AK Parti Van İl Başkanlığında bir basın toplantısı düzenleyen Gülşen Orhan, barış ve kardeşlik içinde bir seçim sürecinin yaşanmasını istediklerini söyledi. Orhan, “Hiçbir parti, hiçbir yerde, hiçbir müdahaleye tabi olmasın. Seçim çalışmasına ocak ayında başladık. Seçim çalışmasını yürüten çalışanlarımıza yönelik saldırılar oldu. Bunların demokrasiye uygun olmadığını ifade etmek istiyoruz. Zira bizim memleketimiz büyük acılar yaşamış, büyük sıkıntılar çekmiş, büyük bir demokrasi kesintisi yaşamış bir coğrafya. Hepimiz bunlardan muzdarip olan insanlarız. Bugün demokratik bir yol bu memlekete hakim. Önümüzde çok önemli bir süreç söz konusu. Memleketin huzur içinde bu demokratik sürece doğru gitmesi söz konusu. Bu yolun kesintiye uğramaması bizim dileğimiz. İnsanların özgürce siyasi fikrini ifade etmesi bizim arzumuz. Buradan da muhalif parti teşkilatlarına çağrıda bulunuyorum. Son dönemde yine çözüm sürecine yönelik değişik kanallardan değişik müdahaleler söz konusu. Bunların tamamı bizim hayatımızı ilgilendiren konulardır. Bunu korumak hepimizin görevi. Önümüzde sandık var. Arzu eden bu hükümeti getirdiği gibi götürebilir. Arzu eden de nasıl ki 3 dönemdir iktidar yapıyorsa aynı şekilde dördüncü dönem de iktidar yapar. Bütün amacımız halkımızı sandığa huzur ve barış içerisinde herhangi bir müdahaleye maruz kalmadan gitmesidir” şeklinde konuştu.
 

“ÇALDIRAN SALDIRISINI KINIYORUM”
Çaldıran'da maruz kaldıkları saldırıya da değinen Gülşen Orhan, “BDP'nin de bir hafta önce miting yaptığı alanda 4 bine yakın AK Partili vardı. Tabii bütün bunları basındaki arkadaşlarımız çekip gördüler. Kitlenin tam sonunda BDP seçim bürosu önünde 40-50 kişilik vatandaş toplandı. Mitinge başladığımız andan itibaren sonuna kadar slogan atıp işaretler yaptılar. Bu da yetmezmiş gibi mitingin sonuna doğru parti minibüslerini getirip kitlenin tam dibine yerleştirdiler. Sesini sonuna kadar açtılar. Bütün bu süreç boyunca bizlerde partidaşlarımız da, 'Sabır' dedik ve hiç kimse bir müdahale yapmadı. Onlar bizim sesimizi bastırmak istediler. Arkadaşlar bizim minibüsü onların yanına koyduğu andan itibaren onlar taşlarla sopalarla bizim kitlemizin içine daldılar. Polisin havaya açtığı ateş sonucu kalabalık dağıtılmaya çalışıldı. Bu doğru bir tutum değildir. BDP'nin olayın ardından yaptığı basın açıklamasında bizim onlara saldırdığımızı söylemeleri çok manidardır. Bize söylenen şudur. ‘Sizi dövüyoruz, bize müsaade edin.’ Yani bizim suçumuz, neden izin vermedik. Bu olayı da kınıyoruz” diye konuştu.


Diğer partililere de aynı müdahaleler olduğunu da sözlerine ekleyen Orhan, “Bu şuna benziyor. 80 yıl CHP iktidarı arkasına devletin sistemini alarak bir siyaset yürütmüştü. CHP'nin Türkiye'ye de verdiği herhangi bir demokratik gelecek olmadı. Bu gerçekten ona benziyor. Şimdi CHP demokratik olmayan sistemiyle beraber halkın içinden çekilmiş ama maalesef BDP aynı yolu izliyor. Bu doğru bir tutum değil. Bize sadece zaman kaybettirir. Demokrasiye zaman kaybettirir. Umuyorum ki en kısa sürede bundan vazgeçilir” ifadelerini kullandı.
 

“BU YOL HEBA EDİLECEK BİR YOL DEĞİLDİR”
Partilerinin birçok engele rağmen Kürt sorununun çözümüne yönelik her gün bir adım daha ileriye gittiğini söyleyen AK Partili Orhan, “Fakat bugün ciddi bir direnç var Kürt sorunun çözümüne yönelik. Çok enteresandır. Öcalan'ın ses kayıtları 15 sene devletin dehlizlerinde bekletiliyor. Kesik kesik olarak bugün çözüm sürecine yürüdüğümüz günlerde servis ediliyor. Şunu sormak lazım. Devlet PKK ile harıl harıl çatışırken ya da PKK devlet ile harıl harıl çatışırken ve Öcalan'ın bu ses kaydı varken, o insanlar bu ses kayıtlarını çıkarıp, ‘Ey kardeşim, Öcalan kavga etmemenizi, silah sıkmamanızı, çatışma yapmamanızı öneriyor ve iradesi bu yöndedir’ demiyorlar çünkü Öcalan o ses kayıtların tamamında yine, 'Savaşa hayır' diyor. Çözüme yönelik konuşmalar yapıyor. Bu sorunun çözümüne yönelik konuşmalar yapıyor. Yani diyor ki, ‘Ben bu sorunu çözecek iradeye sahibim.’ Onun bu iradeye sahip olduğunu, bu insanlara bu savaşı sonlandırmaya yönelik kullanmıyorlar. Ama bugün savaş durmuş, silah durmuş çıkarıp barışı durduran bir şekilde sunuyorlar. Her Kürt'ün, her Türk'ün bunu iyi okuması lazım. Oyunlar nasıl oynanıyor? Bütün bunlar çözüm sürecine yöneliktir. Bu yol heba edilecek bir yol değildir. Bunun en büyük ceremesini çekmiş olan BDP'nin hepimizden çok bu sürece sahip çıkması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Editör: Wan Haber