Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, hiçbir perakendecinin olağan şartlarda stok bulunduramayacağını belirterek, “Un üreticilerimizin stoklarında ve üretiminde bir sorun olmadığından birkaç gün içerisinde, bilemediniz bir hafta içerisinde raflar dolacaktır” dedi. Unun kolonya ve maskeden farklı özelliğe tabi olduğuna dikkat çeken Ulusoy, üç aylık talebin bir ayda geldiğini belirterek, “Her hafta bir paket alacağınıza, bir günde birkaç paket alarak sadece evimizdeki stoku artırdık ama tüketimimiz aynı oranda artmadı. Böylelikle, ilerleyen aylardaki talep öne çekilmiş oldu” diye konuştu. Buğday arz ve talebinde dengeli bir ülke olan Türkiye’nin aynı zamanda dünyanın en büyük un tedarikçisi olduğunu belirten Ulusoy, “Türkiye’de kurulu bulunan un üretim kapasitesi, Türkiye’nin yurtiçi talebinin iki katından fazladır” dedi. “Stokta ve üretimde sorun yok” Koronavirüsün yarattığı tedirginlik ile beraber, un başta olmak üzere birçok temel gıdanın perakende satış noktalarındaki raflarının boşaldığının altını çizen Günhan Ulusoy, bu durumun geçici olduğunu söyledi. Yurt içinde ne buğday ne de un stokunda/üretiminde sorun bulunmadığını ifade eden Ulusoy, “Konu sadece bu ürünlerin tedarik ağı içerisinde raflara ulaşmasıdır. Tabii ki, bu kadar ani bir talebin geleceğini kimse beklemiyordu. Bu ani talebe göre hiçbir perakendeci, olağan şartlarda stok bulunduramaz. Un üreticilerimizin stoklarında ve üretiminde bir sorun olmadığından birkaç gün içerisinde, bilemediniz bir hafta içerisinde raflar dolacaktır” şeklinde konuştu. Bir yılda tedarik edilen koloyla gibi hijyen ürünlerinin bir günde tedarik edildiğinin görüldüğüne vurgu yapan Ulusoy, şunları söyledi: “Ancak un sektörü için durum biraz farklı, bizim sektörümüzde perakende taraftaki tüketim miktarı yüzde 5. En yüksek tüketim ise yüzde 82 ile ekmek üretimi için fırınlara verdiğimiz ürünler. Geriye kalan kısmı ise endüstriyel ürünlerde kullanılıyor. Un sektöründe, perakendede olağanın çok üzerinde bir talep gerçekleşti ama genel un talebine baktığınızda büyük bir etki etmiyor. Çünkü Türkiye yıllık 160 kilogram kişi başına un tüketimiyle, zaten dünyada en çok un tüketen ülkelerin başında geliyor. Ne kadar artırsak da bu tüketimi iki katına yani 320 kilograma çıkaramayız.” Normal koşullarda talebin 12 aya eşit dağılırken, şimdi bir ayda üç aylık talebin geldiğini söyleyen Günhan Ulusoy, “Her hafta bir paket alacağınıza, bir günde birkaç paket alarak sadece evimizdeki stoku artırdık ama tüketimimiz aynı oranda artmadı. Böylelikle, ilerleyen aylardaki talep öne çekilmiş oldu. Kapasiteler kullanılarak un üretimi artırıldı ve bu üretimler sevk edildiği zaman rafların yeniden dolduğunu göreceğiz” dedi. Un sanayindeki çalışanlarımız da bu tedarikin aksamaması için aralıksız üretimi sürdürdükleri bilgisini veren Ulusoy, “Gıdaya erişim de en az sağlığımız kadar önemli, hasta olmadan önce, beslenmemizi de düzgün bir şekilde sürdürmek zorundayız” diye konuştu. Türkiye’nin üretim kapasitesinin ihtiyacının iki katından fazla olduğuna değinen Ulusoy, “Kapasitemizin sadece yarısını kullanabiliyorduk. Yani Türkiye’deki talep, bizim arzımızın yarısına denk geliyordu. Bugün baktığımız zaman bunun ne kadar önemli bir sigorta olduğunu görüyoruz. Talep ikiye katlansa bile Türkiye’nin bunu üretecek kapasitesi var. Türkiye bu nedenle 7 yıldır dünyada ihracat şampiyonu. Bu da önemli bir avantaj. İhracattaki stoklarımızı, kapasitelerimizi de talep halinde iç piyasaya yönlendirme imkanına sahibiz” ifadelerini kullandı. HABER7