BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Başbakan Erdoğan'ın "Tutturmuşlar bir şey; 'Kürt sorunu'. Ben Kürt sorunu diye bir şey tanımıyorum" sözleriyle ilgili olarak, "Sayın Başbakan'a tavsiyem jargonunu düzeltmesidir, bu jargonu çok tehlikeli bir jargon. Başbakanı'n bu barış umudunu illa bir yerde cımbızlaması mı lazım, iğnelemesi mi lazım? Biraz daha ağzından hayırlı laflar çıkarsa kıyamet mi kopar?" dedi.
Kaplan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki kaçak elektrik kullanımı ile ligli açıklamalarına cevap verdi. Kaplan, "Doğu ve Güneydoğu'da yüzde 72 elektrik kaçağı var' diyerek halka kolektif olarak toplu bir suçlama ile 'hırsız' diyor. Bu sözleri daha önce de kullandı. Uyarıyoruz; Türkiye hukuk devletidir, aşiret devleti değil. Engizisyon hukuku Ortaçağ'da kaldı. Sayın Bakan, çok meraklıysanız en büyük elektrik borçlularını açıklayın. İlk 100'ün içinde AKP'lilerin olduğunu göreceksiniz. Sizden iyi haramı, helali, ihaleyi, komisyonu, gerçek hırsızları kimse bilemez; boşuna çırpınmayın, çarpıtamazsınız. Sizi bölge halkından özür dilemeye çağırıyoruz" diye konuştu.
Kaplan, Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve 9 avukatın tutuklanması ile ilgili İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde gördüğü manzaranın dehşet verici olduğunu da söyledi. Kaplan, burada 100'ü aşkın avukata polisin gaz ve coplarla saldırdığını belirterek, "Avukat ve savunma hakkı bize de lazım olur. Bu tür muhalefeti susturma, sindirme gayretinden vazgeçilmesini istiyoruz" dedi.

"TETİĞİN ARKASINDAKİ KİM?"
Bir basın mensubunun Paris'te 3 kadın PKK'lının öldürülmesi ile ilgili iki kişinin gözaltına alınması ve son gelişmelerle ilgili kendilerine ne gibi bilgiler ulaştığını sorması üzerine Kaplan, "Resmi bir açıklama yok. Biliyorsunuz bu tür soruşturmalar oldukça kapsamlıdır. En yakındakilerden başlayarak halka genişletilir. Orada tutuklanan değil, asıl fotoğrafı görmek istiyoruz. Tetik ve tetiğin arkasında kimler var sorusuna cevap arıyor bütün Türkiye, bizde bunun peşindeyiz. Bunu takip ediyoruz. Tatmin edici bir açıklama yok" karşılığını verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün "Tutturmuşlar bir şey; 'Kürt sorunu'. Ben Kürt sorunu diye bir şey tanımıyorum" şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine ise Kaplan, şunları söyledi:
"Barış umudunu özenle koruyarak, çok dikkat ederek götürmeye çalışıyoruz. Sayın Başbakan'a tavsiyem jargonunu düzeltmesidir, bu jargonu çok tehlikeli bir jargon, doğru değil. Kullandığı kelimeler ve tanımlamalar da doğru değil. Ben de, sen de milletin iradesiyle seçildin geldin. Sen vatandaşsan, ben de vatandaşım. Ayıp denen bir şey var. 'Milletvekili oldunuz, bakan oldunuz, anadili istemeyin' demeye getiriyor. Bırakın da ona seçimde, sandıkta halk karar versin. Başbakan'ın bu barış umudunu illa bir yerde cımbızlaması mı lazım, iğnelemesi mi lazım? Biraz daha ağzından hayırlı laflar çıkarsa kıyamet mi kopar diye soruyorum. Biraz daha sorumlu bir dil kullansan olmaz mı?"
İmralı'ya gidecek BDP heyeti ile ilgili bir soru üzerine Kaplan, "Böyle bir talep geldiği zaman partimiz değerlendirecektir. Hiçbir partinin de partimizin içişlerine karışma hakkı yoktur. 'O gitsin, bu gitmesin' gibi bir yaklaşım kabul etmiyoruz zaten. Öyle bir şey geldiği zaman neyse gereği parti karar verecektir" dedi.
Mahkumların eşleri ile görüşmeleri ile ilgili düzenlemenin Öcalan için de geçerli olup olmayacağına ilişkin tartışmanın sorulması üzerine Kaplan, "Kişiye özel düzenleme yapılmaz bir hukuk devletinde. O yararlanır bu yararlanmaz, bu böyle olurdu böyle olmaz, böyle bir yaklaşım mantığını yanlış buluyoruz. Hukuk herkes içindir, her vatandaş içindir, herkes için eşit uygulanır, öyle bir durumda yok, boşu boşuna bulandırmasınlar ortalığı" diye konuştu.
"İmralı'ya gidecek heyetin içerisinde yer alacaklara biz karar veririz dediniz. Adalet Bakanlığı'nın bazı isimlerle ilgili çekincesi mi var?" sorusuna ise Kaplan, "Öyle bir durum söz konusu değil, öyle bir yansımada yok. Sadece net duruşumuzu gösteriyoruz. Biz parti olarak açıkça sorumluluk üstlenmek istiyoruz" dedi.

VAN'DAN UYUŞTURUCU SEVKİYATI
Van'dan Ankara'ya uyuşturucu sevkiyatına hakim ve savcıların da eşlik etmelerine ilişkin haberle ilgili soruları yanıtlayan Kaplan, "Çok vahim iddialardır. Ama maalesef geçmiş tarihlerde çok iyi biliyoruz ki devletin resmi hava ve kara araçlarında devletin en yetkililerinin karıştığı bu tür olaylar yaşanmıştır. Bunu da dikkate alarak hem cezai olarak yargının hem de idari olarak bakanlığın bir an önce olayı aydınlığa kavuşturması gerektiğini düşünüyoruz. 56 kilo birden nasıl 76 kilo oldu, bunun cevabını halk merak eder? İşin içinde hakim, savcı, asker olunca en az Susurluk kadar merak eder" dedi.
Kaplan, bütçe görüşmelerinde Meclis'e gelmeyen Sayıştay raporlarının ortaya çıkmaya başlaması ile ilgili de, "Muhalefetin denetimi Sayıştay'dan geçer. Siz Sayıştay'dan kaçıyorsanız gibi kapaklı işler, yasa dışı işler yapıyorsunuz demektir. Sizin denetlenmesini istemediğiniz işlerde haram ve hile var demektir" değerlendirmesini yaptı.
(CC-Y)

21.01.2013 15:57:01 TSI

Editör: Wan Haber