Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Hamdullah Şevli, geçtiğimiz günlerde kentte yayın yapan yerel ve ulusal medya kuruluşlarıyla bir araya gelmiş ve üniversite hakkında bilgiler vermişti. Toplantıda bir gazetecinin "YYÜ'deki akademisyenler ve yetkili isimleri bugüne kadar hiç televizyonda görmedik. İstanbul'daki, Ankara'daki veya diğer illerdeki profesörler ve akademisyenler Van ile alakalı canlı yayınlara katılıp yorum yaparken, Van'dan hiçbir akademisyenin televizyona çıkıp kentle alakalı veya bilimle alakalı bir demeç bile vermedi. Van Gölü'nün suyunun koronaya iyi geldiği söylemlerini bizim üniversitemizdeki akademisyenler yerine batıdaki akademisyenler yorumluyorsa bu bizim için bir ayıptır." eleştirisinin ardından Van YYÜ harekete geçti ve basına demeç göndermeye başladı. Eleştiriler sonrası basına ilk demeci ise Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Nüfus ve Göç Araştırmaları Merkezi Müdürü ve Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Orhan Deniz verdi. Prof. Dr. Deniz, iklim göçüne yönelik yaptığı açıklamada, “Küresel iklim değişiminin oluşturacağı olası mülteci ve göçmen hareketlerinden yine Türkiye etkilenecektir” dedi. Son yıllarda küresel iklim değişikliğiyle birlikte yaşanan kuraklık etkilerinden dolayı ‘iklim göçü’ sorunu da gündeme gelmeye başladı. Uzmanlar, yakın gelecekte iklim göçlerinin ilk olarak ülke içindeki hareketlenmeyi tetikleyeceğini, ancak ilerleyen süreçte etkilerin artmasıyla birlikte göç dalgasının ülke dışına taşınacağını belirtiyor. Düzensiz göçmenler, ülkelerindeki savaş ve siyasi krizden dolayı Avrupa’ya geçiş için Türkiye’yi geçiş güzergahı olarak kullanıyor. Uzmanlar, yakın gelecekte olası iklim göç dalgalarından etkilenecek ülkelerin başında yine Türkiye’nin olacağına dikkat çekiyor. İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Nüfus ve Göç Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Orhan Deniz, bugün dünyada konuşulan en önemli konulardan bir tanesinin küresel iklim değişikliğinin doğuracağı etkiler olduğunu belirtti. Bu etkilerin başında ise konuşulan ilk konunun iklim göçleri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Deniz, “Burada Birleşmiş Milletlerin raporları var. Beklentiler şu yönde; ülkelerin içindeki hareketlenmeyi artıracak şekildedir. Bir ülkede kuraklığın ortaya çıkması ilk olarak insanları ülke içerisinde yer değiştirmeye tetikleyecektir. İlerleyen süreçte iklim değişimin oluşturduğu yoksulluk ve ekonomik kaybının ciddi oranda düşmesi durumunda göç dalgaları ülke dışına taşıma riskini taşıyor” diye konuştu. “En çok etkilenecek ülkelerin başında Türkiye geliyor” Yaşanabilecek iklim göçlerinde yine en çok etkilenecek ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğine dikkat çeken Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özelikle Güney Asya ülkelerinde ve Sahra altı Afrika ülkelerinde ortaya çıkacak kuraklıkta etkilenen büyük kitlelerin ortaya çıkması durumunda, burada yaşayan insanların ülkelerini terk etmeye başlamasında en çok etkilenecek ülkelerden bir tanesi doğal olarak Türkiye’nin olma ihtimali var. Nasıl ki savaşlarda ve siyasi krizlerde etkilenen insanlar Avrupa’ya geçmek için Türkiye güzergahını kullanıyorsa aynı şekilde bugün, küresel iklim değişimin oluşturacağı olası mülteci ve göçmen hareketlerinden yine Türkiye etkilenecektir. Güney Asya’da muson yağmurlarından dolayı Pakistan ve Bangladeş gibi ülkelerde sel ve su baskınları yaşanıyor. Küresel iklim değişikliği dolayısıyla bir taraftan sel ve su baskınları, bir taraftan kuraklığın etkili olduğu alanlarda var olan dengenin bozulmuş olması insanları göçe itecektir. Bu durumdan yine en çok etkilenecek ülkelerin başında Türkiye geliyor.”