Gündem

8. Yargı Paketi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi

Kamuoyunda "8. Yargı Paketi" olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.

Abone Ol

Yasaya göre, İcra ve İflas Kanunu'nda kanun yoluna başvuru süreleri hafta olarak belirlendiği için buna uyum sağlanması amacıyla Hukuk Muhakemeleri Kanunu'ndaki benzer hükümler dikkate alınarak düzenleme yapılıyor. Süre, hafta olarak belirlenmişse başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde bitecek.

Hak arama hürriyetinin daha etkin kullanılması amacıyla İcra ve İflas Kanunu'nun kanun yollarına başvuru bakımından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na uyumunun sağlanması için düzenlemeye gidiliyor. Tasdik veya ret kararına karşı borçlu ve tasdik duruşması sırasında itirazda bulunmuş olan alacaklılar, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yoluna, istinaf incelemesi üzerine verilen karara karşı da tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yoluna başvurabilecek.

İcra ve İflas Kanunu'na göre, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerince verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulmasına yönelik sürede düzenleme yapılıyor. Bu kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilecek, temyiz yoluna başvurma ve incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılacak.

Bu düzenlemeler 1 Haziran 2024 tarihinde yürürlüğe girecek.

Kişiliğin veya mal varlığının korunması kriteri
Terörle Mücadele Kanunu'nun "terör örgütleri"ne ilişkin düzenlemesi, Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliğe uyumlu hale getiriliyor.

Yasayla Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda Türk Medeni Kanunu'nda değişiklik yapılması öngörülüyor. Özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlanma kurumu değiştirilerek, ceza infaz kurumunda bulunma hali doğrudan doğruya kısıtlama nedeni olmaktan çıkarılıyor.

Ergin kişilerin fiil ehliyetinin bulunduğundan hareketle iradeleri ön plana çıkarılarak kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan hükümlünün kısıtlanması esas olarak kendi isteğine bırakılırken, toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı bakımından hükümlünün kısıtlanması, kişiliğinin veya mal varlığının korunması kriterine bağlanarak bu konuda vesayet makamına takdir hakkı veriliyor.

Buna göre, kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği üzerine kısıtlanacak veya kendisine kayyum atanacak. Toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği bulunmasa dahi kişiliğinin veya mal varlığının korunması bakımından gerekli görülmesi halinde kısıtlanabilecek.

Cezayı yerine getirmekle görevli makam, hapis cezasının infazına başlandığını derhal vesayet makamına bildirecek. Vesayet makamı karar vermeden önce hükümlüyü dinleyecek. Kanun'un kayyumluğa ilişkin hükümleri, niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu düzenleme için de uygulanacak.

Anayasa Mahkemesi kararı gereğince Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya karar verilebilmesi için aranan resmi sağlık kurulu raporunun temini amacıyla, yasanın "usul" başlıklı madde hükümlerine başvurulabilecek.

Vesayetin sona erdirilmesi
Anayasa Mahkemesi kararı bağlamında Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, resmi sağlık kurulu raporunun alınabilmesini temin amacıyla kişinin vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle kıl, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilecek.

Kişiye gerekli tıbbi müdahaleler yapılabilecek ve gerektiğinde kişi, hekim ön raporu üzerine en fazla 20 gün süreyle sağlık kuruluşuna yerleştirilebilecek. Hekim ön raporu üzerine verilen yerleştirme kararı derhal ilgiliye ve yakınlarına bildirilecek. İlgili veya yakınları, bu karara karşı bildirimden itibaren 10 gün içinde denetim makamına itiraz edebilecek. Yapılan itiraz, kararın icrasını durdurmayacak. İtiraz, denetim makamınca ivedilikle karara bağlanacak.

Yasaya göre, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda hapis halinin devamı süresince vesayetin sona erdirilebileceği haller düzenleniyor.

Buna göre, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin hukuka uygun şekilde sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkacak. Hapis halinin devamı süresince vesayetin sona erdirilmesi, toplam 5 yıldan az olan hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin isteminin bulunması ve toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin talebi üzerine kişiliğinin veya mal varlığının korunması sebebinin ortadan kalkması halinde mümkün olacak.

Örgüt adına suç işleme
Yasa ile Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle, suçla daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla bir günlük adli para cezası alt tutarı 20 liradan 100 liraya, üst tutarı ise 100 liradan 500 liraya yükseltiliyor. Bu düzenleme, 1 Haziran 2024'te yürürlüğe girecek.

Yasa ile Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri dikkate alınarak Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiili müstakil bir suç olarak düzenleniyor. Buna göre, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek. Bu hüküm sadece silahlı örgütler hakkında uygulanacak.

Örgüt adına suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüt adına suç işleme cürmünden ayrı ayrı cezalandırılacak.

Devlet güvenliğine ve anayasal düzene karşı işlenen suçlar
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) düzenlemeler yapılacak. Buna göre, TCK'de belirtilen "devletin güvenliğine karşı suçlar ile anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar" bakımından, silahlı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza, yarısına kadar indirilebilecek.

Yasa ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişiklikle, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinin kapsamı genişletiliyor. Düzenlemeye göre, yakalama ve tutuklama işlemlerinin yanı sıra adli kontrol işlemlerine karşı, kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmayan kişiler, tazminat isteminde bulunabilecek.

Konutu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tabi olmak ve bunları kabul etme şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilenlerin, tazminat isteminde bulunabilmelerine imkan tanınıyor.

Koruma tedbirleri nedeniyle yapılacak tazminat istemlerinin kurulan Tazminat Komisyonuna yapılması öngörülüyor ve bu istemlerin idari başvuru yoluyla hızlı biçimde sonuçlandırılması amaçlanıyor. Böylelikle, yargılama yapılmasını gerektirmeyen tazminat istemleri hakkında kısa sürede karar verilmesi sağlanacak. Bu hükümler 1 Haziran 2024'te yürürlüğe girecek.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Yasaya göre, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında, sanığa yüklenen suçtan dolayı yargılama sonunda hükmolunan ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalacak. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, müsadereye ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade edecek.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekecek.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde sanık, 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulacak. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecek.

Bu süre içinde 1 yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına, belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine karar verilebilecek. Denetim süresi içinde dava zaman aşımı duracak.

Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşulu derhal yerine getirilmediği takdirde; mağdura veya kamuya verilen zararın, denetim süresince aylık taksitler halinde sanık tarafından ödenmek suretiyle tamamen giderilmesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecek.

Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kalkacak ve davanın düşmesine karar verilecek.

Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkeme hükmü açıklayacak. Mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebilecek. Açıklanan veya yeni kurulan hükme itiraz edilebilecek.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karşı istinaf yolu
Kanunlarda kesin olduğu yazılı hükümler saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilecek.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi halinde temyiz yoluna gidilebilecek. Karar ve hükümler, istinaf ve temyizde usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden incelenecek.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, özel bir sisteme kaydedilecek. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde kullanılabilecek.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler, Anayasa'da koruma altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlara ilişkin uygulanmayacak.

Basit yargılama usulü ile ilgili yapılan değişiklikle, itiraz üzerine hükmü veren mahkemece dosya, o yerde birden fazla asliye ceza mahkemesi bulunması halinde tevzi kriterlerine göre belirlenen asliye ceza mahkemesine gönderilecek ve bu mahkemece duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam olunacak.

Tek asliye ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde ise aynı mahkemede yetkili başka bir hakim varsa bu hakim tarafından, aksi halde adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanınca görevlendirilen hakim tarafından duruşma açılacak ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunacak. Taraflar gelmese bile duruşma yapılacak ve yokluklarında hüküm verilebilecek.

Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılacak. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi halinde duruşma yapılmayacak ve itiraz edilmemiş sayılacak.

İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması halinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanacak.

İtirazın süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, itirazı incelemeye yetkili merciye gönderilecek. Merci bu sebepler yönünden incelemesini yapacak ve kararını gereği için mahkemesine gönderecek. Bu hükümler 1 Haziran'da yürürlüğe girecek.

İstinaf istemi ve sürelerinde değişiklik
Yasa ile istinaf ve temyiz başvuru sürelerinde uyum sağlanması amacıyla Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişiklikle de istinaf istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde yapılabilecek.

Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, yargı çevresi içerisindeki asliye mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet başsavcılığına geliş tarihinden itibaren 2 hafta içinde başvurabilecek.

Cumhuriyet savcısı, istinaf yoluna başvurma gerekçelerini yazılı isteminde belirtecek ve bu istemler ilgililere tebliğ edilecek. İlgililer, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde bu husustaki cevaplarını bildirebilecek.

Temyiz istemi ve süresi
Temyiz istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılacak. Beyan tutanağa geçirilecek ve tutanak hakime onaylatılacak.

Temyiz eden, hükmün neden bozulmasını istediğini başvurusunda göstermek zorunda olacak. Cumhuriyet savcısı da temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtecek. Bu hüküm de 1 Haziran'da yürürlüğe girecek.

Yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla yapılacak manevi tazminat taleplerini Tazminat Komisyonu karara bağlayacak

TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan düzenlemelerin yürürlüğe gireceği zamanın belirlenmesi bakımından uygulamada tereddüt yaşanmaması için geçiş hükümleri düzenleniyor.

Buna göre, eski hale getirme kurumuna yönelik süreye ilişkin yapılan değişiklik, 1 Haziran 2024 tarihinde ve sonrasında kalkan engeller bakımından uygulanacak. Bu tarihten önce kalkan engeller bakımından değişiklikten önceki hükümler uygulanmaya devam edilecek.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz süresi ile kanun yollarına başvuru şekli ve süreleri ile bu sürelerin tebliğden itibaren başlamasına ve cevap sürelerine ilişkin değişiklikler, 1 Haziran 2024 tarihinde ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanacak. Bu tarihten önce verilen kararlar hakkında da değişiklikten önceki hükümlerin uygulanması sürdürülecek.

Yasa ile kanun yollarına başvuru sürelerinin gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren başlaması için yapılan değişikliklerin 1 Haziran 2024 ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanacağının kabul edilmesi nedeniyle, bu tarihten önce verilen kararlar bakımından yürürlükten kaldırılan hükümlerin uygulanması sürdürülecek.

Temyiz süresi ile bu sürenin kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlamasına ve cevap süresine ilişkin değişiklikler, Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un ilgili maddesi kapsamında olup da 1 Haziran 2024 ve sonrasında verilen kararlar hakkında da uygulanacak.

Yasa ile öngörülen kanun yoluna ilişkin değişiklikler, 1 Haziran 2024 ve sonrasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları hakkında uygulanacak. Buna göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilecek.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarıyla ilgili olarak açıklanan veya yeni kurulan hükme itiraz edilebileceğine ilişkin düzenlemeler ancak 1 Haziran 2024 tarihi ve sonrasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları bakımından uygulanabilecek. Bu tarihten önce verilen söz konusu kararlarıyla ilgili değişiklikten önceki kanun yoluna ilişkin hükümler uygulanacak.

1 Haziran 2024 tarihinden önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları hakkında itiraz yoluna başvurulabilecek ve bu itirazlar, değişiklikten önceki hükümlere göre sonuçlandırılacak.

İstinaf kanun yolu incelemesinden geçmemiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları bakımından, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması nedeniyle hükmün açıklanması veya yeniden kurulması halinde, açıklanan veya yeni kurulan hükmün tabi olduğu kanun yolu korunacak.

Mahkeme, sanığın kabul etmemesi halinde de koşulların varlığı halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilecek; ancak 1 Haziran 2024 tarihinden önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları bakımından sanığın kabul etmesi şartı aranmaya devam edilecek.

Manevi tazminat taleplerini Tazminat Komisyonu karara bağlayacak
Yasa ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un adı "Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun" şeklinde değiştiriliyor.

Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla manevi tazminat ile Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca koruma tedbirleri nedeniyle oluşan maddi ve manevi her türlü zararın tazmini istemiyle müracaatlar Komisyona yapılacak.

Müracaatın ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve verilecek tazminat miktarının saptanmasında Komisyon, gerekli gördüğü araştırmaları yapmaya veya üyelerden birine yaptırmaya ya da cumhuriyet başsavcılıklarından bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmeye yetkili olacak.

Komisyonun giderleri, Bakanlık bütçesinden karşılanacak.

Komisyona müracaatlar, elektronik ortamda da yapılabilecek.

Yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla yapılacak müracaatın şekli ve süresine yönelik de düzenleme yapılıyor. Bu kapsamda, Komisyona müracaat, soruşturma, kovuşturma veya yargılama sürecinde ya da en geç bunların kesin bir kararla sonuçlandığının öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde yapılacak. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde müracaat edemeyenler, mazeretin kalktığı tarihten itibaren 15 gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte müracaat edebilecek.

Müracaatta bulunan kişinin dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi zorunlu olacak.

Komisyon, dilekçedeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi halde istemin reddedileceğini ilgiliye bildirecek. Dilekçedeki eksikliğin süresinde tamamlanmaması halinde müracaat, Komisyonca reddedilecek.

Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemine ilişkin usul ve esaslar da belirleniyor.

Komisyona müracaat, karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren 3 ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde yapılacak.

Ağır ceza mahkemesinin görevi kapsamında olmasına rağmen Komisyona yapılan istemler, ağır ceza mahkemesine gönderilecek. Komisyonun görev alanına giren ve girmeyen istemler birlikte yapılmış ise Komisyon, görev alanına girmeyen istemleri ayırarak ağır ceza mahkemesine gönderecek.

Bu hallerde Komisyona yapılan istem tarihi esas alınacak. Komisyon ile ağır ceza mahkemesi arasında görev konusunda anlaşmazlık çıkması halinde Komisyonun görevine giren işlerin tespiti amacıyla ağır ceza mahkemesi veya Komisyon, kesin olarak karar verilmek üzere Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvuracak.

Komisyonun, tazminat istemlerine ve tazminatın geri alınmasına ilişkin yapacağı değerlendirmede Ceza Muhakemesi Kanununun ilgili hükümleri uygulanacak. Komisyon tarafından verilen tazminatlarla ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca cumhuriyet savcısının tazminatın geri alınmasına ilişkin yazılı istemleri Komisyona yapılacak.

Yapılan müracaatlar hakkında 9 ay içinde karar verecek olan Komisyon, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin emsal kararlarını da gözetmek suretiyle müracaat konusunda gerekçeli olarak karar verecek.

Komisyon, usul ekonomisini gözeterek benzer nitelikteki müracaatları birleştirerek karar verebilecek.

TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı durumlarda Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda Anayasa Mahkemesinin başvuru yollarının tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilemezlik kararı verilenler ile incelemenin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediği gerekçesiyle düşme kararı verilenlerin belirlenen süre içinde müracaat etmesiyle dosyanın Tazminat Komisyonu tarafından incelenmesine imkan tanınıyor.

Anayasa Mahkemesince düşme kararı verilen veya 10 Ekim 2023 tarihinden itibaren doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruların iç hukuk yollarının tüketilmemiş olması gerekçesine dayanan kabul edilemezlik kararları, tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde müracaat üzerine Komisyon tarafından incelenecek.

Öte yandan Komisyonun iş yükü dikkate alınarak Adalet Bakanı tarafından Komisyon bünyesinde ilave heyetler oluşturulması amacıyla üye ataması yapılabilecek. Bu üyeler, Komisyon üye tam sayısına dahil olmayacak. Bu hüküm, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 yıl süreyle uygulanacak. Adalet Bakanı, bu süreyi 2 yıl daha uzatabilecek.

Özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları
Yasa ile özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları, güncel ihtiyaçlar ve Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü nazara alınarak yeniden düzenleniyor.

Kanun ile özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinin yasak olduğuna dair hüküm muhafaza edilirken özel nitelikli kişisel verilerin işlenebileceği haller de sayılıyor.

Bu verilerin işlenmesi, ilgili kişinin açık rızasının olması, kanunlarda açıkça öngörülmesi, rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin, kendisinin veya başkasının hayatı, beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, ilgili kişinin alenileştirdiği kişisel verilere ilişkin ve alenileştirme iradesine uygun olması, bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için zorunlu olması, sır saklama yükümlülüğü altındaki kişiler veya yetkili kuruluşlarca kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi ile sağlık hizmetlerinin planlanması, yönetimi ve finansmanı amacıyla gerekli olması, istihdam, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve sosyal yardım alan hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için zorunlu olması gibi durumlarda mümkün olacak.

Kişisel verilerin yurt dışına aktarılması
Yasa ile kişisel verilerin yurt dışına aktarılması usulü de yeniden düzenleniyor.

Kişisel veriler, kişisel verilerin işlenme şartları ile özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartlarından birinin varlığı ve aktarımın yapılacağı ülke, uluslararası kuruluş veya ülke içerisindeki sektörler hakkında yeterlilik kararı bulunması halinde veri sorumluları ve veri işleyenler tarafından yurt dışına aktarılabilecek.

Yeterlilik kararı, Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından verilecek. Kurul, ihtiyaç duyması halinde ilgili kurum ve kuruluşların görüşünü alacak. Yeterlilik kararı, en geç 4 yılda bir değerlendirilecek. Kurul, değerlendirme sonucunda veya gerekli gördüğü diğer hallerde yeterlilik kararını ileriye etkili olmak üzere değiştirebilecek, askıya alabilecek veya kaldırabilecek.

Düzenlemede yeterlilik kararı verilirken dikkat edilecek hususlar da yer alıyor. Bu hususlar, "kişisel verilerin aktarılacağı ülke, ülke içerisindeki sektörler veya uluslararası kuruluşlar ile Türkiye arasında kişisel veri aktarımına ilişkin karşılıklılık durumu", "kişisel verilerin aktarılacağı ülkenin ilgili mevzuatı ve uygulaması ile kişisel verilerin aktarılacağı uluslararası kuruluşun tabi olduğu kurallar", "kişisel verilerin aktarılacağı ülkede veya uluslararası kuruluşun tabi olduğu bağımsız ve etkin bir veri koruma kurumunun varlığı ile idari ve adli başvuru yollarının bulunması", "kişisel verilerin aktarılacağı ülkenin veya uluslararası kuruluşun, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili uluslararası sözleşmelere taraf veya uluslararası kuruluşlara üye olma durumu", "kişisel verilerin aktarılacağı ülkenin veya uluslararası kuruluşun, Türkiye'nin üye olduğu küresel veya bölgesel kuruluşlara üye olma durumu", "Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler" şeklinde sıralandı.

Kişisel veriler, yeterlilik kararının bulunmaması durumunda, kişisel verilerin işlenme şartları ile özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartlarından birinin varlığı, ilgili kişinin aktarımın yapılacağı ülkede de haklarını kullanma ve etkili kanun yollarına başvurma imkanının bulunması ve düzenlemede belirtilen güvencelerden birinin taraflarca sağlanması halinde yurt dışına aktarılabilecek.

Standart sözleşme, imzalanmasından itibaren 5 iş günü içinde veri sorumlusu veya veri işleyen tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurumuna bildirilecek. Bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler hakkında 50 bin Türk lirasından 1 milyon Türk lirasına kadar idari para cezası verilecek.

Kurulca verilen idari yaptırım kararlarının mahiyeti dikkate alınarak bu kararlara karşı idare mahkemelerine dava açılması imkanı tanınıyor. 1 Haziran 2024 tarihi itibarıyla daha önce açılan ve halen sulh ceza hakimlikleri önünde bulunan dosyalar, bu hakimliklerce nihai karara bağlanacak.

Yasa ile öngörülen genel düzenleyici işlemlerin Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından hazırlanmasına imkan sağlamak amacıyla, değişikliklerin yürürlük tarihi 1 Haziran 2024 olarak belirleniyor.

Adli para cezasının alt ve üst miktarında artış
Yasa ile kanun yollarına başvuru süreleri, hafta veya ay olarak belirleniyor ve bu sürelerin kararın tebliğiyle başlayacağı kabul ediliyor. İcra ve İflas Kanunu, İnfaz Hakimliği Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Kabahatler Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un bazı maddelerinde uyum düzenlemesi yapılıyor.

Düzenlemeyle, bir güne karşılık gelen adli para cezasının miktarı artırılıyor, buna bağlı olarak mahsup, ön ödeme ve istinaf kanun yoluna başvuru hükümlerinde yer alan parasal sınırlar değiştiriliyor.

Buna göre, adli para cezalarında cezanın alt sınırı 2 bin 500 Türk lirası, üst sınırı 500 bin Türk lirası olarak düzenleniyor. Ağır para cezasından dönüştürülen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis süresinin belirlenmesinde bir gün karşılığı olarak 500 Türk lirası esas alınacak.

İdari para cezalarına karşı başvuru üzerine sulh ceza hakimliklerince verilen kararların kesinlik sınırı, 3 bin Türk lirasından 15 bin Türk lirasına çıkarılıyor.