KCK davasından tutuklu bulunan Hanım Onur, tahliyesinin ardından yaptığı açıklamada, "Çocuklarıma kavuştuğum an yeniden doğmuş gibiydim ve çocuklarım kendi aralarında feragat etmeye başladılar hangimiz annemizin yanında yatalım diye. Mirhat kardeşi Solin için feragat etti. Solin annemle yatsın dedi. Çünkü Solin 'Çok mutluyum bu akşam annemle yatacağım' demişti. Ben sabaha kadar yatmadım. Her an gidip çocuklarım ne durumdalar diye bakıyorum" dedi.
Tahliye haberini ilk duyduğunda cezaevinde bayıldığını ifade eden Hanım Onur, tahliye haberine inanmadığını söyledi. Dışarı çıktığında bir boşluk içinde olduğunu kaydeden Hanım Onur, "Acaba ben neredeyim diye. Cezaevinden çıktıktan sonra arkamdan ağlayan çok kişi oldu çocuklarıma kavuşacağım için. Ama bir yanımın orada kaldığına inandığım için çocuklarıma her sarıldığımda umut ettim ki inşallah onlar da böyle çocuklarına sarılırlar" dedi.
Kızı Solin'in kendisine sarılmak için uyuyor numarası yaparak kucağında yattığını dile getiren Hanım Onur, "Solin kucağımda bana sarılarak uyudu. Mirhat da kardeşi için feragat ettiği için sabaha kadar Solin'i izledim ve hiç yatmadım. Sabah saat 06.00'da onları kaldırıp birlikte kahvaltı yaptık. Mirhat hem baba hem de ağabey rolü oynadı bu konuda ve bana anne sen çıkmasaydın ben çok şey yapardım dedi. Bölgenin çocukları çok politikleşmiş ama ben inanamadım çocuklarımın böyle bir şey yapacağına. Benim için bu kadar çabalayacaklarına ve bence benim dışarıda olmam Mirhat ve Solin'in bir başarısıdır bu. Birçok sivil toplum kuruluşuna ve Başbakanın kendisine, Sosyal ve Politikalar Bakanı'na, Adalet Bakanı'na birçok kez mektup yazdım. Kendi duygularımı mektupta aktarmıştım. Hatta ben Başbakana yazdığım mektupta kim olduğum sizin için önemli mi demiştim, bence önemli olmamalı demiştim. Neyden tutuklandığımı ve kim olduğumu yazmamıştım sadece adımı ve soyadımı yazmıştım ve cezaevinde tutuklu olduğumu yazmıştım. Ayrıca çocuklarımın da hasta olduğunu yazmıştım. Bu olay sosyal medyada paylaşıldıktan sonra bir televizyon kanalına yansıyınca ben çok mutlu oldum. Ben bu Türkiye halklarının isteğidir Solin'in ölmemesi ve ortak bir girişimidir dedim. Bu insanlar eğer Solin için bunu yapıyorsa demek ki bu insanlar birçok şeyi de yapabileceklerdir. Bizim dediğimiz bu toplumsal sözleşmeyi, toplumsal barışı dile getirebileceklerdir" diye konuştu.

"SOLİN'LERİN ANNESİZ KALMAMASI İÇİN BARIŞ SÜRECİNİ DESTEKLEYİN"
Başbakanın başlatmış olduğu barış sürecini de değerlendiren Hanım Onur, "Barış süreci açlık grevlerinden sonra başladı ve bazı arkadaşlarımız uzun bir süre bedenleri ölüme yatırdılar bu sürecin başlaması için. Tabiki Türkiye halkları da buna sessiz kalmadı ve bir İmralı süreci başladı. İmralı süreci de Öcalan'ın başlatmış olduğu ve hükümetin ve Başbakan'ın attığı olumlu ve cesaretleri adımlardan kaynaklı gelişen bir süreç var. Umuyorum bu süreç hissedildiği, görüldüğü bir şekilde cesaretle sonuna kadar gidilir. Bu anlamda da daha önceden de belirttiğim gibi keşke barış olsaydı da ben dışarıda olsaydım. Keşke Solin hasta olmasaydı da biz halk halka, kucak kucağa cezaevinden çıksaydık demiştim. Bugün belki Solin ve Mirhat çıktı ancak barış geldiğinde dışarıya çıkacak olan o insanlar barışa ve ailelerine muhtaç olan insanlar barışla birlikte birbirlerine daha çok sıkı sıkı sarılıp bu ülkeyi de daha da çok büyüteceklerdir" şeklinde konuştu.
Başbakanın başlatmış olduğu barış sürecini cezaevindekilerin daha yoğun ve ilgi ile takip ettiğini bildiren Hanım Onur, "Çünkü insanlar belli bir beklenti peşindeler. Bu beklenti belli bir dönem önce de başlatılmıştı ama bu beklenti çok farklı bir şekilde evrildi. Ama bu saatten sonra en büyük haksızlık bu barış sürecinin geriye gitmesi veya durması bu halka büyük bir haksızlık olur" ifadelerini kullandı.
Başbakan ve Cumhurbaşkanının cezaevinden çıkmasında bir payı olduğunu düşündüğünü dile getiren Onur, "Oğlum Mirhat bir mesaj yollamıştı. Demek ki çocuğun beynine işlemiş annesi için aktığı gözyaşları, annesi için mezarı başında okuduğu dua ve Kuran-ı Kerim ayetleri beynine kazınmış. Muhakkak ki ben inanıyorum bu konuda Başbakanın da Cumhurbaşkanın da rolü olmuştur. Eğer siz Solin ölmesin diyorsanız, bu saatten sonra binlerce Solin ölmesin diyorsanız ve annesiz kalmasın diye de bu barışı destekleyin ve bu barış süreci amacına ulaşsın diyorum" dedi.
Annesine kavuştuğu için çok mutlu olduğunu ifade eden lösemi hastası Solin ise annesine sarılarak uyuduğunu, hayallerinin gerçek olduğunu söyledi. Epilepsi Hastası Mirhat da, "Umarım benim gibi olan binlerce çocuk benim yaşadığım özlemi yaşamaz ve yaşayanlar da benim yaşadığım sevinci yaşarlar. Madem Solin için bu kadar şey yapılıyor barış için de çok şey yapılmalıdır" diye konuştu.
Hanım Onur'un tahliye edilip hasta olan çocuklarının kavuşmasından sonra Onur ailesinin Dicle Mahallesi'ndeki evi ziyaretçi akınına uğradı. Onur ailesi, gelen ziyaretçilerle tek tek ilgilenip ziyaretlerinden ve ilgilerinden dolayı kendilerine teşekkür etti.
(AY-YRT-MO-AŞ-Y)

12.02.2013 14:53:45 TSI

Editör: Wan Haber