HDP Van milletvekili Murat Sarısaç, Meclis’e sunduğu “Van Gölü ve Yöresinin Korunması Kanun Teklifi’nin gerekçesinde Aral ve Urmiye göllerinin akıbetleri hakkında bilgi vererek  “3.755 km2’lik alanı ve 430 km’lik kıyı uzunluğuyla Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün de 25 yıl içinde yok olabileceği ifade edilmektedir.” sözlerini kullandı. Sarısaç, Van Gölü ve çevresinde bir milyondan fazla insanın ve yüzlerce kuş türünün varlığına dikkat çekerek Van Gölü’nün yok olması durumunda “Büyük bir insani felaket” yaşanacağını belirtti.

Van Gölü’nde insan kaynaklı kirliliğin arttığını ifade eden Sarısaç bunu şu sözlerle ifade etti: “Mevcut Kıyı Kanunu ve Çevre Kanunu hükümlerine rağmen göl havzasında bulunan çeşitli kamu kurumlarına ait hizmet binaları ve sosyal tesislerin yarattığı kirliliğin yanında Hafriyat Yönetmeliği’nin yok sayılarak asfalt ve molozların göle bırakılması ciddi bir kirlilik nedenidir. Bunun yanında Van Gölü kıyısında bulunan çimento fabrikaları ve kum ocaklarının yasal mevzuatlara itibar etmemesi, kanalizasyon ve evsel atıkların doğrudan göle dökülmesi de gölün kirlenmesinde ciddi bir şekilde rol oynamaktadır.”

“Konuya siyaset üstü bir bilinçle yaklaşılmalı”

Sarısaç, Van Gölü havzasının bio-çeşitlilik, endemik türler ve insan yaşamı açısından vazgeçilmeyecek bir değerde olduğunu vurgulayarak gölün biyolojik yapısının tamamen bozulmadan gerekli tedbirlerin derhal alınması gerektiğini belirtti. Van’da konuyla ilgili yapılan çalışmalara da yer veren Sarısaç, “Van kamuoyu da deniz olarak tanımladığı Van Gölü’ne dair sosyal duyarlılık oluşturmak adına çeşitli kampanyalar düzenlemektedir. Van Büyükşehir Belediyesi de Meclis kararıyla 17-24 Haziran tarihlerini “Van Gölü Havzası Farkındalık Günleri” olarak ilan etmiştir. Bu kapsamda kentin farklı bileşenleriyle bir çalıştay da düzenlenerek kamuoyuyla paylaşılan ortak sonuç bildirgesinde TBMM tarafından Van Gölü Koruma Kanunu’nun bir an önce yasalaştırılmasının gerekliliği vurgulanmıştır.” dedi.

Gerekçenin sonunda “Konuya siyaset üstü bir bilinçle yaklaşılarak zaman kaybedilmeden bir adım atılması gerekmektedir” diyen Sarısaç, bunun nedenini de “Van Gölü’nün de Aral ve Urmiye gölleri örneğinde olduğu gibi benzer bir akıbeti yaşamaması için her türlü koruma tedbirinin alınmasında geç kalınmaması yaşamın sürdürülebilirliği noktasında önem taşımaktadır.” sözleriyle ifade etti. 

“Van Gölü ve Yöresinin Korunması Kanun Teklifi” neyi öngörüyor?

Yedi kısımdan ve ikisi yürürlük maddesi olmak üzere toplam 20 maddeden oluşan kanun teklifi Van Gölü ve çevresinin korunmasıyla ilgili ayrıntılı bir planlama içermektedir. Kanun teklifinin ilk bölümünde amaç, kapsam ve tanımlar yer alırken ikinci bölümde ise teklifin genel esaslarına yer verilmektedir.

Üçüncü bölümde yapılar, yeşil alanlar, ticari işletmeler, çöpler, atıklar ve atık su arıtma tesisleriyle ilgili düzenlemeler yer alırken dördüncü bölümde “Van Gölünü Koruma İdare Heyeti”nin oluşumu, görevi ve çalışma esaslarına yer verilmektedir.

Beşinci bölümde Van Gölü İdare Müdürlüğünün bütçesi ve gelirleri düzenlenirken altıncı bölümde uygulanması öngörülen yasaklar ve cezalar belirtilmektedir. Son bölümde ise yapılacak işlerde esas alınacak tüzük ve yönetmelik yer alırken geçiş hükümleriyle de kanunun yürürlüğe girmesi durumunda ilk iki ayda yapılacaklar düzenlenmektedir. (VanEkspres)

Editör: Wan Haber