Hemen hemen 4 kişiden biri mutlaka bir depresyon dönemi geçiriyor ve bu depresyon dönemlerinde ne yapacağını bilemiyor. Depresyon belirtilerinin pek çok çeşidi bulunuyor ve bunlardan bahsetmek istersek şunları söyleyebiliriz: Mutsuzluk, halsizlik, enerji kaybı, intihar düşünceleri, kilo kaybı, ilgisizlik, en sevdiğiniz şeyleri bile yapmama isteği, kaygı, endişe, panik atak…
Bu saydığımız belirtileri arada sırada görmeniz depresyon belirtisi değildir. Yani depresyon diyebilmemiz için bunları uzun süreli yaşamak gerekir. Depresyon tüm vücuda etki ederek, adeta kanınızı emiyor ve sizi halsiz bırakıyor.
Depresyon Bağışıklık Sisteminizi Çökertiyor
Yrd. Doç. Dr. Emre Tan depresyonla alakalı olarak noradrenalin, serotonin ve dopamin gibi sinir sistemleriyle ilgili hormonlarda dengesizlikler yaşattığını söylüyor. Depresyona bağlı olarak gelişen diğer durumlardan biri de cinsel sıkıntılardır. Testesteron, östrojen ve progesteron gibi alanlarda da dengesizliklikler meydana gelebiliyor. Depresyon sürecinde bünyeniz zayıflayacağı için başka hastalıklara da açık hale gelebiliyorsunuz. Bu hastalıklara ise grip ve alerjiyi örnek verebiliriz. Aynı zamanda hastalığın bitme süresi de uzuyor ve daha uzun süre acı çekiyorsunuz. Depresyon başka bir hastalıkla beraber gelirse fiziksel açıdan daha büyük tehlikelere yol açabiliyor. Hasta hem depresyonda hem de farklı bir hastalıkla da mücadele etmek zorunda kalıyorsa ümitsizlik içinde bu hastalığı yenemeyeceğini düşünür. Bu da senaryonun daha da kötüleşmesine neden olur. İyileşeceğine inanmayan hasta tedavi sürecini daha da yokuşa taşır.
Depresyona neden olan birçok hastalık bulunuyor ve bunlardan en sık görüleni felç. Felç sonrası depresyon olasılığı yüzde ellilere kadar çıkıyor. Diğer bir hastalık da Multiple Skleroz’dur. Bu hastalık beyindeki plakların tutulmasıyla ortaya çıkıyor ve depresyon yapma oranı yüzde 30 civarında.
