Koronavirüs salgınında delta ve delta plus varyantları ardından Afrika'da ortaya çıkan yeni bir mutasyon tedirgin etti. C. 1.2 adı verilen ve olağanüstü şekilde mutasyona uğrayan virüsün bulaşıcılığı da yüksek. Peki, C. 1.2 virüsü nedir, hangi ülkelerde görüldü?

Bilim insanlarının çalışmalarına göre, C.1.2 varyantının mutasyon oranı yılda 41.8 olarak tespit edildi. Normaldeki mutasyon oranının iki katına sahip olan C 1.2 mutasyonu, şimdiye kadar 7 ülkede görüldü. İşte, c 1.2 varyantı detayları...

C.1.2 VARYANTI NEDİR? 
Ancak Güney Afrika'da ortaya çıkan C 1.2 mutasyonu ilk olarak bu yılın mayıs ayında tespit edildi ve İngiliz Mirror'un haberine göre Güney Afrika Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü ve KwaZulu-Natal Araştırma Yenilik ve Sıralama Platformu uzmanlarına göre, C.1.2 varyantı yılda yaklaşık 41.8 mutasyon oranına sahip.

Araştırmacılar, Güney Afrika'daki C.1.2 genomlarının sayısında, aydan aya bir artış tespit etti. Bilim adamları ayrıca C.1.2 dizisine sahip varyantların yaklaşık yüzde 50'sinde 14 mutasyon buldu. İngiltere Halk Sağlığı, bu ayın başlarında, C.1.2 varyantının Birleşik Krallık'taki bilim adamları tarafından izlenen 10 varyant arasında olduğunu ortaya koyan bir rapor yayınladı.

Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsünden (NICD) yapılan açıklamada, "C.1.2" varyantının temmuz ayından beri hızlı bir yükseliş kaydetmesine rağmen, bu varyantın ülkede tespit edilen toplam vakalar içinde görülme oranının henüz yüzde 3'ten az olduğu belirtildi.

Daha önce Güney Afrika'da ortaya çıkan "C.1." varyantının mutasyona uğraması sonucu ortaya çıkan "C.1.2", henüz Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından "endişe verici" varyant olarak tanımlanmadı.


C.1.2 HANGİ ÜLKELERDE GÖRÜLDÜ? 
C.1.2 varyantı ilk olarak Mayıs ayında Güney Afrika'daki bilim adamları tarafından tanımlandı ve o zamandan beri İngiltere, Çin, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Mauritius, Yeni Zelanda, Portekiz ve İsviçre'de bulundu.

Delta varyantı gebelerde ölüme yol açabiliyor

Delta varyantı gebelerin COVID-19'u ağır geçirmesine hatta ölümüne neden oluyor. Uzmanlar, hamilelere yeni tip koronavirüsün (COVID-19) delta varyantının daha ağır geçmesi nedeniyle aşı çağrısında bulundu.

Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Klinik Sorumlusu Doç. Dr. Hakan Akelma, Diyarbakır'da COVID-19 vakalarındaki artışa bağlı olarak hastanenin kliniğinde bu ay vaka sayısında pik yaşandığını söyledi.

Virüsün delta varyantının yayılmasının vaka sayısının artmasına neden olduğunu aktaran Akelma, kentte aşı oranlarının düşük olması nedeniyle delta varyantının özelliğinden dolayı virüsün hızlı yayıldığını belirtti.

Virüsün aşısızları yoğun şekilde etkilediğine dikkati çeken Akelma, bu süreçte aşı olmayan ve COVID-19'a yakalayan vatandaşların hastaneye yoğun bir şekilde başvurduğunu bildirdi.

Özellikle geçen hafta hastanenin doluluk oranının çok yükseldiğini kaydeden Akelma, delta varyantının hastalarda çok hızlı öldürücü etkisinin bulunduğunu vurguladı.

"İki ay içerisinde 6 gebe kaybımız var"

Hastanelerine gelen gebe hastalarında kayıp oranlarının arttığını aktaran Akelma, gebe, yeni doğum yapan ve emziren annelerden aşısını olmayanların durumlarının çok hızlı kötüleştiğini kaydetti.

CDC'den hamilelere çağrı: Aşı güvenli, yaptırın
Akelma, şöyle devam etti:

"Gebe hastalar, çok fazla koronavirüs ilacı kullanamıyorlar, hastalık bunlarda çok hızlı ve ölümcül seyrediyor. Delta varyantının ölümcül seyretmesinden kaynaklı gebe kaybımız fazla, bu yüzden gebelerin aşılanması önemli bir konu. Delta varyantı gebelerde çok hızlı yayılıyor. İki ay içerisinde 6 gebe kaybımız var. Şu anda yoğun bakımımızda hamile bir hasta yatıyor. O da entübe ve genel durumu çok kötü. Normal kişilerden farklı olarak hamile hastalarda çok hızlı ve agresif seyirli görüyoruz."

Hamile, yeni doğum yapan ve emziren kadınların aşı konusunda azami hassasiyet göstermeleri gerektiğine işaret eden Akelma, bunlara aşılarını en kısa zamanda yapmalarını tavsiye ettiklerini anlattı.

COVID-19 nedeniyle kaybettikleri kadınların bebeklerinin de erken doğdukları için kurtarılamadığını bildiren Akelma, "Gebe bir değil, iki kişidir. İki kişinin hayatı söz konusu. Hem anne hem de bebek etkileniyor." dedi.

"COVID-19'u geçiren annelerde ölüm oranları yüksek"

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Neval Yaman Görük de COVID-19'un yaygın olarak hamile kadınlarda daha ağır seyrettiğini söyledi.

Gebelikte akciğer kapasitesinin azaldığını, oksijen tüketiminin arttığını ve bağışıklık sisteminde fizyolojik bazı değişikler oluştuğunu belirten Görük, bunlara bağlı olarak hamile kadınların enfeksiyonu daha ağır geçirebildiğini vurguladı.

COVID-19'u ağır geçiren gebelerde yoğun bakım sürecinde hayati riskler oluşabildiğini anlatan Görük, şöyle konuştu:

"Anne ölümleri yaşanabiliyor. Delta varyantının ülkemizde görülmesiyle beraber COVID-19'u geçiren annelerde ölüm oranları yüksek. Aynı yaş grubunda gebe olan ve COVID-19'u geçiren kadınlarda, gebe olmayan kadınlara göre ölüm oranlarının yaklaşık yüzde 70 daha fazla olduğu biliniyor. Bu da oldukça yüksek bir oran, bunun için çok dikkatli olmak gerekir. Hamileliğin 12. haftasından sonra yüksek riskli grupta olan kadınlara aşı olmalarını öneriyoruz."

"Aşımı olsaydım belki de ağır geçirmeyecektim"

Hamilelik sırasında COVID-19 geçiren anne Melike Kolak (40) ise aile içerisinde COVID-19'a yakalananlardan dolayı kendisinde de bir süre sonra burun tıkanıklığı ve öksürük başladığını belirtti.

Yaptığı test sonucunun pozitif çıkması nedeniyle korku yaşadığını anlatan Kolak, hastalığın 7. gününde artık nefes alamamaya başladığını dile getirdi.

Hastaneye yatışının yapıldığını ve yoğun bakımda 5 gün tedavi gördüğünü ifade eden Kolak, "33 haftalık gebeydim. Doğum yapmak zorunda kaldım. Bebeğim küçük doğdu. 27 gün kuvözde kaldı. Zorlu bir süreçti. Aşımı olsaydım belki de ağır geçirmeyecektim. Bebeğimle o zorlu süreci yaşamayacaktım." diye konuştu.

Hamile kadınlara aşı olmaları tavsiyesinde bulunan Kolak, gebelerin düğün ve taziye gibi kalabalık ortamlara girmemesi gerektiğini söyledi.

Kolak, "Gebeler için çok sıkıntı, anne ölümleri çok fazla oluyor. Ben şanslıydım ki bebeği almamız tedavimden sonraydı. İkimiz de yaşamayabilirdik." ifadelerini kullandı.

Editör: Wan Haber