Sosyolog Aslan Özdemir, son günlerde artan cinsel istismarla birlikte gündemde yer edinen pedofilinin cinayet olduğuna dikkat çekerek, "Çocuğa cinsel istismar bir cinayettir. Pedofili mağduru olan bir çocuk nerdeyse her gün ölmektedir. Bundan dolayı failin yarattığı sonuç ağırdır. Fail, çok ağır cezalarla cezalandırılıp, toplumdan tecrit edilmelidir" dedi. 

Türkiye ve bölge genelinde son zamanlarda çocuklara karşı cinsel istismar vakalarında artış yaşanıyor. Artan bu vakalara rağmen, devlet yetkilileri bu cinsel istismar olaylarını görmezden gelerek, tecavüzcülere caydırıcı cezai işlemler uygulamıyor. Özellikle çocuklara karşı uygulanan cinsel istismarın bu denli artış göstermesi dikkat çekiyor. Sosyolojik açıdan toplumsal bir tehlikeyi ifade eden bir kavram olan pedofili (çocuğa karşı cinsel istismarda bulunmak) yetişkin bir kimsenin ergenlik öncesi çocukları veya ergenliğe yeni girmişleri cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlık olarak tanımlanıyor. 

Çocuklara karşı uygulanan cinsel istismarın bu denli artış göstermesinin nedenlerini, çocukta yarattığı etkileri, toplumda bu tür vakaların artmasını engellemek için neler yapılması gerektiği konusunda pedofili alanında uzman olan Sosyolog Aslan Özdemir DİHA'ya değerlendirdi. Aslan, pedofiliye maruz kalan çocuğun yaşadığı travmanın çok ağır olduğunu belirterek, "Çocuklar, yaşadıkları travmaları hiçbir şekilde atlatamıyor. Uluslararası pedofili uzmanlarının ortak kanaatleri 'pedofili çocukların tedavisi yoktur' yönünde. Bir ömür boyu onun izini en kötü şekilde yaşıyorlar" diye konuştu. 

'Fail toplumdan tecrit edilmeli'

Özdemir, pedofilinin hastalık değil suç olduğunu kaydederek, şunları söyledi: "Pedofili hastalık bile olsa bu bir suçtur. Çünkü sonuçta pedofili mağduru olan insan nerdeyse ölümden beter bir duruma getirilmektedir. Çocuğa cinsel istismar bir cinayettir. Pedofili mağduru olan bir çocuk nerdeyse her gün ölmektedir. Bundan dolayı failin yarattığı sonuç ağırdır. Fail, çok ağır cezalarla cezalandırılıp toplumdan tecrit edilmelidir. Pedofillere, çocukların olduğu hiçbir ortama girmeyeceği gibi bir ceza verilmelidir. Ancak bu şekilde çocuklar bu faillerden korunabilir."

'Devlet cinsel istismar vakalarını gizliyor'

Özellikle Türkiye'de yaşanan pedofili vakaların büyük bir kısmının devlet tarafından gizlendiğine dikkat çeken Özdemir, "Türkiye'de bu tür vakaların yaşanmasının nedeni devlet politikasıdır. Vakaların büyük bir kısmı ortaya çıkmıyor ve bu yüzdendir ki bugün yeni yeni vakalarla karşılaşıyoruz. Bu durumun en önemli panzehiri vakayı ortaya çıkarmak ve pedofilleri teşhir etmektir. Bunlar teşhir oldukça diğerlerinin cesareti de kırılmaktadır. Mesela faile çok düşük cezalar veriliyor, bazıları tutuklanmayıp para cezalarıyla geçiştiriliyor. Son dönemlerde cezalar az da olsa arttırılmışsa bu cezalar caydırıcı nitelikte değildir" diye konuştu.

'Türkiye'de vakalar gizlendiği için artıyor'

Özdemir, pedofili vakalarını caydırıcı hale getirmek için çok yoğun çalışmaların yapılması gerektiğini ifade ederek, bir pedofilin gidip cezaevinde 5-6 yıl yatmasının yeterli olmadığını failin çıktığı anda cinsel istismara devam ettiğini ve bu yüzden onların toplumdan uzaklaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Özdemir, "Avrupa bunu gerçekleştiriyor ve bu yüzden Avrupa'da vaka sayıları gittikçe azalıyor. Türkiye'de bu vakaların büyük bir kısmı gizli kalmakla beraber her geçen gün artıyor" dedi. 

'Aileler pedofilin nasıl olduğunu bilmiyor'

Toplumda pedofillerin teşhir edilmesi gerektiğini aktaran Özdemir, bunun için farklı önlemler alınmasının önemine değindi: "Pedofile ceza vermek bir boyuttur; Ama bunun birçok boyutu daha var. Bu anlamda farkındalık yaratma en önemli unsurlardan bir tanesidir. Toplumu bilinçlendirir. Böylece aileler bilinçlendikçe çocuklarına yönelik bir koruma gerçekleştireceklerdir. Bir de pedofillerin özellikleri noktasında toplumda bir farkındalık yaratmak gerekir. İnsanlar bir pedofil nasıldır, ne olur konusunda yeterince bilgiye sahip değildir. Bu konularda eğitim çalışmaları yapılabilir. Diyelim ki çocuk pedofili mağduru oluyor; ama aile çocuğunun cinsel istismara maruz kalıp kalmadığının farkına varmıyor. Çocuğun durumu ne olur, psikolojisi nasıl olur, fiziksel durumu ne olur? Bunları ailelere anlatmak lazım. Aile bunun farkına vardığında müdahale edecektir." 

'En çok sokakta çalışan çocuklar maruz kalıyor'

Özdemir, pedofili olaylarına maruz kalan en riskli grubun sokakta çalışan ve kalan çocukların olduğunu hatırlatarak, "Çocuklar, sokakta kaldığı sürece risk altındadırlar. Diyarbakır'da mağdur olan çocukların bir kısmı sokakta çalışan çocuklardır. Bir de bunu daha tehlikeli bir boyutu vardır, sokakta kalan çocuklar. Onlar sürekli risk altındadırlar. İleriki süreçlerde bu mağdur olan çocuklar yaşadıkları olayları unutmak için uyuşturucu bağımlıları haline geliyor. Yani o çocuk artık normal bir insan olamıyor. Her yönüyle anormalleşiyor ve böylece çocuk nefretle büyüyor" dedi. 

'Siirt'teki olay vahimdi'

Siirt'e yaşanan cinsel istismar örneğini vererek bazı ailelerin ekonomik amaçlı çocuklarını bu konuda "fuhuşa" sürüklediğini kaydeden Özdemir, "Bu tip ailelerin tespit edilip çocukların ailelerden alınması gerekiyor. Mesela Siirt vakası öyle bir olaydı. Vahim bir şeydi. Çünkü aile boyu cinsel istismara maruz kalınmış. Anneden başlıyor. Anneden başlayınca rıza var deniliyor; ama orada yine rızayı ortadan kaldıran faktörler vardır. Siirt'teki olayda da fail ailenin o yönünü kullanmış. Onlara yemek götürerek o şekilde onları kendine bağımlı hale getirmiş. İşin ilginç yanı bütün pedofillerde böyle bir özellik vardır. Mesela çocuklar en çok şeker severler. Onlara şeker, balon ya da harçlık vererek kendilerine bağımlı hale getiriyorlar. Kendilerine yakınlaştırıp bağımlı hale geldikten sonra harekete geçiyorlar. Öyle bir an yaratıyorlar ki çocuk ondan kaçmıyor. Çocuğu kendisinden kaçmayacak anı yakaladıktan sonra emelini gerçekleştiriyor" diye konuştu. DİHA

Editör: Wan Haber