Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünde 2019-2020 ve 2021 dönemlerinde Araştırma Görevlisi olarak görev yapan Asude Bolat, ‘Kentsel Açık Mekân Olarak Caddelerin Kalite Kriterleri Bağlamında Değerlendirilmesi ve Kavramsal Bir Model Önerisi: Van Cumhuriyet Caddesi Örneği’ adlı tezi ile teşvik ödülüne layık görüldü. 

Bolat, yüksek lisans kategorisinde, Prof. Dr. İlhan Tekeli Şehircilik Kültürü Vakfı tarafından Yüksek Lisans Tez Teşvik Ödülü aldı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmalarını yürüten, ayrıca aynı üniversitede doktora eğitimini sürdüren Asude Bolat, ödül alan teziyle ilgili detayları WanHaber’le paylaştı.

UYGULANABİLİR BİR ÇALIŞMA
‘Kentsel Açık Mekân Olarak Caddelerin Kalite Kriterleri Bağlamında Değerlendirilmesi ve Kavramsal Bir Model Önerisi: Van Cumhuriyet Caddesi Örneği’ adlı çalışmasının detaylarını WanHaber’e anlatan Asude Bolat, “Bizim bu tez çalışması hem teorik arka planı olan hem de bu teorik arka planını uygulamaya döken bir çalışma.

Kentsel proje tasarımı yapılacağı zaman uygulanacak olan bütün mekânsal analizler tezimizde yapıldı. Mevcuttaki Cumhuriyet Caddesi için hem tüm bu analizleri yaptık hem de sonrasında cadde bazındaki problemleri tespit ettik ve bu mekân daha kaliteli bir mekân haline nasıl getirilebilir, diye önerilerde bulunduk” şeklinde konuştu.

ÇALIŞMANIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNCE PROJELENDİRİLMESİ OLDUKÇA ÖNEMLİ 
Cumhuriyet Caddesi ile ilgili bu çalışmanın projelendirilebilmesi adına yerel dinamiklerin desteğine ihtiyaç duyulacağını belirten Bolat, “Bizim vereceğimiz destek teknik ve akademik destek olacak. Ancak bu öneriler projelendirilecekse belediyeyle üst ölçekte görüşülmesi gerekir.

Belediye veya valilikten bir ekip kurulabilir, bir de akademik bir ekip kurulur. Belediye ve üniversite iş birliğiyle beraber bu analizler ve öneriler de göz önünde bulundurularak mekan da projelendirilir. Zaten tezin kendisi doğrudan projelendirilip uygulanabilecek bütün mekânsal analizleri içeriyor” dedi.

İLK KOŞUL MEKANSAL ‘YENİLEME VE SAĞLIKLAŞTIRMA’
Cumhuriyet Caddesinin mekânsal kalitesini arttırmanın yollarının “yenileme ve sağlıklaştırma” müdahale biçimlerinden geçtiğini ifade eden Bolat, “Fiziksel ve işlevsel yenileme ile fiziksel sağlıklaştırma bu tip yapılarda ilk müdahale biçimi. Fiziksel yenileme, aslında fiziksel olarak malzeme ve taşıyıcı elemanlarda eskimenin olduğu, ömrünü tamamlamış mekanların kaldırılarak yerine yeniden düzenlemelerin yapılmasını içeriyor.

Sağlıklaştırma ise, yine eskimenin olduğu fakat yıkılmasına gerek olmayan yani küçük müdahalelerle toparlanabilecek ve yeniden işlevlenebilecek mekanları ve yapıları ifade ediyor. Yani biz yaptığımız analizlerde, Cumhuriyet Caddesinde zaten hem fiziksel bir eskime hem de sosyal anlamda bir çöküntü bölgesi olmaya başlamış bir mekan olduğu kanısına vardık.

Bölgede depreme dayanıklı yapıların oldukça az olduğunu ve oradaki yapıların fiziksel ve işlevsel eskimeye sahip olduğunu tespit ettik. Bununla beraber atıl durumda çok fazla yapı da vardı. Tüm bunları düşünerek o mekanın yeniden tasarlanmasını kastediyoruz” diyerek müdahale biçimlerini tanımladı.

CUMHURİYET CADDESİNE KISMİ YAYALAŞTIRMA 
Yenileme kısmında birkaç alt öneri sunduklarını ifade eden Araştırma Görevlisi Asuda Bolat, şunları söyledi; “Birincisi Cumhuriyet Caddesinde kısmi yayalaştırma. Tamamen yayalaştırma geçmiş zamanlarda yapılmış fakat çok iyi işlememiş. Bu yüzden biz kısmi yayalaştırma önerdik. Kısmi yayalaştırma dediğimiz şey de ‘hafif raylı sistem’, İki Nisan kavşağından Akköprü’ye kadar uzanan. Bu sistem çalıştığımız alanı kapsayarak Cumhuriyet Caddesini de içine alacak. Topoğrafik olarak mekanın uygun olduğunu biliyoruz.

Cumhuriyet Caddesi neredeyse Van’ın tamamında olduğu gibi hafif raylı sistem yapılması için oldukça uygun. Yani kısmi yayalaştırma içerisinde hem hafif raylı sistem olacak, hem bisikletli ulaşım, hem yayalar için hem de toplu ulaşım olacak. Biz buraya bireysel motorlu taşıtların mümkün mertebe girmesini istemiyoruz.

Buranın bir kamusal mekan niteliği kazanması için daha yaya öncelikli, yaya odaklı bir mekan olması gerekiyor. Caddenin daha rahat bir şekilde kullanılabilmesi ve insanların rahatça gezebilmesi için taşıttan arındırılması gerekiyor. Ama bölgeyi tamamen ulaşıma kapatmanın oradaki ticaret birimleri için sağlıklı olacağını düşünmüyorum. Oradaki ticari birimlerin sahipleri de bunu istemiyor.”

VAN’IN İLK KENT MERKEZİ; BEŞYOL
Beşyol için tam yayalaştırmayı öneren Bolat, “Bir diğeri Beşyol kavşağında tam yayalaştırmaydı. Beşyol meydanı deniyor fakat ora bir kavşak. Oranın meydan haline getirilmesi kent kimliği için çok önemli. Bu çalıştığımız alan aynı zamanda modern Van kentinin yani Cumhuriyet sonrası kurulan şehrin, ilk kent merkezi. İlk şehir planında, planlanan ilk yer Cumhuriyet Caddesi ve çevresi.

Bu yüzden buranın bir tarihi hafızası var fakat şu an Van’ın kimliğini yansıtan bir görüntü yok. Meydanlar, genelde insanların toplandığı, mitingler yaptığı, bir konserin, bir aktivitenin gerçekleştiği kamusal alanlardır. Bu sebepten Beşyol kavşağının yayalaştırılarak bir meydan haline getirilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.  

BEŞYOL KAVŞAK DEĞİL MEYDAN OLSUN
Araştırma Görevlisi Bolat, “Buranın meydan haline getirilmesiyle aynı zamanda beş ayrı yolun birleştiği bir yer olmasından kaynaklı, bir ulaşım problemi ortaya çıkacak ve bu noktada çözüm olarak, ulaşım ağının yer altına alınması, park-et devam-et sistemleri gibi alternatif çözümlerle oradaki ulaşım problemine çözüm önerdik.

Tabi meydan dediğimiz yer yalnızca yürünen, oturulan bir yer değil aynı zamanda kimlik öğelerini barındırması gereken mekanlardır. Bu yüzden bu meydanın kamusal sanat öğeleriyle, kültürel ve tarihi sembollerle desteklenmesi de aynı şekilde gerekiyor. Yani bu yolla orada toplantılar, organizasyonlar düzenlenebilir, Beşyol yaşayan bir mekan haline getirilebilir” ifadelerini kullandı.

ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ YAPILARIN YERİNİ YENİLERİ ALMALI 
Çalışmasında bir diğer müdahale biçimi olan ‘yenileme’ önerisini anlatan Bolat, “Yenileme, ömrünü tamamlamış ve ruhsatsız yapıların yıkılması ile orada yeniden yapıların yapılmasıdır diyebiliriz. Çalışmamız sırasında, bölgedeki yapıların yaşlarına, dayanıklılığına göre farklı birkaç parametrede iyi, orta ve kötü biçiminde derecelendirerek, nitelik analizini de yaptık.

Nitelik açısından çok sayıda kötü yapının bulunduğunu tespit ettik. Buradaki yapılar, kentsel dönüşümde de referans alınan ‘6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi’ne yönelik yönetmelik esasına göre yıkılabilir” dedi.

KENTİN EN TEMEL PROBLEMİ KİMLİKSİZLİK
Kadim Van şehrinin kimlik öğelerinin ön plana çıkması gerektiğini söyleyen Bolat, “Cumhuriyet Caddesi’ndeki, hatta kentin neredeyse tamamına hakim olan en büyük yapı problemi kimliksizlik. Yöreye uygun yapı biçimlerinin, yapı malzemelerinin ve renklerin kullanılmasıyla mekana kimlik atfedilebilir. Kış kentlerinde daha çok koyu ve canlı renkler kullanılır; İsveç, Norveç, Danimarka gibi yerlere baktığımızda bunu görüyoruz.

Çünkü bu renkler insanlara psikolojik olarak canlılık veren renkler. Ahşap, terakota dediğimiz pişmiş toprak gibi doğal malzemelerin kullanılması ise diğer bir önerimiz. Bunlar mekana canlılık katan malzemeler. Aynı zamanda Van’a özgü olan kerpiç de malzeme olarak kullanıma uygun. Biçimsel anlamdaysa, ayrık nizam biçiminde yan yana dizilen yapılar değil farklı formlarda bir araya gelen organizasyon oluşturan L formu, T formu, U formu gibi çeşitli organizasyon biçimleri önerdik.

Bunlar mekana hem ritim kazandırır hem de bu formlar önlerinde, yanlarında ve arkalarında küçük kamusal cepler oluşturur. Böylece bina çevresinde insanların nefes alabileceği boş alanlar da oluşur ve caddeye de hareket katılmış olur” sözleriyle yeni yapı formlarından söz etti.

Şehre kimlik kazandırılmasının bir diğer yolunun yeni ticari işlevler olduğunu söyleyen Araştırma Görevlisi Bolat, “Yenileme dediğimiz şey, hem yapıların hem de mekanın yeniden düzenlenmesinin yanında bir yandan da yeni ticari işlevlerin getirilmesi. Çünkü mevcut ticari işletmeler; kuyumcular, manifaturacılar gibi etmenlerden oluştuğundan insanlar yalnızca ihtiyaç durumlarında buraya geliyor.

Haliyle buradaki bu işlevler kamusal alana hizmet eden işlevler değil. Burada bir restoran, kafe, bar, müze, halkevi, el ürünleri yapılıp satılan atölyeler gibi işlevlerin olması o mekanın daha sık kullanılmasını sağlayacak. Daha önemli olanı ise bu gibi organizasyonların bulunması istihdam imkanı sunacak. Daha da önemlisi kadınların mekana kazandırılmasını mümkün kılacak” diye kaydetti.

MİMARİ MÜDEHALELER TOPLUMUN DAVRANIŞ ÖRÜNTÜLERİNE YÖN VERİYOR
Bolat; “Doğal olarak bu tarz müdahalelerle toplumun davranış örüntülerine yön veriyoruz. Örneğin bir yere kıraathane yaparsanız oraya yalnızca okey oynamak için gidilir. Fakat bir spor merkezi yaparsanız oraya önce 2 kişi gider, sonra 5 kişi gider, sonra bu sayı 10’a çıkar. Aslında mekan inşası dediğimiz şey bir nevi toplum inşası, o açıdan önemli olduğunu düşünüyorum.

Cadde üstünde bulunan esnafın büyük çoğunluğu akşam olunca dükkanlarını kapatıyor. Akşam ve gece saatlerinde özellikle kadınlar ve gençler tarafından kullanılamayacak bir mekan haline geliyor. Dolayısıyla burada önerilen işlevler, mekanı 7-24 işleyen faal bir hale getirecek. Bunlar kafeler, restoranlar, barlar, sosyokültürel tesisler bu tarz işlevlerin arttırılması mekana canlılık katacaktır.” sözleriyle Cumhuriyet Caddesi’nin daha canlı ve işlevsel olmasına yönelik tavsiyelerde bulundu. 

Mekanlarda fiziksel iyileştirilmenin önemine vurgu yapan Bolat, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü; “Fiziksel sağlıklaştırma dediğimiz şey ise, yıkmadan yani mevcut durumu iyi olan yapıların ve mekanların iyileştirilmesi diyebiliriz. Temizlemeyle, mevcut yapının ve cephenin güçlendirilmesine verilen bir ad oluyor bu. Örneğin yapının niteliği kötü değil fakat cepheler oldukça kötü durumda. Tüm cadde boyunca cephe düzenlemesi öneriyoruz. Bu mekanda bir kompozisyon yaratacak, yani caddenin bir bütün olarak görülmesini sağlayacak. Cephe düzenlemesini ise; renk, malzeme, mimari detay ve tabelalar açısından düzenlenme olarak düşünebiliriz.”

KENTİN KİMLİĞİNİ YANSITAN O ÜÇ YAPI KORUNMALI
Mevcut yapının korunarak iyileştirilmesini baz alan restorasyonun gerekliliğine değinen Bolat, "Bir diğeri ise koruyarak canlandırma dediğimiz, restorasyon. Yani kesinlikle dokunulmaması ve korunması gereken bazı yapılar var. Daha önce yaptığımız imaj çalışması sonucu insanların kent merkezine dair üç ayrı yapıyı hatırladıklarını tespit ettik.

Bu yapılar daha çok Erken Dönem Cumhuriyet mimari eserleri. Bunlardan en eskisi olan Tekel Binası erken Cumhuriyet dönemi mimarisine sahip. Keza Merkez Bankası ve Hükümet-Valilik binaları da Cumhuriyet dönemi mimarisine ait. Mimari üsluba sahip bu yapıların restore edilerek korunması lazım” dedi.

VAN ESNAFI ZARAR GÖRMEMELİ
Van da çalıştığı süre boyunca, çalışmanın hazırlık aşamasında özellikle Cumhuriyet Caddesi üzerinde iş yeri olan esnafların neredeyse tamamıyla defalarca görüştüğünü ifade eden Araştırma Görevlisi Bolat, “Oradaki esnafa, ‘çıkın buradan ne yaparsanız yapın’ gibi bir uygulama asla olamaz. Bir dönem cadde yayalaştırılmış ancak hiç araç giremeyince esnafın gelirinde ciddi düşüş olmuş.

Biz bu yüzden hem kısmi yayalaştırma hem de işlev değişikliği öneriyoruz. Bu söz konusu uygulamaların çok ince uygulamalar olması gerekiyor. Buradaki esnafın durumunu kent ölçeğinde düşünmek ve buna göre esnafı mağdur etmeden adım atmak gerekir” sözleriyle esnafla iş birliği içinde olmak gerektiğini vurguladı.

Bölgeyi canlandıracak, sosyal ve ekonomik anlamda kalkındıracak önerilerde bulunan Bolat, “Ulaşımla ilgili sıkıntı olacağını düşünmüyoruz çünkü önceki işlevsel pek çok soruna neden olan yayalaştırma çalışmasının aksine, kısmi yayalaştırma önerisiyle hafif raylı sistem, bisiklet, toplu taşıma ve yaya yolu öneriyoruz. Bunlar hem trafiğin daha akıcı olduğu sistemler, hem de herkese hizmet eden sistemler. Şahsi taşıtı olmayana da, gençlere de, daha yaşlı insanlara da hitap eden sistemler olmasının yanında, daha ekonomik ve çevreci diyebiliriz” şeklinde konuştu.

Bolat, sözlerini şu ifadelerle tamamladı; “Van’ın iyileştirilmiş ve daha yaşanılabilir bir kent olması için bu çalışmayı yaptım. Van yaşam kalitesi endeksi bakımından 81 il içerisinde maalesef 72’nci sırada. İki yıl Van’da yaşamış biri olarak söylüyorum; buradaki herkesin daha iyi, daha güzel bir kentte yaşamak hakkı.”


 

Kaynak: WanHaber: Zehra Boğatekin Akman