Doç. Dr. Hasan Çiçek, toplumun bir kez daha kucaklayıcı olmayan, proje geliştirmeyen ya da bu konuda çaba sarf etmez bir görüntü sergileyen muhalefeti cezalandırdığını söyledi. Çiçek, “Çünkü bu seçimde muhalefet siyaset sahnesinde yer almayan başka oluşumların ürettikleri malzemeler üzerinden hükümeti yıpratmak istedi. Hükümet de kendini savunmaya alınca, yerel seçim genel seçim havasına girdi. Muhalefetin, hükümetin yaptığı icraatlara alternatif olacak projeleri tartışmak, yapacaklarını konuşmak yerine ses kayıtları veya kasetler üzerinden siyasete soyunması, tek malzemenin bu olması, meşru olmayan yollarla siyasete müdahale olarak algılandı. Meşru siyasete, gayrimeşru yollarla müdahale algısı toplumu Başbakana sahip çıkmaya yöneltti. Böylece meşru siyaset bir kere daha kazanmış oldu. Oysa muhalefet siyasette esrarengiz kasetlerle propaganda yapmak yerine projeler geliştirseydi, siyaset üretseydi daha başarılı olurdu. Halk artık komplolara ve şantajvari siyaset anlayışına prim vermiyor” dedi. Toplumun meşru olmayan yollarla yapılan siyaset tarzını cezalandırdığını ifade eden Doç. Dr. Hasan Çiçek, “Muhalefet, politik hiçbir sorumluluğu olmayan esrarengiz bir gücün ürettiği kasetlerin arkasında yürüyünce, toplumda bir komplo ve şantaj algısı oluştu. Bu da muhalefete olan güveni yok etti ve bütün aleyhte propagandaya rağmen, halk hükümetin arakasında durdu. Ayrıca, ülkemizde bütün dünyanın kabul ettiği bir ekonomik istikrar ve ekonomik güven var. Halk hükümete, bu ortamın devamını sağlama desteği de verdi. Ayrıca barış ortamı da önemli bir faktör. Bölgemizdeki barış havası, uzun süredir ölümlerin olmaması da etkili bir başarı faktörüdür. Türkiye’nin demokrasi tarihinde yeni bir sayfa açılmıştır. Halk meşru siyasete gayrimeşru bir müdahaleyi kabul etmemiştir. Askeri vesayetten kurtulan toplum yeni bir vesayete de yol vermemiştir. Demokratik standartlar yükseltildikçe, ekonomik istikrar sürdükçe ve daha mutedil bir dil siyasete egemen olursa hükümete destek devam edecek gibi görünüyor” diye konuştu.