YeniŞafak'ın köşe yazarı Ali Saydam, Van Gölü Sempozyumu'nu kaleme alarak "Bu işi Hanımefendi çözer" başlığıyla bir makale yayınladı. İşte Ali Saydam'ın o köşe yazısı: Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi çevre ve doğa konusuna el attığından beri Türkiye’de bu alanlardaki sorunlara yönelik tedbirler etkili şekilde uygulanır oldu. Örneğin, “Sıfır Atık” kampanyası büyük destek gördü ve pek çok kesim tarafından sahiplenilerek başarılı sonuçlara imza attı. Hanımefendi’yi dün TV haberlerinde Van Gölü ziyareti sırasında izleme fırsatımız olduğunda içimizde bir ümit ışığı belirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanımız ile birlikte Van’a giden Hanımefendi, gölden balıkadamlar tarafından yalnızca bir saat içinde çıkarılan çer-çöp ve atık karşısında üzüntü ve şaşkınlığını gizleyemiyordu. Katıldığı Van Gölü Sempozyumu’nda da şunları söylemiş: “Kurumlarımızın iş birliği ile Van Gölü’nü Koruma Eylem Planı ve Uygulama Programı hazırlandı. Bu girişimin, kayda değer sonuçlar vermesini umut ediyorum. Bu kapsamda, gölün dip temizliği yapılacak. Atık-su yönetimi sağlanacak. İlaveten, entegre katı atık yönetimi oluşturulacak. Bu eylem planıyla, Van Gölü inşallah layıkıyla korunacak.” Bu katılım, bu kararlılık Van Gölü için bir umut ve işaret fişeğidir. Sıfır Atık’ta olduğu gibi Hanımefendi takip edecek ve ülkemiz için hayırlı sonuçlar alınmasına vesile olacaktır. Şimdi acilen eğilinmesi gereken Marmara Denizi’ndeki ‘mülsilaj’ konusu var… ‘Deniz salyası’ da deniliyor… Durum çok vahim… Hem de pek çok yönden… Balıkçılık sektörü başta olmak üzere Marmara Denizi’nden yararlanan her alan tehdit altında… Balıkçıların ifadesiyle mülsilaj meselesi yeni de değilmiş, yıllar içinde zaman zaman belli oranlarda görülüyormuş. Ancak bu sefer durum had safhada… “Çok acil bir eylem planıyla hareket etmemiz gerekiyor. Marmara Denizimiz, alttaki bitkilerimiz, canlılarımız maalesef nefes alamıyor.” Bu sözler Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a ait. “Bu süreci yöneteceğiz” diye devam ediyor. Pazar günü ‘eylem planı’nı açıklayacaklarmış. Bakan şöyle devam etmiş: “İklim değişikliği, deniz suyu sıcaklığının artması ve kirlilik, mikroorganizmaların üremesinde etken… Acil ve uzun vadeli eylem planları çalışılıyor. 6 Haziran’da açıklanacak. Atık su tesislerinden numuneler alınıyor; kirliliğe neden olan tesislere her türlü yaptırım uygulanacak.” Ülkenin bu konudaki en yetkili kurumu işi sahiplenmiş durumda… Eylem planına uygun atılacak adımlarda Hanımefendi’nin desteği ve takibi, bu çalışmaların tüm halk kesimlerince sahiplenilmesinde ciddi bir değer ve etki taşır. Örneğin Van’da çevre konulu eğitim çalışmalarıyla çocuklara sorunun doğru anlatılması planlanıyormuş. Hanımefendi “Meseleyi onlara doğru anlatabilirsek, Van Gölü etrafında zaten esaslı bir koruma kalkanı oluşacağını düşünüyorum” demiş… O nedenle, “Sıfır Mavi Atık” projesiyle çevre hassasiyetinin kapsamının genişletilmesi için de adımlar atan Emine Hanım’ın işin iletişim boyutunda yer alması Marmara Denizi’ni el birliğiyle kurtarmamız için çok önemli.