Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü'nden Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan, Bursa'nın Evliya Çelebi'nin ifadesiyle 'ruhaniyetli bir şehir' olduğunu söyledi.
Bursa Kent Konseyi Çekirge Çalışma Grubu tarafından tertiplenen 'Ruhaniyetli Şehir Bursa' konulu toplantı Koza Salonu'nda yapıldı. Toplantıya konuşmacı olarak katılan Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan, kitabına adını verdiği 'Ruhaniyetli şehir Bursa' ibaresinin Evliya Çelebi'ye ait olduğunu hatırlattı. Kitabın ortaya çıkış süreci hakkında bilgi veren Öcalan, Seyahatname'de Bursa ile ilgili bilgileri sadeleştirerek kitapta topladığını söyledi. Konuyu ruhaniyet, şehir ve Bursa olmak üzere 3 başlıkta ele alan Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan, İslam medeniyetine göre kurulan şehirlerin birer ruhu olduğunu ifade etti.
Öcalan, "İslam medeniyeti, bir şehir medeniyetidir ve bir şehirde doğmuştur. O şehrin adı Medine'dir. Şehirler belli bir plan ve ruha sahip olacak şekilde kurulur. Bu şehirler ya önceden kurulmuş ve Müslümanlar tarafından fethedilip kendi modellerini uygulamışlardır. Medine, Mekke, Kudüs, Şam, İstanbul ve Bursa bura örnek verilebilir. İkinci şehir modeli ise Müslümanların sıfırdan kurduğu şehirlerdir. Buna da Kûfe, Basra ve Bağdat örnek verilebilir. İslam medeniyetinde şehirler güneş sistemine benzer. Şehirlerin merkezinde büyük bir cami yer alır. Etrafındaki mahalleler ona bağlı olarak kurulur. Mahallelerin kendi sisteminin merkezinde de mescitler bulunur. Müslüman şehirlerin hepsinde istisnasız bu model uygulanır. Bursa'nın Hisar bölgesinde bu sistemi rahatlıkla görebiliriz" dedi.
Şehir kelimesinin bize ait olduğunu ve son zamanlarda kullanılan 'kent' tabirinden farklı anlam taşıdığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan, "Kent modern dünyanın kendince kurduğu, tasarladığı ve kendi anlayışını sergilediği modeldir. Şehir ise merkez camii etrafında yapılaşmış modeldir. Ertuğrulkent bir kenttir. Ama Hisar bölgesi ve Ulu Camii'nin etrafı şehirdir. Şehir kapsayıcı bir kelimedir ve insanı kendine çeken hususken, kent boğucudur. Bursa'yı şehir olarak görüyoruz" diye konuştu.
Evliya Çelebi'nin, Seyahatname'ye göre Bursa'ya doğru başlayan yolculuğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan, şunları söyledi:
"Evliya Çelebi eserinde dostlarının Bursa'ya gideceğini duyduğunu, kendisini de davet ettiklerini bildiriyor. Onlara katılarak gemiyle Mudanya'ya geldiklerini aktarıyor. Karayoluyla at üstünde Bademli sırtından Bursa ovasına iniyorlar. Bademli sırtlarından ovaya bakarken 'renk cümbüşü vardı' diyor. O zamanki Bursa'nın şahane tasvirini çizer. Daha sonra Bursa'nın tarihini, nasıl kurulduğunu, ne zaman fethedildiğini anlatıyor. O dönemin yöneticisinin kim olduğunu, kaç mahalle, ne kadar nüfus, kaç ev, ne kadar imaret, cami, mescit, tekke, han, hamam, köprü, sebil, çeşme varsa hepsini sayıyor ve bilgi veriyor. Surları anlatır ve kaç görevli bulunduğunu belirtir. Seyahatname'de Bursa'nın kaplıca kültürüyle ve içme sularıyla ilgili enteresan bilgiler vardır. Karaçelebizade Abdülaziz Efendi'nin yaptırdığı 40 çeşmeden bahseder. Öte yandan Uludağ'ın yamacında kurulan Bursa'da dağdan inen suyun kademeli olarak evden eve akıtıldığını anlatır".
Evliya Çelebi'nin eserinde 'Bursa o kadar ruhaniyetli bir şehirdir ki tıpkı 'burc-i evliya Bağdat gibi' dediğini de söyleyen Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan, fetihten sonra Bursa'nın cazibe merkezi haline geldiğini, Orta Asya'dan, Mısır'dan ve Anadolu'nun birçok yerinden çok sayıda derviş ve ulema geldiğini belirtti. Akımın 1. Murat zamanında daha da arttığını kaydeden Öcalan, bu sayede Bursa'nın 'evliyalar şehri' olduğunu ifade etti.
Söyleşinin ardından Şairler ve Yazarlar Çalışma Grubu üyelerinden Turgut Tüfekçibaşı, Bursa ile ilgili bir şiirini okudu. Programın sonunda Çekirge Çalışma Grubu Temsilcisi Necati Şahin tarafından verdiği bilgilerden ötürü Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan'a plaket takdim edildi.
(MŞ)

12.01.2013 13:57:13 TSI

Editör: Wan Haber