Uğur Tunçdemir - Burhan Ergin
One Ekonomi (WanHaber) Özel

2013 yılından bu yana Van TSO’da başkanlık görevini yürüten Takva, 3 yıllık çalışmalarını One Ekonomi’ye değerlendirdi. Ekonomide Değişim Hareketi (EDH) döneminden kalma seçim vaatlerine değindiğimiz röportajda Takva, yüzde 85 seçim vaatlerini yerine getirdiklerini fakat bazı seçim vaatlerini ise yerine getiremediklerini itiraf etti. Van’ın kalkınması için güç birliğine de ihtiyaç duyduklarını belirten Takva, kentin menfaatleri için her kesimden destek istedi. Fuar ve Kongre Merkezi projesinin fikir babası olan Takva, OSB’nin gerçek sahiplerini açıkladı ve ekledi. Van’ın 2023 hedeflerinden, çözüm sürecine kadar birçok konunun ele alındığı röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

İşte merakla beklenen o röportaj:
 
Öncellikle sizi tanıyabilir miyiz?
1969 Van doğumluyum. İlk orta ve lise tahsilimi Van’da tamamladım. Yükseköğrenimimi Ankara’da tamamladım. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde bir dönem yüksek lisans yaptım. Evliyim ve 4 tane çocuk babasıyım. Bütün hayatım Van’da geçti. 2013 Haziran ayından bu yana da Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanlığına üyelerimizin teveccühüyle seçilmiş bulunmaktayım. Görevimiz devam ediyor. 10 Ay sonra bir seçim yapılması bekleniyor. Eğer bir erteleme olmazsa 2016 yılının Kasım ayında oda seçimlerimizi yenileyeceğiz. Şu an görevimizin başındayız ve elimizden geldiğince üyelerimizin hak ve menfaati, kentin ekonomik dinamizmini arttırmaya yönelik bir çaba içerisinde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Van TSO seçimlerinin ardından 3 yıllık bir süreci geride bıraktınız. EDH olarak seçim vaatleriniz vardı, bu seçim vaatlerinizin hangilerini hayata geçirdiniz? 

Biz oda seçimlerine aday olduğumuz zaman Türkiye’deki birçok meslek odasından farklı olarak bir çalışma yürütmüştük, o zaman bir hareket oluşturduk ve o hareketi kayıt altına alma adına da bir seçim bildirgesi hazırlamıştık. Bu seçim bildirgesi seçildiğimiz günden bu yana hepimizin masasında duruyor. Yani oda da görev yapan yönetim kurulu ve meclis üyelerinin çoğunun masalarında duruyor. Bu seçim bildirgesinde biz kendi üyelerimize taahhüt ettiğimiz vaatleri yerine getirme konusunda bir duyarlılık içerisindeyiz. Aşağı yukarı haftada bir seçim bildirgemize bakıyoruz ve vaat ettiğimiz konulardan hangileri gerçekleşmişse bunları işaretliyoruz. Mesela kısa vadeli hedefler, orta vadeli hedefler ve uzun vadeli hedefler belirtmiştik. Belirgin olarak biz bu seçim bildirgesinde 5 bin adet kitapçık bastırarak, oda üyelerine de gönderdik. Ekonomi Değişimi Hareketi’nin vaat ettiği konuların hayata geçirilmesi konusunda neleri yapıp neleri yapamadığımız konusunu izleme fırsatı ve şansı üyelerimizin ellerinde, bu bir chek-in listesi. Yani bir denetim, kontrol listesi var. Geçenlerde biz bunun değerlendirilmesini yaptık 2015 yılı faaliyetlerimizi inşallah birkaç gün içinde hazırlayıp basın ve kamuoyu ile paylaşacağız.

TÜRKİYE’NİN EN ŞEFFAF ODASIYIZ!
Ben özellikle bunu iddia ediyorum Türkiye’nin en şeffaf odasıyız. Bütün hesaplarımız gelir ve gider dâhil olmak üzere bütün faaliyetlerimiz olmak üzere 6 ayda bir paylaşıyoruz. Bu zamana kadar kısa, orta ve uzun vadeli diye adlandırdığımız vaatlerimizin yüzde 85’ini hayata geçirdik. Bunu ilk kez sizinle paylaşıyorum. Kısa vadeli hedeflerimizin içinde 50 yıldır sağlanamayan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) etkin temsiliyeti önemli 3 kurulda görev almak suretiyle gerçekleştirdik. Aslında bizim yönetim kurulunda olma gibi bir isteğimiz vardı ama o zamanın şartlarında bu pek mümkün olmadı. Üye isteklerinde hızlılık, değişik isteklere uyum esnekliği, yeni hizmet biçimleri uygulama konusunda Türkiye’de hakikaten rol model olacak çalışmalar yaptık.

 

6-129.jpg

İTİRAF EDİYORUZ YAPAMADIK!
İki şeyi yapamadık. Bir tanesi biz 3 buçuk 4 yıllık dönem içerisinde üyelerimizin büyük bir kısmını yurt dışına götürme gibi bir vaadimiz vardı. Bu hem bölgesel sorunlardan dolayı, hem odanın bütçe olanakları imkânları hem de bizim dışımızda bu işi destekleyen finansal olanakların yetersiz olması nedeniyle bu konuda çok başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz ama yine de elimizden geldiğince üyelerimizi yurt dışı pazarlara erişim konusunda ciddi bir yönlendirmeye sevk ettik. Bir diğer çalışmamız da üyelerimizin odaya gelmeden hem borçlarını ödeyebilme, hem de odadan aldığı hizmetleri elektronik ortamda temin edecekleri bir yapı oluşturamadık. Bunun sebebi yasal engellerdi. İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası ve benzer bazı odalar bu konuda bir çalışma yürütüyorlar. Fakat yasal bir dayanağı yok. O belgelerin ileride bir itirazla karşılaşması durumunda hukuki bir zemini oluşmadığı için ileride böyle bir sorunla karşılaşmamak üzere bunu şu anda tartışıyoruz ve hayata geçmesi için de çaba sarf ediyoruz. Bu konuda biri hukuki nedenlerden dolayı, biri bölgesel olaylar, finansman gerekçesiyle oda üyelerimizin çoğunu yurt dışı pazarlara taşmanın eksikliğini itiraf ediyoruz. Onun dışında yüzde 85-90’lara varan bir başarı elde ettiğimizi ifade etmek istiyorum.

Seçimlerde tekrar aday olacak mısınız? Ekonomide Değişim Hareketi (EDH) bu seçimlerde kimi destekleyecek?

Biz geçen seçimlerde 6 ay kala bir çalışma başlattık fakat bir 6 ay daha uzayınca 1 yıla tekabül eden bir zamana denk geldi. O zaman yarıştığımız bazı adaylar bizi eleştirmişti. "Ya bunlar işte kötü ettiler, işte seçimi ele ayağa düşürdüler" diye. "Van Ticaret ve Sanayi Odası bunu hiç hak etmemişti" gibi bir takım eleştiriler dile getirmiştiler. Aslında bu bizim tercih ettiğimiz bir yöntem değildi. Yani bir yıl boyunca seçime hazırlanmak hakikaten insanın enerjisini de alır, zaman kaybına sebep verir, maddi kayıplara sebep verir. Bunun sıkıntısını en çok yaşayan bizdik. Tabi rakiplerimiz de buna karşılık daha fazla çalışmak zorunda hissetiler kendilerini, en azından bu konuda kendilerini ifade etmek, hedef kitlelere etkin erişim sağlama konusunda bir çalışma içine girdiler.


EDH TOPLANIP BAŞKAN ADAYINI SEÇECEK
Şu anda 10 aylık bir zaman var ama geçmiş seçimde yaşanan deneyimi bizim lehimize bir kazanım olarak sayan bazı arkadaşlarımızın, demokratik hak talepleri çerçevesinde bazı çalışmalar yürüttüklerini, üyeleri aradıklarını, gerek sosyal medyada, gerek medya aracılığıyla kendilerini ifade etme gibi bir eğilim içerisinde çabalarını gözlemliyoruz. Bundan da büyük bir keyif alıyorum. Bizim aday olup olmama konusunda henüz Ekonomi Değişim Hareketi’nin yürütmesini toplamış değiliz. Bu seçimlere yine EDH olarak girebiliriz. Çünkü bizim EDH’ye vefa borcumuz var. Hakkı olan insanlar var ve onların fikrini, görüşlerini almadan bir karara varamayız. Bende EDH’nin sözcüsüydüm o dönem işte başkanlık bize nasip oldu ama orada üzerimizde hakkı, hukuku olan insanlar var. EDH olmazsa bile orada emeği olan insanları bir araya getirip mutlaka onların görüşüne başvurmamız gerekiyor. Yani bu konuda onlarla görüşmeden ben bir karar veremem. Belki o arkadaşlarımız "tamam buraya kadar, biz desteğimizi sunduk. Bundan sonra böyle bir eylemin içerisinde yer almayacağız" yaklaşımı çıkarsa biz bunu saygıyla karşılayacağız ve bu işe girmeyeceğiz. Keza "Necdet Takva tamam sen başkanlık yaptın ama bizim içmizde bu işi daha iyi yapacak, inandığımız farklı bir rol model, bir aktör çıktı. Biz bu aktörü Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı olarak görmek isteriz" diye ifade edebilirler veya bireysel bir tavır çıkabilir. Bunların tamamı fevkalade önemli ve değerlidir ve böyle bir şey çıkarsa ben o insanlar için 100 kat emek harcar elimden geleni yaparım. Çünkü onlar benim çalışma arkadaşımdır ve her zaman yanlarında olacağım. Henüz bir görüşme yapmadık ama 1 ay içerisinde tüm o arkadaşları davet edip görüşeceğiz.

Şu an Aday Olan kimse Var mı?

Bizim seçimlerimiz saf bireysel bir tutumla olmuyor. Nihayetinde bir grup çalışmasına dayalı gelişiyor. Seçim sistemimizden kaynaklı, bir başkanlık seçimi olmuyor. İşte meslek komiteleri seçimleri oluyor. Daha sonra meclis oluşuyor ve yönetim kurulu seçiliyor. 3 aşamalı bir seçim oluyor. Dolayısıyla bu anlamda mevcut kadrolar iyi işler yapmıyor, Biz de adayız diye grup oluşturmaya çalışan bazı üyelerimizin olduğu duyumunu alıyoruz. Onlarda kendi demokratik hakları çerçevesinde böyle bir çalışma içerisindedirler, Onları da saygı ile karşılıyoruz.

VESOB, OSB ve TÜRSAB seçimlerine bir müdahaleniz oldu mu?

Ben sadece Van Şoförler ve Otomobilciler Odası seçimlerinde listeler üzerinde bir çalışma yaptım ama onun dışında sonradan yapılan herhangi bir meslek odasının seçimlerine direkt veya doğrudan bir müdahalem zımni ya da açık olmamıştır. TÜRSAB seçimleri ilginçtir, benim bir yönetim kurulu üyem aday oldu. Ben yönetim kurulu üyeme diyebilir miyim aday olma? Benim yönetim kurulu üyemin aday olması neden birilerini rahatsız eder? Böyle bir spekülasyon yaratmak doğru bir şey değildir. OSB seçimlerinde şuan bizim mevcut meclis üyemiz ve geçen seçimlerde rakibimiz olan bir arkadaşımız aday oldu. Ben hem TÜRSAB’a hem de OSB seçimlerine aday olan arkadaşlarıma aday olmamalarını söyledim. Ama nihai kararı arkadaşlarımız verdi ve ikisi de seçimleri kaybettiler. Kaybetmelerine sevinmedim elbette. Ama kazanan ekipleri de tebrik ettik, kutladık. Aslında o arkadaşların hemen seçimin ardından samimi demeçlerini beklerken, aksine ayrıştırıcı bir rol üstlendiler. Tebessümle karşılıyoruz.

5-237.jpg

Sizinle beraber yola çıkan arkadaşlarınız vardı; Ali Süer, Burhan Kandaşoğlu gibi isimler yönetimden neden ayrıldı?

Ali Süer Bey seçimden hemen sonraki süreçte bize verdiği dilekçesinde ayrılma kararı aldı. Bizim listelerimize 2 gruptan giren tek arkadaştı. Eğer bir gruptan çıkarsa diğer gruptan söz verdiği bir arkadaş lehine çekileceğini beyan etmişti. Bize verdiği istifa dilekçesinde de verdiği taahhüdü yerine getirmeye yönelikti. Tabi işin arka planında farklı şeyler duyduk, öğrendik. Farklı beklentiler olduğu yönünde bir takım şeyler oldu. Böyle bir taleple yönetim kurulundan çekildi ve bizde yönetim kurulumuzun oy birliğiyle istifasını onayladık. Dilekçesini de meclis oturumunda tüm üyelerin huzurunda okuduk. Birlikte çalıştığımız bir arkadaştı, kişisel olarak benim hiç çelişki yaşadığım biri değil, o noktada da değildik. Kendisiyle ilgili bir değerlendirme yapamam Allah işlerini rast getirsin. Burhan Kandaşoğlu ise işlerinin yoğunluğunu ileri sürerek bundan 1 ay önce görevinden ayrılma isteğini içeren istifa dilekçesini verdi. Halen meclis üyeliği devam ediyor. Bizde çağırdık burada kendisine bir plaket vererek kendisine sunmuş olduğu emeklerden dolayı teşekkür ettik. Burhan beyle hiçbir rahatsızlık yaşamadık, yönetim kurulunda hiçbir tartışmamızda olmamıştır. Bu bir görev anlayışıdır. Ticaret odası canlı, dinamik bir yapıdır. Görev değişimidir, herkes belli bir görevi üstlenir. Zaman içerisinde görev süresinin tamamlayıp ayrılanlar olur ya da tamamlamadan ayrılır. Asıl olan Ticaret ve Sanayi Odasıdır. Asıl olan Necdet Takva veya bireysel tutum ve davranışlar değildir. Hepimizin amacı tüccarın ve sanayicinin kendisini ifade etiği bir kurumu ilelebet güçlü bir şekilde hem bölgede hem de Türkiye’de lider bir meslek odası haline getirmektir. Bunun ötesindeki hiçbir amaç tutmaz zaten, reel de değildir, teferruattır.
 
Fuar ve Kongre Merkezi & Tekstil Kent kimin hakkı?


Öncelikle bu sorunuzu cevaplarken kimsenin ismini zikretmeyeceğim. Elbette Van'ın Hakkı... Türkiye’de 12 il cazibe merkezi olarak ilan edildi. Van’da bundan nasibini aldı. O cazibe merkezi kapsamında da her şehre Kalkınma Bakanlığınca kaynak aktarıldı ve ilin makro ihtiyaçlarına binaen bazı projeler hayata geçti. Tekstil Kent, Van Urartu Müzesi, Fuar ve Kongre Merkezi ve güneş enerjisiyle ilgili bir proje vardı, toplam 4 tane proje hayata geçti.

OSB’DEKİ YERLER KİMSENİN BABASININ MALI DEĞİL
Ben genel sekreterken o toplantıya katıldım ve dedim ki Van’ın cazibe merkezi olabilmesi için bir fuar ve kongre merkezine ihtiyacı var. Biz halı sahalarda, çadırlarda artık fuar yapmak istemiyoruz. Artık bu markalaştı, Bu projenin arkasında Van TSO durdu. Dolayısıyla bu 4 tane proje için kaynak aktarıldı. Daha sonrada yer arayışına gidildi ve Organize Sanayi Bölgesinde yapılmaya karar verildi. OSB’deki yer kimsenin babasının malı değil, yine bu müteşebbisin tahsis ettiği yerdir. Biz talebimizde Fuar ve Kongre Merkezi ile Tekstil Kent’in odamız bünyesinde olması gerektiğini vurguladık. Bu arkadaşların işi değil, sanayici kendi üretimini artırmaya çalışır, yatırım ortamını iyileştirmeye çalışır. Fuar ve Kongre Merkezi işletilmesi Türkiye’de yüzde 60’ı, 70’i belediye marifetiyle gidiyor. Yani belediyelerindir ama işletmelerini ticaret ve sanayi odaları yapıyor. Bir firma Van’da fuar düzenlemek isterse Van TSO’ya gelir. OSB’ye gitmez. Yasa böyle diyor. Bakın ben 3 yıldır görevdeyim. İsimler üzerinden tek bir açıklamamı bulun anında istifa edeyim. Bütün belirlemelerimiz kent politikalarıyla ilgilidir. Tüm yaklaşımlarımız kentsel katma değer yaratma, kentsel stratejiler belirleme üzerinedir. Bizim şahıslarla işimiz olmaz. Ayrıca hiç bir şahıs kentsel menfaatler söz konusu olunca kıymetli de değildir. Bakın bu Fuar ve Kongre Merkezi o kadar çok spekülasyona yol açtı ki inanamazsınız. Daha Sayın Necmeddin Çok’un başkan olduğu dönemde verdiğimiz bir mülakatta fuar ve kongre merkezlerinin Ticaret ve Sanayi Odaları marifetiyle yürütülmesinin kente fayda sağlayacağını söylemişiz. Ne Sayın Necmeddin Çok’un adından bahsetmişiz, ne de yönetiminden bir yatırımcının adından bahsetmişiz, asla isim zikretmemişiz. Kent politikalarını tartışırken bireysel tutum ve anlayışlardan uzak durmamız lazım. İsimler üzerinden yaklaşım doğru değildir. Sonra eski OSB Başkanı Necmeddin Çok çıktı şu açıklamayı yaptı. ‘Takva şov yapıyor’ bakın ondan sonra bile Necmeddin Çok’un şahsı ile ilgili bir tek açıklama yapmadım. Kaldı ki bu OSB’nin yeni yönetimine biz hayırlı olsun ziyaretine gittik. OSB bizim göz bebeğimiz, üretim üssümüz. Orada yanlış anlamalara ilişkin bir değerlendirme de yaptık ve onlar seçildikten bugüne kadar da Fuar ve Kongre Merkeziyle ilgili tek bir açıklamamız yoktur. Ama şimdi arkadaşlar yine isimler üzerinden kişisel, sığ ve anlamsız bir alan yaratma çalışması yürütüyor. saygı ile karşılıyorum. Ben çok sabırlı bir insanım. Bazen beni eleştiriyorlar, niye cevap verilmiyor diye? Bakın bizim buna ne Zamanımız ne de tevessülümüz olur. Önce herkes temsil ettiği kurumun bir geçmişine bakmalı, önce öğrenmeli sonra kelam etmeli. Şimdi bazı sorular geliyor.

7-070.jpg

İşte Van Ticaret ve Sanayi Odasının Tekno Kente ne kadar borcu var? Ya bizim Tekno Kente bir tek lira borcumuz yoktur. Velev ki olsa bile bu niye sizi rahatsız etsin ki, Ticaret ve Sanayi Odasının orada hissesine karşılık taahhüt ettiği hisse payı var. Yüzde 5 paya karşılık hissesini ödemiş, yüzde 15’inkini ödememiş ve bu bizden önceki bir durumdur. Bizde ödemek istemiyoruz, diyoruz bizim hissemiz yüzde 5 kalsın. İşte fuarcılık yapmaya bir yetkili firmamız var ve beni o firmaya ortak olmakla itham ediyorlar. Ya ben tüccarım, tüccara bu sorulur mu? Kaldı ki asla bir ortaklığım da yoktur. Biz hiç kim kime ihale sattı dedik mi şimdiye kadar? Demedik!.. Benim şu anda OSB’de bir yatırımım ve oyum var. Fabrika kuruyorum. Seçimlerde o kadar söz edildi ki ben 2 ay boyunca kimse bizim hakkımızda laf etmesin diye kendi yatırımıma, ustalarıma uğramadım. Bunun için 2 ay gecikmem oldu. Durum bu ben o arkadaşlara da başarılar diliyorum.

VAN TSO OSB'NİN HEM ANNESİ HEM DE BABASIDIR!
OSB’yi Van’da kuran 3 tane kurumdur. İl Özel İdaresi, Ticaret Odası ve belediyedir. Yani ilk parayı verip müteşebbis oluşturan bu 3 kurumdur. Yani bu 3 kurum oranın hem annesi, hem de babasıdır. Bu 3 kurumu eleştirmek şuna benzer; kalkıp birinin annesine ve babasına hakaret etmesi anlamındadır. Ayrıca ben orada müteşebbis heyetin içinde yer alıyorum. Ya Ticaret Odası, valilikle, belediyeyle beraber orayı hazırlamış, oranın alanını tahsis etmiş, oranın ot parasını, borcunu ödemiş, oradaki alt yapıyı hazırlamış, kredi kullanmış, parsellemiş, gelmişsin yer istemişsin sana tahsis edilmiş, seni yatırımcı yapmış, hayatını kolaylaştırmış. daha sonra sen gelip diyorsun ki Van Ticaret Odası kimdir. Böyle bir şey olmaz. Bu yaklaşım şık değil ve akılla izah edilemez.

Van esnafının cevabını merakla beklediği bir soru. Vergi terkini ne aşamada?

Vergi terkinine ciddi bir karşı duruş olduğu halde (ki bunlar bizim anlaşılmaz şekilde bizim iç paydaşlarımız ve Van'ın iç dinamikleridir) biz bu konuda hala ısrarla direniyor ve talepkarlığımızı sürdürüyoruz. Daha geçenlerde Sayın Başbakanın STK’larla yapmış olduğu toplantıda Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’le tekrar bu konuyu görüştüm. Ulaştırma ve İçişleri Bakanı geldiğinde ben kendileriyle bizzat paylaştım. Bu konuda bir mağduriyetin olduğunu, biriken vergilerin yatırımlar önünde de bir engel oluşturduğunu, bunun mutlaka çözülmesi gerektiğini söyledim. Her platformda birinci gündem maddemiz de budur. Bu bir haktır. Bu umut tacirliği değil, vergisini vermek isteyen zaten götürüp veriyor. Ben vergimi ödüyorum. Benim devlete 13 bin lira borcum var. Onun dışında bir tek lira borcum yok, ama ödeyemeyen ve ödeyemeyecek  çok fazla esnaf, tacir var. Bunlar iflasın eşiğinde duruyorlar.


DEVLET GÜÇLÜDÜR, İSTERSE YAPAR!
Devlet güçlüdür yapabilir. Zaten devletin varlık sebebi de budur. Yurttaşlarının hayatını kolaylaştırmaktır. İnanın bunu Van ödeyemez. 650 Milyon liradan bahsediyoruz. Bu ödeme olmaz, kimsenin gücü yok. Bu ödenirse yeminle biz biteriz. Bir de doğal affet var. Keyifle istenen bir şey değil. Vergi bir vatandaşın, bir tüccarın, bir esnafın, bir yatırımcının ödemesi gereken vatandaşlık görevidir, kutsal bir iştir. Biz o dönem 2011-2012-2013 yıllarının terkin edilmesini istemiştik ama şuan 2016 yılına geldik. Ya bir yıllık terkin olsun, iki yıllık terkin olsun. Ayet değil ki bu, bir iyileştirme yapılabilir. İnsanlar bunu bu koşullarda, bu şartlarda ödeyemezler.

AYLIK TOKİLERE ÖDENEN 8 MİLYON TL VAN’IN TİCARETİNİ KİLİTLİYOR!
Bunun yanında depremden sonra yapılan konutlar var. Biz her ay TOKİ’ye 8 milyon para ödüyoruz. Allah razı olsun o zaman kısa bir süre içinde yapıp insanları evlere yerleştirdiler ama 18 yıl boyunca ayda 8 milyon ödeyebilecek bir şehir miyiz? Ya ödeyemeyiz. 8 milyon ticareti kilitliyor. 30 bin lüks konut yıkıldı, onların yerine afet konutları yapıldı. Devletin görevi de budur. Kendi vatandaşının hayatını kolaylaştırmaktır. Yapılanları yok sayamayız, ama şimdi bunu ödeyebilecek bir durumda değiliz. Bizim talebimiz 4731 sayılı yasaya uygun olarak benze bir uygulama ile 1999 Kocaeli depreminde terkin edilen uygulamaya yönelik insanların önünde bir belirsizlik olan, insanların şu an yatırım imkânlarını kısıtlayan, karar vermelerini engelleyen ve Van’ında gerçekten ödemede güçlükle karşılaştığı bu vergilere bir yapılandırma yapmalarıdır. Erteleme, öteleme ile bu işi çözemeyiz. İnanın kabinede buna sıcak bakıyor. İçişleri bakanıyla görüştüm. Dedi konunun üzerinde duracağım. Bu bizi mahvetti. Vergilerin mutlaka terkin edilmesi lazım ve şu an bir beklentiye dönüştü. İnşallah kısa zamanda bir neticeye varırız.

GIRTLAĞA KADAR BORÇLUYUZ!
Vali bey de bunun iyi olacağı yönünde fikir beyan etti. Biz şuan ekonomik yaralarımızı borçlanarak sarıyoruz. Gırtlağa kadar borçluyuz. KOSGEB yeni kredi imkânı sağlasın istiyoruz. Devlet çıksın desin ki ben terkin etmiyorum ama 10 yıl size vade yapıyorum. Borçlarınızı 10 yıl içinde faizsiz ödeyin. İnanın biz gider ellerini öperiz. Kaldı ki Van o kadar zengin bir şehir değil. Van'ın hala kamu destekleriyle kendi gelişimini sağlaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu da bir gerçek realitedir. Bizim hala kamuya ihtiyacımız var. Hala bir Kocaeli, İstanbul değiliz. En zenginimiz bile her gün ağlıyor. Deme ki zenginlik yok. Bu konuda Van’daki milletvekillerimizin de üzerine düşmesi gereken işleri yapması gerekiyor. Nihayetinde buraya yatırım Ankara’dan gelir. Milletvekillerine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var ve başka yolu da yok.

3-431.jpg

Başta sınır komşumuz İranlılar olmak üzere son zamanlarda turistler neden Van’ı tercih etmiyor? Turizmi canlandırmak için bir çalışmanız var mı?

Birçok Avrupa ülkesi, birçok Ortadoğu ülkesi, ülkemizin özellikle uluslararası arenadaki yaklaşımından dolayı kendi vatandaşlarını Türkiye’nin güvenli bir ülke olmadığına sevk ediyor. Bunun en somut örneği Rusya’dır. Bildiğiniz üzere bizim en önemli pazarlarımızdan bir tanesi Rusya’dır. Dolayısıyla Rusya ile ilişkilerimiz ortada ve kendi vatandaşlarını başka ülkelere yönlendirme çabaları var. İran ile de benzer bir sorun yaşıyoruz. İşte Rusya ve İran la somut olarak biz Suriye politikası nedeniyle bir çelişki yaşıyoruz. Hal böyle olunca da kendi vatandaşlarına Türkiye’de seyahat etmeyin uyarısında bulunuyorlar. Doğal olarak Van’da bundan nasibini alıyor. Bizim geçen yıl yaptığımız alışveriş günlerinin ikincisini bu sene yapacağız. Önümüzdeki hafta bir heyetimizi İran’a göndereceğiz. Özellikle İran’ın sınır kentlerinde Van’a gelen burada zaman geçiren İranlı vatandaşları tekrar, geçen yıldan daha fazla gelmelerini temin edecek bir çalışmamız var. Urmiye, Salmas, Hoy, Tebriz’de tanıtımlar yapacağız. Onlara uygun alışveriş imkânı sağlayacak bir tanıtım yapacağız. Geçen sene 50 bin İranlı Van’da alışveriş yaptı ve yüzde 42’lik bir artış vardı. Bu yüzde 42’lik artışın içinde içinde nakit alışveriş yoktu. Sadece kredi kartı ile yapılan alışverişleri hesaplayabildik. Genel olarak baktığımızda kredi kartı ve peşin olarak yapılan alışverişlerde yüzde 85-90’lık bir artış oldu. Ha bu arada Kimse bunun için bizi alkışlamadı...

Van’ın Sorunlarını Çözmek İçin Oluşturulan Güç Birliği Platformunu Nasıl Değerlendiriyorsunuz?

Van için son derece önemli bir oluşum ve herkesin bu oluşumun içinde yer alması gerekiyor. Katılım göstermeyen milletvekillerimizle görüşüyoruz. İkinci toplantıya biz ev sahipliği edeceğiz ve kentin bütün aktörlerinin etkin bir şekilde gücünü kullanabilme imkânını arayacağız. Hepimizin Van için ortaklaşması lazım. Birbirimizi sevmeyebiliriz ama birbirimize tahammül etmemiz lazım. Söz konusu kentin lehine bir talepse bu konuda samimiyetle bir ortaklaşma zemini yaratmamız lazım. Dolayısıyla biz enerjimizin tamamını kentin menfaatlerini daha ileriye taşımak, kentin menfaatlerini korumaya yönelik harcıyoruz. Bir ortak noktada bir araya gelemezsek birbirimizi yeriz. Biz Van TSO olarak inatla bundan kaçınıyoruz. Büyük bir sabır göstererek kaçınıyoruz, yoksa söyleyecek sözümüzün olmadığından değil.

Son zamanlarda yapılan fuarları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz Van TSO olarak yapılan bütün fuarlara katılıyoruz. Şimdi fuarlardaki sıkıntımız odaklanma meselesidir. Söz konusu Van olunca bütün kurumların bir araya gelmesi lazım. Valilik olmadan, belediye olmadan biz bu kentte meslek odası faaliyeti yürütemeyiz. Hepimizin onların enerjisine ihtiyacı var. Bu insanların da mutlaka buna bakarak bir davranış sergilemeleri gerekiyor. Yani kurumsal güç halkın gücüdür. Kurumsal güç kimsenin bireysel tekelinde, bireysel tasarrufunda olan bir şey değil. 28-31 Ocak tarihlerinde yapılan EMİTT fuarına da katıldık. Fuarı düzenleyen Van İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne yazı da yazdık, katkıda da bulunduk. Birde fuar sonrası komik bir durum gelişti. Sosyal medyada birileri kedi maketine eleştiri yapıyor, biride çıkıp Van TSO’yu eleştirerek tatmin arıyor. Şimdi buna güler misin ağlar mısın?

Van 2023 ihracat hedefine ulaşabilecek mi?

2023 hedefimize bu koşullarda ulaşmamız zor görünüyor. Çünkü gümrük kapılarında çok ciddi sorunlarımız var. Biz istesek bile ithalat, ihracat yapabilecek bir alt yapımız yok. Yani biz enerjimizi Kapıköy’ün modernizasyonuna harcamamız lazım. Oradaki alt yapının güçlendirilmesi için harcamamız lazım. İran ile görüşüp karşı taraftaki yolun yapılmasını temin etmemiz lazım. Yani bizim başka işlerle uğraşmamız lazım. Biz şu an işimizi bırakmışız birbirimizi dövmekle zaman kaybediyoruz. İnanın ben üzülüyorum, Van büyük bir potansiyele sahiptir. Yeter ki bizler o potansiyelleri samimiyetle hayata geçirebilelim. Yani merkezi hükümet nezdinde, politikacıların gücü ve enerjisine ihtiyacımız var. Bizim valiliğe, büyükşehir belediyesine, ilçe belediyelerine ihtiyacımız var. Tamam, üst düzey siyasetlerini elbette yapsınlar, ama Van için bir araya gelelim. Bakın biz buna iyi hizmet ederiz yeter ki bir araya gelsinler. Ama maalesef gelmiyorlar bunun da cezasını halk çekiyor.



Van'daki 8 milletvekili Van için neler yaptı, performanslarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şu an henüz yeniler. Ama Milletvekillerimiz çok daha iyi olabilir. Yani kendilerini yürüttükleri üst düzey politik bakış açılarından biraz alıkoyabilirlerse, kentin sorunlarına odaklanabilirlerse çok daha iyi bir performans gösterebilirler. Van milletvekili olmak da ayrıcalıklı bir konumdur. Çünkü dezavantajlı bir kenti temsil ediyorsun. Yani vekillerin her şeyi söyleme ve talep etme hakkı var. Van’da siyaset yapmak hem ayrıcalıktır, hem de ateşten gömlektir. Van’daki 8 tane vekil de bizim için kıymetlidir. Fatih Çiftci’nin bakan yardımcısı olması son derece iyi ve önemlidir. Bakın ben ilimizin sorunları çözümü konusunda kendilerini ziyaret ettim, etmeye devam edeceğim. Yeter ki Van’ın sorunları çözümünde çaba sarf etsinler. Bizler de onlara hizmet etmeye hazırız. 


SÜREÇ BİTTİ, EKONOMİ DİBE VURDU!
23 Temmuz’dan sonra çözüm sürecinin rafa kaldırılmasından dolayı çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Ekonomi resmen dibe vurdu. Operasyonların başlamasıyla birlikte artan olaylar ve çatışmalı sürecin tırmanması yeni bir konsept yarattı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi de bundan direkt etkilendi. Her açıdan ( ki kaybedilen Can'lar çok acıtıyor hepimizi) ciddi kayıplarımız var. Bakın Suriye politikası Güneydoğu’yu tamamıyla kilitledi. İşte bizim gümrük memurlarımızın kaçırılması, 2 buçuk ay Kapıköy’ün kapalı kalması, İran ile ilişkilerimizin gergin hale gelmesi, bizim buradaki bütün ticaretimizi olumsuz etkiledi. Bizim amaçladığımız kaldığı yerden çözüm sürecinin devam etmesidir. Farklı bir isimde olsa buna ihtiyacımız var.

4-360.jpg

Van Shopping Fest 2016'dan beklentileriniz nelerdir?

Shopping Fest'den beklentimiz en az geçen yılki performansı sergileyebilmektir, ama daha fazla görsellik, daha fazla yatırım, daha fazla kaynak ayırarak yapmaya çalışıyoruz. Yani ışıklandırmamızı çok daha kaliteli yapmaya çalışıyoruz. Geçen yıl 2 tane konser yaptık bu sene 4 tane yapmak istiyoruz. Geçen yılki tanıtıma 30-40 bin lira harcadık. Bu sene 50-100 bin lira harcamak istiyoruz. Kuzey Irak Kürdistan bölgesine gitmek istiyoruz, biraz oradaki pazarlara da dokunmak istiyoruz. Ermenistan’a da gitmek istiyoruz. İşte Ermenilerin tatillerini burada geçirmesini temin edelim istiyoruz. O 20 günlük süreçte daha fazla işyerinin, daha fazla indirim yapmasını istiyoruz. Yani o kredi kartlarındaki verileri ikiye katlayalım istiyoruz. İşte bu çatışmalı süreç bölgemizi çok etkiledi. Bizim 10 aylık bir süre zarfımız kaldı ve olur muyuz? Olmaz mıyız? Belli değil, ama Van’ın ekonomisi, ticareti için vekillerimiz, valilik, belediyenin bir araya gelmesi lazım. Van Shopping Festivaline Van AVM sponsor oldu.

Van TSO Ankara ofisini neden kapattı?

Biz Ankara’daki ofisimizi 31.12.2015 tarihi itibariyle kapattık. Biz ofisi kurduğumuzda özellikle merkezi hükümet nezdinde, Ankara nezdinde faaliyetleri olan tüccarlarımızın, işletmelerimizin hayatını kolaylaştırmaya yönelik bir anlayışla kurduk. Bir yıl içerisinde yaklaşık 20’ye yakın işletme ofisten yararlandı. Bizim oradaki koordinatörümüzde pırıl pırıl bir arkadaşımızdı. Tolga Yüksel arkadaşımız başarılı çalışmalara imza attı. Ben ona teşekkür ediyorum. Beklenen bir ilgi alaka olmayınca biz daha fazla maliyet yaratmasın diye ofisi kapattık. Şimdi İstanbul’u değerlendiriyoruz. Zaten biz Ankara’daki ofisin rağbet görmesi halinde akabinde İstanbul ofisimizi açacaktık. Ankara olmadı ama İstanbul ofisimizi açmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Deniz Ticaret Odası’nın müjdesini Ulaştırma ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım verdi. Deniz Ticaret Odası ne zaman açılacak?

Van’da denizcilik sektörü yavaş yavaş önemli bir sektör haline geliyor. Van'ın sektörün imkân ve olanaklardan yararlanması için bir deniz ticaret odası temsilciliğine ihtiyacımız var. Biz buna her türlü imkan ve olanağı sağlarız. Ofis tahsis ederiz, bedava yer veririz. Biz göreve geldiğimiz günden bu yana sürekli gündemde tutuyoruz. Bakan'da onayladı. Bunun olabilmesi içinde İstanbul Deniz Ticaret Odasının buraya bir temsilcilik yetkisini vermesi gerekiyor. O konudaki çalışmalarımız devam ediyor. Ben inanıyorum ki biz birkaç ay içinde temsilciliği oluşturacağız.

Teşekkür ediyorum.

Editör: Wan Haber