Metin Feyzioğlu, Hakkari’ye gitmek üzere sabah saatlerinde uçakla Van’a geldi. Van Ferit Melen Havaalanı’nda Van, Bitlis ve Muş Baro Başkanları ve avukatlar tarafından karşılanan Feyzioğlu, "TBB 79 baronun çatı örgütüdür. Dolayısıyla benim Ankara'da oturduğum her gün buradaki bir barodan uzak kalmam anlamına geliyor. Türkiye öyle Çankaya'dan, Nişantaşı'ndan anlaşılacak bir ülke değil. Ben Van'a, Muş'a, Bitlis'e, Hakkari'ye gitmezsem Türkiye'yi nasıl anlarım ve öğrenirim? Biz gittiğimiz her yerde Anadolu halkıyla buluşuyoruz. Bunlar siyasi girişimler değil. Varsın siyasetçiler kendi aralarında istediklerini konuşsunlar, varsın siyasetçiler kendi aralarında kutuplaşsınlar, halkı bölmeye çalışsınlar. Bizim görevimiz insan hakları merkezinde tüm Türkiye'yi kucaklamaktır ve büyük umut olduğumuzu tüm Türkiye'yi göstermektir" ifadelerini kullandı. Sorunların uzaktan telefonla anlaşılmadığını; yerinde çözülmesi gerektiğini belirten Feyzioğlu, bunun için Hakkari'ye geldiklerini söyledi. 2015 yılının mali genel kurulunun Van'da olacağını da hatırlatan Feyzioğlu, Van'a kazandırmayı düşündükleri tesis için ekibiyle birlikte geldiğini belirtti. Cumhurbaşkanlığı için adının geçtiğini soran bir gazeteciye bunun kendisini mutlu ettiğini belirten Feyzioğlu, "Biliyorum Cumhurbaşkanlığı için adım geçiyor ve bundan çok da mutlu oluyorum. Niçin mutlu oluyorum? Çünkü tüm Türkiye'yi kucaklayan söylemleri geliştirebilmişiz. Biz kutuplaştıran bir dil kullanmıyoruz. Bakın şu anda burada farklı siyasi görüşte olan insanlarız ama aynı dili konuşmayı başarabiliyoruz çünkü hukukun üstünlüğünü konuşuyoruz. Bu sebeple ben dillendirildiğini düşünüyorum. Benim adaylık talebim olmaz. Buralara adaylık da olmaz zaten, buralara görev verilir" ifadelerini kullandı. Siyasete girmeyeceğini söyleyen Feyzioğlu, ana muhalefet partisini eleştirdi. İktidarın her zaman bir alternatifinin olması gerektiğini söyleyen Feyzioğlu, “Alternatifi olmayan bir iktidar varsa o despotlaşır. Önümüzde bir Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Benim üzüntüm şu an konuşulan Sayın Tayyip Erdoğan mı, Sayın Abdullah Gül mü? Oysa iktidara karşı yürütülen bir mücadelede muhalefetin aylar öncesinden, belki de yıllar öncesinden adaylarını hazırlamış olması gerekir. Son anda göstermelik usulen çıkarılan isimlerle herhangi bir gerçekçi adaylık söz konusu olamaz. Türkiye'nin önümüzdeki gündemi Cumhurbaşkanlığı seçimleridir ve bu Cumhurbaşkanının Türkiye'yi kutuplaştıran değil kucaklaştıran, sarıp sarmalayan bir Cumhurbaşkanı olması lazım. Umut ediyorum önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı kampanyası yerel seçim kampanyası gibi toplumu yüzdelere ayıracak şekilde geçmez çünkü 76 milyonun devlet başkanını seçiyoruz. Muhalefet partilerinin de bir adayı belirlemekte fevkalade geç kaldıklarını ve bunun toplumda iktidarı alternatifsiz bırakarak umutsuzluğa sebebiyet verdiğini ifade ederim" şeklinde konuştu.