Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ahmed Arpat'ın sunduğu "Yakın Plan" programında gündemdeki konular hakkında merak edilenleri dile getirdi. Antalya'daki 19. Eğitim Şurası'nda öne çıkan İlkokul 1, ve 3. sınıfta zorunlu din eğitimi" önerisi hakkında açıklamalarda bulunan Kurtulmuş şunları ifade etti: "Çoğunluğunu müslümanların oluşturduğu bir ülkede böyle bir eğitimin verilmesini destekliyorum. Ama bunun zorla yapılmasını istemem elbet. Zaten bu durum, şu an tekliften ibaret.Eğitim düzeyini nasıl ileriye götürüz, biz bunları düşünüyoruz. 4+4+4 sisteminde seçmeli ders çok eleştirildi. Ama bu eğitim sistemimize esneklik getirdi. Evet eksiklikler olabilir ama burada niyet eğitime esneklik getirmekti. Bizim çok temel yapmamız gereken şey, eğitim sistemini daha nitelikli hale getirmek olmalı. Bu anlamda ahlak, davranış ve kültür ile bilgiyi kazandırmak olmalı amacımız. 'BEDELLİ REFORMUN BİR PARÇASI' Bedelli konusunda toplumsal bir talep vardı. Bunu hükümet olarak yerine getirmeliydik. Ama zaten bu anlamda toplumsal reform var. Herkes az da olsa tabii ki askerlik yapısın. Hatta kısa bir süreliğine de alınabilir. Ama sonuçta Türkiye'nin uzman orduya geçişinin temelidir bu. Dolayısıyla bu birikimi de bu bedelliyle karşılamaya çalıştık. TSK'nın ihtiyaçları doğrultusunda alındı bu karar. Bu kararın seçimle de hiçbir alakası yoktur. Biz doğru olan kararı aldık. Eşzamanlı olarak 2033'de TSK'nın geleceği nokta harika bir perspektifte. Genelkurmay'da verilen brifingte açıkçası gururlandık. Bu bedelli de askeri bir reformun parçası. Bedellinin fiyatının geçmiş yıllara göre düşük olması, herkese kolaylık sağlamak. 'AYM DENETLEYİCİ MEKANİZMA OLMAMALI' Sayın Kılıç'ın geçmiç davranışlarına baktığınız zaman demokrtaik bir tavır sergilediğini biliyoruz. Böyle bir başvurunun da gündeme alınması manidardır. Mesele şahısların değişmesi değil, sistemin değişmesidir. Siz devletin denetlenmesini anayasal kurumlara bırakırsanız ortaya böyle sorunlar çıkıyor. AYM, denetleyici mekanizma olmamalı. Esas sorun budur. Sayın Cumhurbaşkanımız geçen sene 3 çeşit seçim teklifi verdi. Hiçbir muhalefet partisi buna yanaşmadı. İnsanları tek tek ilgilendiren konularda AYM karar verebilir. Ama bu yeni kararla genel bir yasa koyma gücüne AYM karar vermemeli. Yüzde 10 barajını AK Parti getirmedi. Türkiye kamuoyuna sunuldu baraj indirelim diye. Ama kisme yanaşmadı. Kalkıp hiç kimsenin baraj niye kaldırılmadı diye AK Parti'yi suçlamasın. Eğer yeni Türkiye'den bahsediyorsak yeni bir anayasa hazırlanmalı. Bu yapılmazsa hiçbir şey yapmış sayılmayız. Esas mesele hakimiyeti milliyenin halka verilmesidir. Tek başına anayasa yapmak değil emclsi tüzüğünden seçim yasasına kadar bunların ayıklanması lazım. '3 ŞEYİ YAPMAK İSTEDİLER' Çözüm sürecinin büyük adımı atıldı, çok az ve zor olan kısmı kaldı. Biz bu işe ruhumuzu koyduk. Bu kadar açık bir siyasi irade var. Ama hiçbir zaman bunu çözersek nasıl bir çıkar elde ederiz diye düşünmedik. 6 - 7 Ekim olaylarının arkasında kim varsa 3 şeyi yapmak istedi; hükümete geri adım attırmak, örgütü daha karşılanamaz talepler istemelerini sağlamak, halka bu işin olmadığını göstermeye çalıştmak. Fakat akıllı bir tutumla bunu aştık. Dolayısıyla bu olaylar bir şey daha gösterdi ki kim çözüm sürecini baltalamaya çalışırsa bölge halkın cevabını vereceğini gördük. Türkiye'nin elini kolunu sallaya sallaya çözüm sürecini baaşrıya ulaşmasını istemeyenkler var. Bunu biliyoruz. Bunu bilmemek saflıktır. Biz bundan sonra adımları hızla atacağız. 'ZİHNİYET DEĞİŞMELİ' Türkiye'deki sorunlar bireyler arasında çıkmış değildir. Bu problemler eski Türkiye'nin zihniyetinden çıkan sorunlardır. Bana sorarsanız en zor olan kısım zihniyet değişimi, resmi ideolojinin değişmesidir. Bizler aleviler sunniler ilk kez karşılaşmıyoruz. Eski zihniyetin ortaya çıkardığı çatlakları tamir etmeye çalışıyoruz. Alevilik kimlik ve kültülerini öğretimini sağlayacak çalışmalar yürütüyoruz. Devlet bizi adam yerine koymuyor gibi bir düşünce var alevilerde." (ntvmsnbc)