TBMM’de basın kapısında açıklama yapan Selahattin Demirtaş Silopi, Sur ve Cizre’de süren sokağa çıkma yasakları adı altında insan hakları ihlalleri yaşandığını söyledi. Türkiye’nin batısının insan hakları ihlallerini duymaması için özel tedbirler alındığını belirten Demirtaş, medya üzerinde sansürün uygulandığını bildirdi. Demirtaş, “Bunlar ağır suçları örtmeye yetmedi. Er geç sokağa çıkma yasakları kalkacak. Er geç bu ülkede normalleşmeye doğru gideceğiz. Ve Başbakan Davutoğlu hükümetindeki sorumluluğunda katledilen sivillerin çocukların bebeklerin hukuk çerçevesinde tek tek hesabı sorulacaktır” dedi.“Yaralılar kan kaybediyor, hastaneye gidemiyor” Cizre’de Şırnak milletvekilimiz Faysal Sarıyıldız ile birlikte 15 kişilik sivil bir heyetin ateş altına alındığını ileri süren Demirtaş şunları söyledi: “Şırnak Milletvekilimiz Faysal Sarıyıldız’ın bize aktardığı sıcak bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Cizre kaymakamına da bilgi vererek 6 yaralının bulunduğu yerde yaralıları almak üzere aileleriyle birlikte hareket edecekleri bilgisini veriyor. Birkaç mesaj atıyor kaymakama. Ve ‘biz milletvekili belediye başkanı 15 kişilik sivil bir heyet şu adrese gideceğiz ve yerdeki yaralıları alıp hastaneye teslim edeceğiz’ bilgisini veriyor. Buna rağmen milletvekilinin de içinde bulunduğu bu sivil grup ateş altına alınıyor. 10 kişi yaralanıyor. Aralarında IMC TV’nin kameramanı da var. Milletvekilimiz, belediye başkanımız ve sivil insanlar canını zor kurtarıyor ve şu anda bir bodrumdalar. Yanlarında 10 yaralı var. Kan kaybediyor yararlılar Hastaneye gidemiyorlar. Yaralıyı almaya gidenler kendileri yaralanıyor. Kendileri de hastaneye gidemiyorlar. Cizre’de bir bodrum katında kurtarılmayı bekliyor. İçişleri Bakanı ve müsteşarla arkadaşlarımız görüşmeler gerçekleştirildi. Şu dakikada ateşin kesildiği bilgisini aldık. Ama ambulans gidip oradaki milletvekilimizin olduğu 10 yaralıyı alamıyor. İzin verilmiyor.” Parlamentoyu göreve çağırdı Parlamentoyu göreve çağıran Selahattin Demirtaş şöyle dedi: “2016 yılı Türkiye’sinde bunlar yaşanıyor. Ve bizde bu parlamentoda hala demokrasi çözüm kardeşlik barış nutukları atan milletvekillerini dinliyoruz. Böyle bir utanç olamaz. Parlamento kendi egemenlğinde olan bir ilde ilçede bu kadar ağır suçlara karşı bu kadar duyarsız kalamaz. Eğer yaşananlara karşı bu kadar ilgisiz bir tutum düşmanca bir tutum sergileyecekse milletin parlamentosu olamaz burası. Millet sadece AKP’ye oy verenlerden ibaret değildir. Halk dediğimiz şey bir partiye oy veren değildir. Başka partiye de oy vermiş olabilir. Halk sandığa da gitmemiş olabilir. Millet bunların tamamından oluşur. Size oy vermemiş olanları düşman ilan edip bebeği de kadını da çocuğu da katledecek şekilde buna çanak tutup alkış tutacak bir parlamentoysanız milletle alakası olmayan bir kurumsunuz demektir. Parlamento işlevsiz şekilde şu anda katliamları destek veren bir kuruma dönüşmüş durumda. BU bizim açımızdan bir utançtır. Parlamento tarihi açısından bir utançtır. Geçmiş dönemde de ağır insan hakları ihlalleri yaşandı. Ama parlamento kendi içinde en azından insan hakları alt komisyonları oluşturdu. Vakaların yaşandığı yerlere gidildi ve inceleme yapıldı. Geçmişte bu işe duyarsız kalmayacağını gruplar olarak gösterdi.” (DHA)