Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Düşünce ve Atılım Topluluğu tarafından düzenlenen Siyaset Bilimci ve Yazar Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne'in katıldığı, "İdeolojilerin Dünü ve Bugünü" konulu konferans, İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda gerçekleşti.
Konferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Aydın, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Zeki Terzi, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Peker ile Düşünce ve Atılım Topluluğu Danışmanı Doç. Dr. Metin Yılmaz, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Düşünce ve Atılım Kulübü Başkanı İsmail Özdemir, "Birçok insan birbirinden mutlak surette farklı ve belki de birbirine zıt iki şeye birden inanıyorlar. Bizler birer düşünce manzumesi oluşturarak her gün daha farklı şeyler düşünüyoruz ve düşüncelerimizi kaygısız, şiddetsiz eyleme geçiriyoruz. Sizler de bu yapının bir parçası olmak istiyorsanız, topluluğumuzun kapısı her zaman sizlere açıktır" dedi.
Sözlerine özgürlük ve eşitliğin iki zıt kavramlar olduğunu vurgulayarak başlayan Türköne, "Benim 'Siyaset' isimli kitabımda ideolojiler kısmımda bir liste çıkarmıştım. Orada 200-250 civarında ideoloji var. Her şeyin ideolojisini çıkarmışlar. Genellikle bir birine zıt iki tane fikir olur. Oturulur bu iki zıt fikirden bir şey alırsınız sentezlersiniz ve ortaya farklı ideolojiler çıkar. İnsanlık tarihi boyunca uzlaştıramadığımız iki kavram var; bir tanesi özgürlük bir tanesi eşitlik. İnsanları eşit kıldığınız zaman ancak özgürlüklerini kısıtlayarak bunu yapabilirsiniz. İnsanları saf özgür kılmanız içinde eşitlikten vazgeçmeniz lazım. Yani ikisini yan yana getirdiğiniz zaman problem çıkıyor ve bütün ideolojilerde bu ikisini gerçekleştirdiğini söyler. Böyle ortaya çıkarlar ama gerçek anlamda böyle bir şeyi başaramıyorlar. Bu ideolojiler 19. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıktı. Sanayi devrimi ile yeni bir sınıf. Köyden kente göç vb. etkenler bunları doğurdu. Bu ise Türkiye'de 1970'lerde ortaya çıktı. 5 bin genç birbirini yedi. Peki geriye ne kaldı? Koca bir hiç. O gençler o dönemin en yetenekli insanlarıydı. Belki o günler yaşanmasaydı bugün Türkiye çok farklı olabilirdi. İnsanların yaşadıkları hayat ile hayalleri arasında büyük farklar var işte bu farkları ideolojiler dolduruyor" diye konuştu.
Demokrasinin azınlık için önemine değinen Türköne, "Çok ideolojik tartışmalardan da çıkmak gerekiyor. Mısır, yeni bir anayasa ile yola devam edecek. Demokrasiyi çoğunluğun yönetimi olarak biliyoruz. Demokrasi hiçbir zaman sadece çoğunluğun yönetimi değildir. Yönetimi demokrasilerde çoğunluğun eline verirler. Önemli olan yönetmek değil yönetimi denetlemektir. Hukuk dışına çıkmayacak. Bütün yönetim sistemlerinin temeli budur. Demokrasilerde çoğunluk denetlediği için en yönetim demokrasidir. Çoğunluğun dediği yapılırsa zorbalık olur, peki azınlığın hakkını nasıl koruruz? Cevabı; anayasa ile. O yüzden anayasalı yönetimler demokraside çoğunluğun zorbalığını engelleyen yegane çaredir" şeklinde konuştu.
(SAM-SLH-Y)

19.12.2012 18:17:52 TSI

Editör: Wan Haber