CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan Erdoğan'ın zamanında 'Yargı ciğerlerimize kadar kan ağlatıyor' diyerek yargıyı yok ettiğini, bugün de 'kuvvetler ayrılığı ciğerlerimize kadar bizi inletiyor' diyerek kuvvetler ayrılığını yok etmeye çalıştığını savundu. Tarhan, "Kuvvetin tek elde toplanmasını istiyor ve bunu hazırlıklarını yapıyor. Anayasa masasına getirdikleri başkanlık sistemine ilişkin önerilerine baktığımızda bunların ipuçlarını görüyoruz" dedi.
Tarhan Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kuvvetler ayrılığı önümüze engel olarak dikiliyor" açıklamasına tepki gösterdi. Önce Başbakan Erdoğan'a kuvvetler ayrılığının ve tiranlığın ne olduğunu anlatmak gerektiğini belirten Tarhan, "İktidarın tek elde toplaması, babadan oğla da geçse, kendi kendini atasa da, seçimle de gelse fark etmez, adı tiranlıktır, istibdattır. Bugün yaşadığımız rejim otoriter bir rejim, bunu hepimiz biliyoruz. Bunun bütün kuralları ve kurumları işliyor. Ancak bununla yetinilmiyor, bir totaliter rejim isteniyor. Fiili olan bu otoriter sistemi Anayasal zemine taşımak için bir işaret fişeği yakıldığını düşünüyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın artık kendi getirdiği yargıya bile güvenmediği için bu tür söylemlerde bulunduğunu savunan Tarhan, "Muktedir olmadığını düşünüyor ve muktedir olacağı günü hepimiz dehşetle bekliyoruz. Hala kendisine engel olanlar olduğunu düşünüyor. Bu açıklamaları bir rejim bunalıma da işarettir diye düşünüyorum" dedi.

"BAŞBAKAN BİNDİĞİ DEMOKRASİ TRAMVAYINDAN İNECEK"
Başbakan Erdoğan'ın parmağıyla çağırdığı ve yönlendirdiği tüm kuvvetlerin artık kendisine yetmediğini ve bu yüzden kuvvetler ayrılığının da biletini kesmek istediğini dile getiren Tarhan, "Bindiği şey bir demokrasi tramvayıydı ama gerektiğinde oradan inecekti, belli ki ineceği gün gelmiş, yaklaşmış görünüyor" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın muhtemelen kuvvetler ayrılığının mucidini CHP zannettiğini ve kaldırmak istediğini belirten Tarhan, şöyle devam etti:
"Muhtemelen 'ecdadım uygulamadıysa kuvvetler ayrılığı kötüdür, ben de uygulamayacağım' diyor; bize bu mesajı veriyor. Çünkü yönetim felsefesi bu. Bu adam hep birilerini hedef gösteriyor. 'Beni birileri mağdur ediyor' diye ağlıyor; kişi, kurum fark etmez itibarsızlaştırıyor, hedef gösteriyor. Zamanında 'Yargı ciğerlerimize kadar kan ağlatıyor' demiş ve yargıyı yok etmişti. Bugün de 'kuvvetler ayrılığı ciğerlerimize kadar bizi inletiyor' diyor ve kuvvetler ayrılığını yok etmeye çalışıyor."

"BAŞBAKAN ASLINDA DEMOKRASİ İSTEMİYOR"
Kuvvetler ayrılığının, demokrasi demek olduğunu ve Başbakan Erdoğan'ın aslında 'Ben demokrasi istemiyorum' demek istediğini belirten Tarhan, "Kuvvetler ayrılığı tanımı demokrasinin içinde olan bir kavramdır. Birbirini denetleyen, birbirinden bağımsız güçler demokrasinin güvencesidir. Aslında demokrasi istemiyor Sayın Başbakan" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın 'demokrasi bana engel oluyor' demek istediğini savunan Tarhan, şöyle devam etti:
"Kuvvetler ayrılığı zorbalığı yok etmek için icat edilmiş bir sistemdir. Kaldırmak isteyenlerin de aslında neyi amaçladığını bu tanımın içinde okumak gerekir. Sureti haktan da görünmeye çalışsa, fakir, mağdur edebiyatı da yapsa, ağlasa da, sızlasa da diktatörlük aslında diktatörlüktür. Halkın ifade ve düşünce özgürlüğü için dayanak noktası kalsın istemiyor. Böyle bir adamın sonraki talebi de padişahlığın dahi kendisine engel olduğundan şikayet edip ağlamak olabilir."

"YARGIDAN ÇIT ÇIKMIYOR"
Başbakan'ın şürekasının yarından itibaren televizyon televizyon dolaşıp 'diktatörlük şöyle iyi, böyle iyi' diye Türk halkını zekasıyla bir kez daha dalga geçeceklerini belirten Tarhan, "Kuvvetler ayrılığının varlık nedeni olan bağımsız yargı nerede çok merak ediyorum. Ancak öğrendim ki Adalet Bakanı yüksek yargı ile tiyatro izlemeye gitmiş, bağımsız olmadıklarını da yüksek yargıçlar böylece kanıtlamışlar. Yargıdan çık çıkmıyor. Bu insan yasama organını da yargıyı da yok etmek istiyor, kuvvetin tek elde toplanmasını istiyor ve bunu hazırlıklarını yapıyor. Anayasa masasına getirdikleri başkanlık sistemine ilişkin önerilerine baktığımızda bunların ipuçlarını görüyoruz" dedi.
Tarhan, AK Parti'nin Başkanlık sistemi önerisine göre; başkanın Meclis'i fesih yetkisi olacağını, Başkanın Meclis'e müdahale yetkisi olacağını, kanun ve kararname ile devleti sınırsız ve denetimsiz yönetme hakkı olacağını, tüm üst düzey kamu yöneticilerini muhtemelen yargı mensuplarının da yine denetimsiz olarak başkan tarafından atanacağını söyledi. Tarhan, "ABD'yi bize hep örnek gösteriyorlar ya orada Başkan tüm yetkilerini senatoyla paylaşır ve senatonun onaylamadığı hiçbir şeyi ABD Başkanı yapamaz. Ancak Recep Tayyip Erdoğan bunu yapmak istiyor, tam denetimsiz, mutlak iktidar istiyor" dedi.
(MÜG-ÖZ-Y)

18.12.2012 15:50:25 TSI

Editör: Wan Haber