Prestij Gazetesi'nden Fazıl Erüş'ün haberine göre: Kentin en büyük değerlerinden biri olan Van Gölü değerlendirilmemekle birlikte bir milyonu aşkın insanın katı ve sıvı atığı ile kirletiliyor. Kentteki arıtma tesisinin yetersiz kaldığı görülürken, gölün her geçen gün daha da kirlendiği belirtiliyor. Uzmarlar, herhangi bir tedbir alınmaması durumunda 25 yıl sonra Vangölü'nün yok olabileceği uyarısında bulunurken Van Kent Konseyi Başkanı Ümit Keser, "Vangölü'nün korunması, kirlilikten arındırılması için birlikte, ortak hareket etmeliyiz. Bu gölü kaybedersek çok şeyi kaybederiz. Bütün kurumlar göl için ortak hareket etmek zorundadır. Çünkü Vangölü bir dünya mirasıdır" dedi. Van Kent Konseyi Başkanı Ümit Keser, kentte bir çok sorunun çözümü için gerekli olmakla birlikte, Vangölü kirliliğinin önüne geçebilmek için de ortak hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Van Gölü'nün tüm çağrılara rağmen halen kirletildiğini belirten Keser, "Van Gölü bizim. Bu gölü sahiplenmemiz ve kirliliğinin önüne geçmemiz gerekiyor. Başka bir Vangölü yok" dedi. "VAN GÖLÜ DÜNYA MİRASI"2011 depreminden sonra kentin birçok sorunla karşı karşıya kaldığını ve bu sorunların birçoğunu çözmekte başarılı olduğunu ancak en önemli sorunların da hala çözüm beklediğini vurgulayan Keser, Van Gölü'nün bir dünya mirası olduğunu ve buna sahip çıkılması gerektiğini ifade etti. "ÇABA VAR AMA YETMEZ !.."Van Milletvekilleri ile Van Gölü sahilinde bir toplantı yapmak istediklerini belirten Keser, "Van Gölü sahilinde milletvekillerimiz ile bir toplantı yapmak istiyoruz. Orada Van Gölü'nü ve kirliliğini konuşmak, anlatmak daha etkili olur diye düşünüyorum. Van Gölü dünya mirasıdır. Uluslararası önemli bir göldür. Van Gölü kirletiliyor dediğimizde batı illerinde yanlış anlaşılıyoruz. Sanki bir göl var, biz de durmadan burayı kirletiyoruz algısı yaratılıyor. Durum böyle olmasa da şimdiden ciddi bir önlem alınması için bu şekilde uyarılar yapıyoruz. Kabul etmek gerekir ki Van Gölü iyi değerlendirmemekle birlikte bir milyonu aşkın insanın katı ve sıvı atığı ile kirletiliyor.Van Büyükşehir Belediyemiz Van Gölü kirlenmesin diye bir çaba da sarf ediyor. Ancak biz buna yetmez diyoruz"dedi. "HALK BİLİNÇLİ VE DUYARLI"Van halkının bilinçli ve duyarlı olduğunu aktaran Keser, "Vanlılar kendi evinin ve dükkânın önünü süpüren bir halktır. İnanın halkımız kendi gölünü kirletmemek için de duyarlı davranıyor. Göl kenarında piknik yaptığında piknik sonrası çöpleri kendisiyle birlikte alır getirir. Buna bizzat şahit oluyorum. Bu nedenle yetkili kurum ve kuruluşlar da 'Van Gölü kirletilmesin'diye bir çaba sarf ederse çok daha iyi olur diye düşünüyorum" diye belirtti. 'TARTIŞMA DEVAM EDİYOR'Van'da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde yaşanan depremlerin üzerinden 3,5 yılı aşkın bir zaman geçti. Kentte bir yandan ağır hasarlı binaların yıkımı devam ederken, bir yandan da kabul edilen imar planı tartışmaları devam ediyor. Kabul edilen kent imarı hakkında da konuşan Keser, "Ortada halkın net olarak anlayacağı bir imar planı yok" dedi."İmarı politik çıkarlardan arındırmalıyız" diyen Keser, "Bir kentin coğrafyasına, nüfus artışına, topoğrafik yapısına aykırı hareket ederseniz o kentte harcadığınız tüm paralar yaptığınız tüm yatırımlar boşa gitmiş olur. Yeniden kanalizasyon, içme suyu gibi alt yapıya yeniden kat ve kat fazla para harcamak zorunda kalırsınız. Bunun için imar bu kentin yapısına göre fikir alışverişi sonucunda hazırlanmalıydı. Ancak "Seninkilerin istekleri böyle benimkilerin istekleri şöyle" bir imar planlama dönemi geçiriyoruz. Biz her şeye rağmen en kötü plan plansızlıktan daha iyidir diyerek sahip çıkılmaması kötüdür dedik. Ancak hala ortada halkın net olarak anlayacağı bir plan yok.Ne olursa olsun plan konusunda herkesi duyarlılığa davet ediyoruz. Deprem sonrasında arsa alım satımı, inşaat sektörü tamamıyla durdu. Bu kentte tarım ve hayvancılıkta da yok. Dolayısıyla halk mağdur. Bu nedenle biran önce halkın ve kentin yararına bir plan hazırlanmalı. İmar planının bilimsel bir dayanağı olmalı. İmarı politik çıkarlardan arındırmalıyız. Bunun için çaba sarf edilmelidir. Yeterli imar anlayışını oluşturmakta zayıf kaldık. Belediyelerin bu konuda tam yetkin olduğunu da söylemek doğru olmaz ama çaba sarf ediyorlar" şeklinde konuştu.