum, bir mali müşavir bürosu bir sigortalısı var, birinci ay bunu yapmadı diye 3 bin lira, ikinci ay 4 bin 500 lira ceza ödeyecek; bu avukat olabilir, doktor olabilir, bir bakkal, kafeterya, büfe olabilir, yani bunları kapatmaları mı gerekir? Bu cezayı nasıl ödeyecek? Ödemezse malını haczedecekler. Bu çok önemli" diye konuştu.
Yasanın, tehlike sınıfına göre kademeli olarak yürürlüğe girecek olmasına karşın, Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin, bir işçi de çalıştırsan 1 Ocak 2013'ten itibaren uygulanmaya başlandığına işaret eden Göktaş, "Yasa uygulaması bunu kademeli olarak getiriyor. Bu yasa o zaman yürürlüğe giriyorsa risk değerlemesi niye kademeli, buna uygun olarak girmiyor? Bu yönetmeliğin taslağı önce yasadaki uygulama gibiydi, ne hikmetse Resmi Gazete'de bir karşımıza çıktı, bunları kaldırmışlar. Acaba ceza devleti mi olmak istiyoruz, herkese ceza yazmak mı istiyoruz? Acaba bütçe gelirlerimizi vergi veya başka ad altında cezayla mı alacağız? Her tarafa bakıyorsun ceza. İşçi çalıştıracaksın Sosyal Güvenlik'te bir hata yaptın ceza, iş kanununda ceza, iş sağlığı güvenliğinde ceza, vergi kanunlarında ceza. Kabahatler Kanunu var, orada da her şey ceza. Esnaf, tüccar hepsi bu kanunlara tabi. Yani ceza güzel de bu kadar ceza koyuyoruz, bütçemize de dünyada olmayan bir ceza kalemi koyuyoruz ama buna rağmen yine eksik, hatalı işler oluyor" ifadelerini kullandı.

"YÖNETMELİK ACİLEN ERTELENMELİ"
İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin yasanın yürürlüğüne göre acilen ertelenmesi gerektiğinin altını çizen Göktaş, ayrıca işyeri sahiplerinin elinde hiçbir örnek bulunmadığını kaydederek şunları söyledi: "Bakanlık risk değerlemesiyle ilgili örnek formlar hazırlamalı. Bu zor mudur? Biz de gönüllü olarak hazırlarız. Bunları hazırlayalım, internette yayınlayalım, insanlar da alsınlar doldursunlar, işyerlerinde o tehlikeler var mı yok mu, o şekilde belirlensin. Elinde hiçbir örnek yok, basit bir-iki sayfayı geçmeyecek bir form. Yasa diyor ki, 'risk değerlendirmesini yaparken işveren olacak, işyeri temsilcisi olacak'; bir işçi var yani nasıl olacak? Bari '10'dan az çalıştıran işyerleri şimdilik risk değerlemesine tabi değil' deyin. İşyeri temsilcisi olacak, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili görevlendirme yapacaksınız, zaten bir-iki işçisi var, orada nasıl bir görevlendirme olacak? Bu tür bürolarda, az tehlikeli işlerde muafiyet olması lazım. Tüm esnafı, tüccarı öldürürsek ne olacak? Memlekette serbest çalışan kalmayacak. Bir de eleman yok, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı yok yeterince. Bunlar olmadan bunları zorunlu kılmak doğru değil. Bu hizmeti nereden alacaksınız? Risk değerlemesini ertelemek lazım, yasanın uygulama, yürürlük maddesine göre en azından ertelemek lazım. 10 ve daha az işçi çalıştırılan tehlikeli veya az tehlikeli işlerde de bu risk değerlemesinin ertelenmesi lazım."
(KYM-ÖK-E)

31.01.2013 10:19:32 TSI

Editör: Wan Haber