Van Valiliği ve DAKA Genel Sekreterliği’nin işbirliği ile Van’da ‘Güç Birliği’ adıyla bir toplantı yapıldığını hatırlatan Özay İlhan, “Kentin tüm dinamiklerinin bir araya getirildiği belirtilen Güç Birliği Platformu’nun nasıl ve ne şekilde oluşturulduğu tartışmalı olan ilk toplantısına 23 kişi kamu görevlisi toplam 75 kişi davet edilmiş ve yaklaşık 50 kişinin katılımı ile söz konusu bu toplantı icra edilmiştir. Elbette ki son süreçte ülkemizde ve özellikle bölgemizde yaşanan bölücü terör olaylarına karşı, gerek STK’lar ve gerekse diğer siyasi ve ekonomi kuruluşlar bir araya gelmeli fikir alışverişinde bulunmalı ve memleket meselelerine kafa yormalıdır. Ancak bu ve benzeri oluşumlar asla herhangi bir partinin güdümünde ve siyasi yapısında olmamalıdır. Bu düşünce ile yarısını kamu görevlilerinin oluşturduğu bir güç birliği toplantısı, ilimiz için istenen faydayı sağlayamayacak ve olumlu bir sonuç elde edilemeyecektir. Böylesine önemli bir toplantının ilk yönetim kurulu başkanlığını Van Valisi’nin yapmasının iç hukuk ve mevzuatlardaki yerini anlayabilmiş değiliz. Sayın Vali İbrahim Taşyapan'ın herhangi bir resmiyeti olmayan böyle bir platformda başkanlık yapmasının yasal dayanağı nedir? Bu konu kamuoyuyla mutlak suretle paylaşılmalıdır. AKP milletvekili Beşir Atalay'ın arzusu olduğu beyan edilen bu proje için valiliğe veya DAKA'ya resmi bir başvurusu olup olmadığı bilinmeyen, tamamen sivil olduğu söylenen bu platformun finansal yükü kamu kaynaklarından mı yoksa platforma katılan kuruluşların cebinden mi karşılanmıştır? Sorusunun cevabı da kamuoyuyla paylaşılmalıdır. İktidar milletvekilleri tarafından önerilmiş ve desteklenmiş; bürokratlar tarafından dizayn edilmiş bir organizasyonun tarafgir tutumların sergilendiği ve siyasi bir oluşumun etkisi altında sürdürülmek istenen bu çalışmanın yani sözde güç birliği platformunun bu şekliyle Van'ımıza bir katkı sunamayacağı açıkça ortadadır. İstişareye ve dayanışmaya son derece açık bir siyasi kültürün temsilcisi olan bizler, birlikten kuvvet doğacağına inanıyoruz. Fakat AKP eliyle siyasallaştırılmış bir platformun ayrımcılıktan öte, ilimize bir fayda getirmeyeceğine inanıyoruz. Tepeden inme yöntemlerle devlet imkanlarının kullanılarak belli bir siyasi çevrenin amaç ve çıkarlarına hizmet eden bir platformun çokta milli olduğundan söz edemeyiz. Kentin farklı görüşlere sahip STK'ların, aydınların ve kanaat önderlerinin böyle bir toplantının dışında tutulmuş olması da ayrı bir handikaptır. Van esnafının, sanayicisinin ve tüm bireylerinin geleceğe dair ümitlerinin azaldığı noktada, yarınları için endişe taşıdıkları böyle bir dönemde Saadet Partisi olarak talebimiz Van YYÜ önderliğinde yeni yöntem ve işleyişlerin tartışılacağı, ülke ve bölge meselelerine çözüm üretecek bir takım önemli konuların istişare edileceği, kentin tüm dinamiklerini gerçek manada kapsayan ayrımcılıktan uzak, sivillerin, bürokratların, siyasetçilerin, aydınların, kanaat önderlerinin, esnaf ve sanayici temsilcilerinin ve STK'ların bir arada olacağı yeni bir yapıyla bu toplantının yapılmasının ilimize daha faydalı olacağına inanıyoruz” dedi.