Her yönüyle iyi yetiştirilmiş bir çocuk, GÜVENLİ bir gelecektir. Doğru bir aile terbiyesi için bebeklikten itibaren sağlam temelli bir iletişim kurulmalıdır. Çocuğun ruh ve beden olarak kendisini tanıması iletişimin en önemli ayaklarından biridir. Hatta ebeveynleri ile bebeklikten itibaren sağlam iletişim kuran bireyler gelecekte, toplumun sağlam temelini oluşturan; hem kendisini hem ailesini hem de çevresini mutlu eden bireyler olurlar. Dolayısıyla çocuğun yetişmesinde ilk rehber olan anne ve babalara büyük görevler düşmektedir. Mutlu anne baba, mutlu çocuk, mutlu bir gelecek demektir. Yalnız iyi rehber olalım derken, ebeveynler olarak statü karmaşası yaşayıp yaşatabiliyoruz. Ebeveyn olmak çok ayrı bir statüyken, öğretmen ya da arkadaş olmak çok ayrı bir statüdür. Son zamanlarda hızla yayılan önemli ve riskli bir durumun giderek büyümekte olduğunu gözlemlemekteyiz. Ebeveynlerin evdeki öğretmen olma heyecanı, öğretmenlerimizin ebeveyn olma heyecanı, ebeveynlerin arkadaş olma heyecanı gibi birçok karmaşa yaşamaktayız. Çocuklarımızın gün boyu okulda olmaları yetmiyormuş gibi, ev ortamlarını da okula çevirip bir de evde ebeveynleri olmayı bırakıp, öğretmenleri olmayı tercih eder olmuşuz.!

Çocuğumuzun duygusal gelişiminden çok akademik gelişimine yönelik takipler yapıp “kaç soru çözdü, kaç yanlışı var, denemede kaçıncı oldu, yanlış soruyu neden yanlış yaptı, hangi derslere katıldı” gibi sorulara cevap arar olduk.

Ev nedir? Neden evimiz -yuvamız- diyoruz? Okul nedir? Neden okullar var? İlk önce bu sorulara cevap bulmamız gerekiyor. Daha doğrusu kendimizi gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Evlerimiz, çocuklarımızın gün boyu rahatlığını özlediği mekânlar değil midir? Mutlu olacağı, huzur bulduğu, eğlenip sohbet edebileceği yer değil midir? Biz ebeveynler olarak onların mutlu ve huzur bulacakları tek yeri EVLERİNİ okula dönüştürüp anne- baba olmayı bırakarak öğretmen olmayı tercih ediyoruz. Tabii ki çocuğunuzu her alanda takip edecek gözlemleyeceksiniz yalnız bunu yaparakken evi okula çevirmemeye özen göstermeniz gerekecektir. Evimizi okula çevirirsek mutsuz, huzursuz, asosyal, bıkkın bireyler yetiştirmiş olacağız. Sonra ”Nesil neden böyle sorunlu?” sorusunu kendimize sorup duracağız. Yaptığımız stratejik hataların üstüne hata yapıp duruyoruz. Hatayı hatayla kapatmaya çalışıyoruz. Üzücü bir durum ama bizler evleri okul yaptığımız sürece sağlıklı bireyler yetiştirmek yerine sürekli gözlerinde panik ve korkuyla yaşayan bireyler yetiştirmiş olacağız. Gün boyu stres yaşamış çocuk evinde rahat edip stresini atmak ister. Eğer ev ortamı ve evdeki ebeveynler buna hazır değillerse, çocuk ev ortamında da stresini atamazsa stersini atacak başka yerler bulup hem ev ortamından hem de okul ortamından uzaklaşmaya başlayarak daha rahat ortamları tercih eder. Yalnız bunu yaparken ne kadar doğru tercihler yapmış olur? Bu da bir muamma!

Bizler düzelmediğimiz sürece nesil daha sıkıntılı sürece girecektir. Gelin hep birlikte gerçek statülerimiz neyse onlar olalım. Çocuklarınızın tek annesi ve tek babası sizlersiniz. Öğretmeni ya da arkadaşı olmayı bırakın, okul hayatı boyunca akademik başarılarını destekleyen onlarca öğretmeni ve onlarca arkadaşı olacaktır. Ama yaşantısı boyunca tek annesi ve tek babası olacak. Bu statülere layık olabilmek ümidiyle…

Sağlıcakla kalın.