Genel itibariyle bir durum değerlendirilmesi yapılması gerekirse eğer, Cumhurbaşkanlığı yüksek istişare kurulu’nun iki ismi Bülent Arınç ve Cemil Çiçek, özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni dönem ve reform söylemleri ile ilgili konuşmasını yaptığı günün hemen akabinde değişik televizyon kanallarına çıkıp hukuki reform ile ilgili kendi duygu ve düşüncelerini anlatmaları, aslında Tayyip Erdoğan’ın hoşuna gitmemiştir. Bu nedenle pozisyonunu korumayı başaran Cemil Çiçek’i halen dururken Bülent Arınç netice itibariyle Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’ndan istifa etmek zorunda kaldı. Hükümet, yani AK Parti ve MHP ortaklığı, “Reform dediysek Selahattin Demirtaş Osman Kavala açısından konuştuklarımızdan bir anda dönecek değiliz.” mesajını verdi. Cumhur ittifakı ve dolayısıyla MHP daha çok güçlendi. Bir taraftan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olan ve aynı zamanda Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini yürütmekte olan Berat Albayrak’ın istifası ve akabinde Bülent Arınç’ın istifa etmesi, Aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün camiaya “Ayağınızı denk alın, kimse vazgeçilmez değildir.” Demesi anlamına geliyor. Yeni dönem ve reform söylemleri kesinlikle vazgeçilecek hususlar değildir. Fakat bu durumların zamana yayılarak alıştıra alıştıra bir dönüşüm gerçekleştirilmesi şeklinde uygulanması gerekir. Anayasa Mahkemesi ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gereği belki de Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala sessiz bir tahliye şekli ile cezaevinden çıkarılabilirdi. Fakat Bülent Arınç’ın en son söylemlerine belki de en çok kızacak kişiler Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'dır. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, konu ile ilgili ardı arkası kesilmeyen çok sert eleştiri yaparak aslında halen muhalefet bloku içerisinde olduğunu vurgulamaya çalıştı. Cemil Çiçek'in Tavrının Değişik Olması Aslında reform söylemleri ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşma yapmasından sonra sahneye çıkan ilk isim Cemil Çiçek’ti. Bir gazeteci ile yapmış olduğu söyleşide Cemil Çiçek reform kelimesinin çok aşındığını, kimsenin bir şey beklememesi gerektiğini, Ak Parti’ye topyekûn bir “tövbey-i Nasuh gereklidir.” Demesi üzerine hükümete yönelik çok ciddi bir eleştiri olarak okunmuştu. Cemil Çiçek’in özellikle de AK Parti iktidarı ile aralarının limoni (Ahmet Davutoğlu’na yakın) olduğu bir gazeteye demeç vermesi de aynı zamanda cumhurbaşkanının tepkisini çekmiş. Cemil Çiçek, Bülent Arınç’a oranla her zaman daha dikkatli ve daha temkinli bir çizgi çizmeyi tercih etmiştir. Yaklaşan fırtınayı görmüş olacak ki kendi pozisyonunu ayırmakta gecikmedi. Genel itibariyle bir durum değerlendirilmesi yapılması gerekirse eğer, Cumhurbaşkanlığı yüksek istişare kurulu’nun iki ismi Bülent Arınç ve Cemil Çiçek, özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni dönem ve reform söylemleri ile ilgili konuşmasını yaptığı günün hemen akabinde değişik televizyon kanallarına çıkıp hukuki reform ile ilgili kendi duygu ve düşüncelerini anlatmaları, aslında Tayyip Erdoğan’ın hoşuna gitmemiştir. Bu nedenle pozisyonunu korumayı başaran Cemil Çiçek’i halen dururken Bülent Arınç netice itibariyle Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’ndan istifa etmek zorunda kaldı. İkinci analiz ise genel itibariyle makalenin başında da belirtildiği gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini yürütmekteydi. Bu durum, aslında “Tencerenin götüremeyeceği iktidar yoktur.” Söylemlerinin son zamanlarda sıklıkla dile getirilmesine sebep olmuştu. Böylelikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı bile olsa affetmeyeceği fikrini bir kez daha gündeme getirmiş oldu. Kaldı ki Bülent Arınç’ın AK Parti’den milletvekili oğlu dahi bir tek geminin olduğunu, bu geminin bir tek rotasının olduğunu ve bu geminin bir tek kaptanı olduğunu.. Bunları söylerken de milletvekili olduğu partinin genel başkanına övgüler yağdırdığını ve tüm bunları sosyal medya hesabından paylaşması dahi kararlılık ve sağlam duruşun en iyi örneği şeklinde yorumlandı.