YAŞAM

Yaşanabilir şehirlerin gereklikleri

İlk çağlardan uygarlık çağına uzanan tarih yolculuğunda yerleşim yerleri kurulmuş ve geliştirilmiştir. Yüzyıllar öncesinden bu yana kurulup geliştirilen yerleşim yerlerinden biri de şehirlerdir.

Abone Ol

İlk çağlardan uygarlık çağına uzanan tarih yolculuğunda yerleşim yerleri kurulmuş ve geliştirilmiştir. Yüzyıllar öncesinden bu yana kurulup geliştirilen yerleşim yerlerinden biri de şehirlerdir. Dünya içinde devletleri barındırırken her devlet de içinde daha kolay yönetilebilecek şehirler barındırır. Bu şehirlerden bazılarına çok kişi tarafından yerleşilirken bazı şehirler daha az nüfuslu kalmıştır. Dünyanın her yerinde şehirler arasında nüfus açısından dengesizlikler vardır. Bu farklılıkların nedeni şehirlerin bazı yaşanabilirlik kriterleri açısından birbirlerinden farklı seviyede olması ve bu farklılıkların uzun yıllar süregelmesidir.

Şehirlerin yaşanabilirlik açısından iyi ya da kötü seviyede olmasında belli başlı özellikler kilit faktör olmaktadır. Şehirlerin çok nüfuslu ve yaşanabilir olmasında hayatsal, fiziksel ve estetik gereklilikler mevcuttur. Bu ihtiyaçları karşılamaktan uzak şehirler muadillerine göre daha seyrek nüfuslu olup tercih edilebilirliği düşüktür.

FİZİKÎ GEREKLİLİKLER

Bir şehre yerleşip o şehirde kalıcı olarak ikamet etmenin önemli şartlarından biri şehrin fiziksel olarak olumlu şartları bir araya toplamasıdır. Yaşanan şehrin fizikî yeterliliği kişileri o şehri gelecekte daha çok tercih etmeye iter. Bu şartların yeterliliği şehirde yapılacak işlerin daha az zamanda ve kolayca yapılmasını sağlar.

Ulaşım şartlarının yeterli olması fizikî ihtiyaçların alt kategorisinde değerlendirilebilecek bir faktördür. Yolların, köprülerin şehrin içinde ve dışında yeterli sayıda bulunması, geniş inşa edilmesi ve insanları en kısa yoldan varış noktalarına ulaştıracak şekilde tasarlanmaları ulaşımın şehirde iyi planlandığına işarettir. Ulaşımın iyi planlanması daha çok ulaşım aracının güvenle şehirde bulunup şehir hareketliliğini sağlaması ve hayati işlerin daha kolay yapılmasına yardımcı olmaktadır.

Ulaşımın tasarlanmasına dikkat ederken unutulmaması gereken bir konu da yerleşim yerlerinin genelinin şehrin içinde tasarlanmış olmasıdır. Evler ve diğer konaklama yerleri şehirden uzakta inşa edilirse şehrin ekonomi, sağlık gibi imkânlarından faydalanması zorlaşır ve yaşam standartlarında düşüş gözlenir. Şehre yakın inşa edilen yerler birçok bölgeye yakın olduğu için hem şehrin olanaklarından faydalanır hem de ulaşım sorunu çekmez.

Hastane, okul, tiyatro, müze gibi hem eğitim, sağlık, kültürel faaliyet konularında birincil önem taşıyan yerler acil ve genel durumlar için şehre ve ikamet edilen yere yakın olursa insanların gidip gelmesi ve bu yerlerde az zamanda çok iş yapması kolaylaşır.

İklim koşulları da insanların bir şehri yaşamak için seçmesinde baş faktörlerden biridir. Bazı illerin hava sıcaklığı çok yüksektir ve bu durum çoğu kişinin günlük hareketlerinde yavaşlama, bunalma ve bazı sağlık sorunları yaşamasına yol açabilmektedir. Hava sıcaklığı çok düşük olan iller de insanların özellikle kışın çok zor şartlar altında yaşamasına, ulaşımın aksamasına ve uzun sürebilen hastalıklara sebep olmaktadır. Bazı zamanlarda çok yağmur ve kar yağması şehir düzenini kötüye götürmekte ve yol kazaları kaynaklı yaralanmalara/ölümlere sebep olmaktadır. Bu sebeple ılıman iklime sahip bölgeler insanların daha çok tercih ettiği bölgeler olmaktadır.

YAŞAMSAL GEREKLİLİKLER

Fiziksel şartlar şehrin yaşanabilir ve tercih edilebilir olmasında etkili olmakla birlikte bir başka kritik faktör de şehrin yaşamsal şartlara azami düzeyde uygunluğu olarak gösterilebilir. İnsan için şimdiki ve gelecekteki planlarını gerçekleştirmesi için ilk şart hayatta kalmaktır. Bu nedenle şehirler insanların her şartta hayatta kalacağı şekilde tasarlanıp inşa edilmelidir.

Yaşamsal şartlara uygun bir şehir için ilk şart şehrin depreme hazır olmasıdır. Bir şehirde fay hatları olabilir ve bu fay hatları uzunluğuna bağlı olarak büyük depremler oluşturabilir. Şehrin yetkilileri buna hazırlıklı olmalı ve sıvılaşma ihtimali olan görece yumuşak bölgelere ev yapmamalıdır. Ayrıca çok katlı binaların toplam bina sayısına oranı az olup binalar genellikle iki veya üç kat yüksekliğinde olmalıdır. Kolonların sağlamlığına dikkat edilip malzemeden çalınmadan bina yapılması ve yapılan binaların denetlenmesi de depreme daha dayanıklı ve hazır bir şehir oluşturacaktır.

Bir şehirde uzun süre istikrarla yaşamanın en net koşullarından biri ekonomidir. Şehrin ekonomik imkanları fazlaysa ve şehirde yaşayan kişinin rahatça iş bulmasına yetecek kadar iş fırsatı mevcutsa o kişi şehirde daha rahat yaşar. Ekonomisi sanayiye, turizme ve hizmete göre şekillenen kentler çoğu kişiye iş olanağı sağlar ve refah içinde yaşama şansı verir. Bu tür şehirler yıllar içinde başka şehirlerden göç alır. Tarım ve hayvancılığın daha çok geliştiği ve kol gücünün makine gücüne tercih edildiği iller iş imkanlarının daha kısıtlı olduğu illerdir. Bu iller yaşamak için daha seyrek tercih edilir ve yıldan yıla göç verir.

Yaşamsal faktörlerden bir diğeri de şehirdeki bütün insanların can güvenliğini sorunsuz sağlayacak bir güvenlik mekanizmasıdır. Can ve mal güvenliği huzurlu yaşamak için bir bölgedeki olmazsa olmaz olgudur ve şehirdeki polislerin, bekçilerin ve diğer güvenlik unsurlarının insanları tehlikelerden koruyup sakin ve huzurlu bir şehir hayatı sağlaması insanları yaşadıkları şehirde tutacaktır. Güvenliğin eksik olduğu ve hırsızlık, gasp, cinayet, kapkaççılık gibi olayların yaşandığı yerler daha az insan tarafından tercih edilecektir.

Bir bölgedeki teknolojik imkanların gelişmiş olması ve teknoloji hizmetlerinin aksamadan hızlıca kişilere ulaştırılması insanların o bölgede daha rahat yaşamasını sağlar ve o bölgeler başka insanlar tarafından daha çok tercih edilir. İnternet icat edildikten sonra günlük işler mekanik yapılmaktan çıkıp internet işin içine girmiştir. Bu durum her işin çok daha kolayca ve hızlıca halledilmesini sağlamıştır. İnternet hizmetlerinin nitelikli ve hızlı olduğu şehirler insanların zorluk çekmeyeceği için bu şehirleri tercih etmesini sağlar.

Yolların ve köprülerin inşa sayısına ve bölgelerine göre şekillenen ve yaşanabilir bir şehirde rol oynayan bir etken de trafik yoğunluğudur. Trafik yoğunluğu bir şehirde ne kadar fazlaysa yollarda kaybedilen zaman da o kadar fazla olmaktadır. Bu durum insanların evden varacakları yere geç varmasına veya eve geç gelmelerine sebebiyet vermektedir. Trafik yoğunluğunun az olacağı şekilde inşa edilen şehirler, yollar ve köprüler trafik kaynaklı zaman kayıplarını önleyecektir.

ESTETİK GEREKLİLİKLER

İnsanlar için hayatta kalmak ve düzenli halletmesi gereken birtakım işleri yapmak haricinde önem arz eden konulardan biri de estetik zevklerine hitap eden sanat, edebiyat veya felsefe gibi dalları özümseyerek iç huzuru yakalamaktır. Estetik zevkleri yakalamış şehirler insanı hem dinlendirir hem de genel kültürünü genişleterek daha özgüvenli olmasında rol oynar. Bu da başka insanların bu şehre yerleşip şehrin nüfusunu artırmasını gerçekleştirir.

Şehirdeki kültür-sanat faaliyetlerinin çokluğu şehrin konuya verdiği önemi ve gelecekteki konumunu açıklar niteliktedir. Sinema ve tiyatro salonlarının şehrin her bölgesinde sıkça bulunması, konser alanlarının yılın her döneminde vatandaşlara açık olması ve görece ucuz fiyatlandırma yapılması, kütüphanelerin okullarla sınırlı kalmayıp şehrin her bölgesine yayılarak kitap okuma, ders çalışma ve araştırma hizmetleri sunması şehrin insanlarının kültür-sanat faaliyetlerine olan ilgisini artırır ve şehir kültürel kalkınma yaşar. Bu durum şehrin dış göç almasını sağlar.

Tarihi ve kültürel yerlerin şehirde çok bulunması da estetik açıdan bir şehirde gerekli olan bir diğer durumdur. Müzeler, antik kentler, saraylar, cami ve kiliseler, tarihi evler bir kentin tarihi dokusunu oluşturan ve geçmişine ışık tutan yapılardır. Bu yapıların şehirde çok olması ve tarih boyunca korunması şehir sakinlerine bu yerleri gezip şehir tarihi hakkında bilgi edinme, yeni deneyimler kazanma ve zamanı nitelikli geçirip iç huzura kavuşma fırsatıdır. Bu nedenle şehrin geçmişini anlatmak ve estetik zevk sağlamak için en iyi araçlar kültürel ve tarihi mekanlardır.

Şehrin insanda uyandırdığı estetik zevki tetikleyen bir unsur da şehrin planlamasıdır. Şehrin doğasının korunmuş olması, doğal yollarla oluşan göllerin, ormanların, nehirlerin, endemik türlerin şehir yetkililerince olası zararlardan korunup devamlılığının sağlanması şehrin nefes almasını kolaylaştırır ve insanların doğada vakit geçirip rahatlaması için sağlanabilecek imkanlar artmış olur. Eğer bu doğal güzellikler şehirde az bulunuyor veya bulunanlar da yeterince muhafaza edilmiyorsa şehrin güzellikleri yok olmuş olur ve bu durumda insanlar yaşamaktan sıkılır. Diğer faktörleri barındırsa bile bu faktörün eksikliğinden ötürü şehir dış göç verir.

Eğer bir şehir yukarıda değinilen fizikî, yaşamsal ve estetik gereklilikleri bütünüyle sağlıyorsa yaşanabilir bir şehir olarak nitelenir ve insanlarca sevilip benimsenir. Bunun sonucunda nüfusu artar ve ün kazanır. Tam tersi durumda şehir yaşanabilir durumda değildir ve dış göç verip az nüfuslu bir şehir olarak kalır.