Van'da oluşan depremler ve sonraki artçı şoklarla ilgili matematik modelleme yapan Van YYÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Toker, sismolojik yöntemlerle tespit edilen ve yüzeyde kırık izi bırakmayan bir fay bulunduğunu belirtti. Tespit edilen kilitli fayın Van'da 2011 yılında meydana gelen 7.2'lik depremi tetikleyen ve uzun vadede büyük bir risk oluşturacağını ifade eden Doç. Dr. Toker, yer kabuğunun hemen altında olan bu fayın yüzeyde görünmediğine dikkat çekti. “Çaldıran fayı hareket ederse mutlaka büyük bir deprem üretecektir” Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Toker, Doğu Anadolu Bölgesi fay yoğunluğunun fazla olduğu bir bölge olduğunu dile getirdi. Özellikle Çaldıran fayının uzun bir süredir sessizliğini kuruduğunu anımsatan Doç. Dr. Toker, bu fayın hareketiyle büyük bir depremin meydana geleceğini tahmin ettiklerine dikkat çekti. Doç. Dr. Toker, “Doğu Anadolu Bölgesinde dünyaca ünlü fay hatlarımız var. Bunlardan en ünlüsü de Çaldıran fayıdır. Dolayısıyla Çaldıran fayı çok önemli bir faydır. 2011 yılı Van depreminden bu yana Çaldıran fayı üzerinde hemen hemen hiçbir deprem oluşmadı. Çaldıran fayı çok sessiz bir faydır. Bu fay hareket ederse mutlaka büyük bir deprem üretecektir. Fakat bunun zamanını bilemiyoruz” dedi. “Bu büyük bir deprem getirir” Van depreminin oluşturduğu enerjinin nerelere yayılıp ve hangi fayları tetiklediğini bulduklarına işaret eden Toker, “Bu fay, kabuğun içinde görünmeyen bir fay. Erçek Gölü'nün kuzeybatısında doğrultu atımlı bir fayın tetiklediği görülüyor. Bütün kabuğu kesmeyen, yüzeyde kırık izi olmayan, sadece alt kabuğu kesmiş olan, dolayısıyla üst kabuğa kadar ulaşmamış olan bu tür faylara kilitlenmiş faylar diyoruz. Deprem odakları genellikle üst kabuktadır. Dolayısıyla bu büyük bir deprem getirir. Doğu Anadolu Bölgesinin deprem çeşitliliğine bu kilitlenmiş fay da katılacaktır” şeklinde konuştu. Van Gölü ve çevresinin çok kritik bir bölge olduğunu hatırlatan Toker, bu kapsamda imar, yapım ve denetimlerinin bunlara göre yapılması gerektiğini kaydetti. İHA