Tunceli Demokrasi Platformu tarafından organize edilen anma töreni Tunceli merkezine 10 kilometre mesafede Marçik köyü sınırları içerisinde bulunan ve Yakılması Tunceli Tenkil Harekatı kararının alınmasına gerekçe gösterilen Gahmut Köprüsü kalıntılarının bulunduğu yerde yapıldı. Anma törenine DTK Eş Başkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk’ün yanı sıra, yurt içi ve yurt dışından çok sayıda Tuncelili katıldı. Olaylarda hayatını kaybedenler için Harçik Çayı’na karanfil atılması ve mum yakılması ardından saygı duruşu yapıldı. Töreni düzenleyenler adına bir konuşma yapan Av. Barış Yıldırım, 1938’de Taşkirek köyünde yapılan katliama ilişkin bir Genel Kurmay Belgesi okudu. Türkiye Cumhuriyeti’nin 4 Mayıs 1937'de Dersim'e operasyon kararı çıkardığı, ertesi gün ise ordu bölgedeki ilk saldırısını başlattığı, operasyonun adının, Tunceli Tenkil Harekatı olduğunu bildirdi. 1937-38 ve 39’da Dersim’de yapılanların bir soykırımdır ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bunu bir soykırım olarak tanıması gerekiyor” dedi. DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, Dersim adı geçtiği zaman yüreğinin acılarla kabardığını ve gözünün önüne acı ve soykırımlar geldiğini dile getirerek, “Yaşanan acı ve soykırımın hesabı elbetteki sorulacaktır. Bu nedenle diyoruz ki geçmişle yüzleşmeden bir barışın sağlanması asla mümkün olmayacaktır. Özgürlüğe varmamız için doğru bir mücadele yöntemi ortaya koymamız lazım. Bugün diyoruz ki Kemalistlerin Dersim’de yaptıkları katliamları, Kemalistleri destekleyerek başarıya ulaşamayız. Dersim için acı bir gerçektir bu. Ama bugün bakıyoruz bizi katledenlerin yanında ve onların içinde yer alıyorsak bu ayıp bize yeter. Bu ayıp dersime de yeter diyoruz. Bunu siyaset adına yapmıyorum içimden geldiği gibi söylüyorum” şeklinde konuştu. Türk, tek taleplerinin halkının özgürleşmesi olduğunu bu gerçekleştiği an siyaset yapma ihtiyacı duymayacaklarını dile getirerek, “30 yıllık çatışmalı süreçte canlar gitti bedeller ödendi, acılar yaşandı. Ama her acının bir karşılığının olması lazım o da özgürlüktür. Geleceği bundan sonra bizler belirleyeceğiz. Yaşanan acılar ardından 30 yıl sonra halkların özgür geleceği ve kardeşliği için Öcalan sorunların diyalog yoluyla çözümü için yeni bir dönem açtı. Bu yeni bir sürecin başlangıcıdır. Yeni bir mücadelenin adıdır. Asla halkımızın geleceğini güvence altına almayan hiçbir anlayışı kabul etmeyeceğiz” dedi. Grup daha sonra geldikleri araçlarla şehir merkezine döndü.