Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından eski Van şehrinde bulunan Abbas Ağa, Ulu ve Kızıl camilerinde başlatılan restorasyon çalışmalarını yerinde inceleyen Rektör Battal, çalışmaları yürüten YYÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şahabettin Öztürk’ten bilgiler aldı. Daha sonra basın mensuplarına açıklamada bulunan Rektör Battal, Van’ın; bölgede çok farklı özellikleri ile öne çıkan bir kent olduğunu belirterek, bunu da çalışmaların başlatıldığı eski Van şehrinde gördüklerini söyledi. Van’ın tarihi güzelliklerinin yanında, insanların kültür seviyesinin oldukça yüksek olması, doğal güzellikleri ve tarihi derinlikleri ile birlikte gezip görmeye değer bir şehir olduğunu ifade eden Battal, “Eski Van şehrinde 3 farklı dine mensup insanların burada bir arada yaşadığını gördük. Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman insanların birlikte yaşadığını, mabetlerinin olduğunu, yaptığımız kazı çalışmaları bizlere kanıtladı. Ülkemizin her tarafında şunu hep söylüyoruz, Anadolu insanı asla inançlarından dolayı insanlara herhangi baskı yapmaksızın birlikte yaşamayı çok iyi biliyor. Burada da onu gördük. Mardin de olduğu gibi Van’da da aynı durum yıllarca devam etmiştir” dedi. YYÜ olarak bölgedeki tarihi eserleri ortaya çıkardıklarını ve bu tarihi eserleri restore etmek sureti ile hayata kazandırdıklarını vurgulayan Battal, “Biz hem bu tarihi insanların ziyaretine sunuyor hem de böylelikle tarihi geçmişimizi de canlı tutuyoruz. Burada da gördüğümüz gibi eski Van şehrindeki camilerimizi restore etmek üzere Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen projenin yürütücülüğünü öğretim üyelerimizden Yrd. Doç. Dr. Şahabettin Öztürk sürdürüyor’’ ifadelerini kullandı. Restorasyon çalışmalarında son aşamaya geldiklerini ve kısa bir süre sonra camilerin tekrar ibadete açılacağını belirten Rektör Battal, “Camilerimizin restorasyon çalışmalarının bitmesinden kısa bir süre sonra ibadete açılacağını düşünüyorum. Dolayısıyla bu tarihi eserleri, camisi, kilisesi, tarihi evleri, yapıları ve diğer mabetleri canlı tutuğunuz sürece bunlar sizin tarihteki kayıtlarınız olacaktır. Şimdi rahatlıkla şunu söyleye biliyoruz. Geçmişte de biz hangi dinden olursa olsun rahat, dostça ve kardeşçe yaşamayı bilmişiz. Bundan sonrada bunu rahatlıkla başarabiliriz. Çünkü bizim kültürümüzde, geleneğimizde, inançlarımızda var. İnsanlara insan gibi yaklaşma kültürü, işte şu anda gördüğümüz bu vesikalarla ispatlayabiliyoruz. Bu tarihi dokular olmasaydı bunları görme şansımız yoktu. Dolayısıyla bunları canlı tutmak ve bizden sonraki nesillerin de bunları görmelerini sağlamak gerekiyor” şeklinde konuştu. YYÜ tarafından Van Kalesi ve eski Van şehrindeki tüm yapıların hem projelenmesi hem de uygulanması yönünde ciddi adımların atıldığını belirten Yrd. Doç. Dr. Şahabettin Öztürk ise, “YYÜ, özellikle geleneksel Van evi, Hüsref Paşa Külliyesi, Süleyman Han Camisi ve Horhor Camisi gibi burada yer alan 32 mimari yapının hem projelendirilmesi hem de uygulaması aşamasında aktif rol almıştır” dedi.