AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Sayın Başbakanımız 22 Kasım 2011'deki grup toplantısında Van Özalp'taki Mustafa Muğlalı Kışlası'nın Vanlılara yaşattığı olumsuz duyguları paylaştığını, bu ismin değiştirileceğini müjdelemişti. Aynı konuşmada Dersim gibi, 33 Kurşun gibi katliamların bizim dönemimizde olmadığını söylemiş, bunun için Allah'a hamdetmişti. Bu konuşmadan iki hafta sonra Sayın Başbakana karanlık odaklar, cevap mahiyetinde Roboski'yi gerçekleştirdiler. Roboski bizim iktidarımıza karşı yapılan belki de en karanlık olaydır. Bunu her zaman dile getirmiş, her defasında da bu katliamın mutlaka aydınlanması gerektiğini, sorumlular bulunmadan vicdanlarımızın rahatlamayacağını ifade etmişimdir. Roboski katliamında hedefin orada haksız yere katledilenler olduğu kadar, Sayın Başbakan ve partimiz olduğunu en iyi bilen, aklıselim düşünebilen siyasetçilerdir. Öldürülen o insanlara, Kürt-Türk hepimiz gözyaşı döktük” dedi.


Yıllardır içinde bulunduğumuz süreç göz önüne alındığında bu ve buna benzer olayların nasıl ve ne için meydana getirildiğinin daha iyi anlaşılmakta olduğu ifade eden Orhan, “Hal böyleyken üç gün evvel Van Belediye Başkanı beni Roboski katliamında karar verici konumuna oturtmuş. Asıl üzücü olan şey ise böyle bir acı olayın yerel seçime malzeme yapılmasıdır. Bu sözlerin bu kadar vicdansızca sarf edilebilmesi nasıl bir ruh halini yansıtmaktadır? Orada yaşanan o acıyı Van Belediyesi seçimlerine malzeme yapmak nasıl bir siyasettir? Ağzından çıkan sözlerin ağırlığını tartamayan bu şahsın vadettiği siyaset hangi derde ilaç olabilir? Bekir Kaya benim istenmediğim yerde olduğumdan bahsetmiş ayrıca. Kendisi kimi nereden kovuyor? Kendisi Van'a atanmadan evvel Van'la alakası neydi? Ben burada doğdum ve burada büyüdüm. Kendileri ne zaman benden daha fazla Vanlı oldu? Kaldı ki Van'a karşı duydukları muhabbetin derecesini geçen 5 yılda yaptıkları yarım yamalak icraattan da çok net görebiliyoruz. Siyaseten eleştiri haktır, herkes bu hakkı sonuna kadar kullanabilmelidir ancak iftira etmek, hakaret etmek, ötekileştirmek, hedef göstermek, insanları kin ve nefrete teşvik eder sözler sarf etmek, yandaşlarını 'öteki'ye saldırtmak, bunlar asla hak olarak görülemez. Bilakis her biri karşısındakinin hakkını gasp etmektir. BDP Van Teşkilatı, öteden beri şahsımı hedef gösterme nutuklarının vazgeçilmezi yapmışlardı. Hedef göstermelerine, hakaret etmelerine, iftira atmalarına alışmıştık. Bir gün baktık iğrenç iftiralarla bel altı vurmaya kalktılar, bir gün il genel meclis üyesinin katili yaptılar, bir başka gün kan davalarını ateşlemeye çalışıp, kan davalıları platformlara çıkarıp bir diğerine meydan okuttular. Hasılı bunlara alıştık diyecekken şimdi Bekir Kaya da bu kervana dahil olmayı kendine yakıştırdı ve iftiraların en ağır olanı maalesef kendilerine nasip oldu. Demek ki temiz siyaset namına söyleyecekleri bir söz kalmamış. Kendisini vicdanıyla baş başa bırakıyorum” ifadelerini kullandı.

Editör: Wan Haber