Ege Üniversitesi Nefroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ercan Ok, Nevşehir’in Uçhisar Beldesi'nde diyaliz hastaları ile bir araya geldi. Özellikle evde tedaviler ve ev hemodiyalizi üzerine güncel konuların konuşulduğu toplantıda uzman nefrologlar, başta evde tedavi yöntemleri olmak üzere, böbrek yetmezliği tedavisinin bütün yönlerini anlattı.

Böbrek yetmezliği tedavisinde, nakilden sonraki en etkili yöntem olarak bilinen ev hemodiyalizi, diyaliz hastalarının yaşam kalitesini artırarak sosyal yaşamda daha aktif rol almalarını sağlıyor.

Prof.Dr. Ercan Ok, böbrek yetmezliğinin tüm dünyada olduğu gibi giderek büyüyen önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyledi. Hekimler olarak 3 temel hedefleri olduğunu anlatan Prof.Dr. Ok, "Bu hedefler; Hastaların yaşam süresini uzatmak, yaşam kalitelerini arttırmak ve bunu da en ekonomik şekilde yapmak. Zira böbrek yetmezliği tedavisi bütün ülkeler için ciddi bir ekonomik yük de getiriyor"diye konuştu. Prof.Dr. Ercan Ok, böbrek yetmezliğinin çeşitli tedavi şekilleri olduğunu, bunların tümünün de ülkemizde başarıyla uygulanıyor olmasının gurur verici olduğunu belirtirken şöyle dedi:

"En ideal tedavi yöntemi; böbrek naklidir. Tabii şunun da altını çizmek isterim ki nakil mutlaka tıbbi ve etik kurallara uygun gerçekleştirilmelidir" dedi.

Böbrek nakillerinin çok yaygın olduğu ülkelerde bile, hastaların çoğunluğu diyaliz ile tedavi edildiğini anlatanr Prof.Dr Ok, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun iki nedeni vardır: birincisi organ teminindeki yetersizlik, ikincisi ise; bazı hastaların böbrek nakline uygun olmamasıdır. Dolayısıyla, bir yandan organ bağışını arttırmak için uğraşırken, bir yandan da maliyet unsurunu da göz ardı etmeden diyaliz hastalarında yaşam süresi ve kalitesini iyileştirmek için uğraşmalıyız.

Böbrek yetmezliği teşhisi konan hastaların, eğer böbrek bağışlayacak bir yakınları varsa hiç diyaliz olmadan böbrek nakli olmaları uygun olur. Eğer bu yoksa da kadavradan böbrek nakli için bekleme listesine kayıtlarını yaptırmaları gerekir. Diyalize yeni başlayacak tüm hastalar için, eğer engel bir durum yoksa ilk seçenek periton diyalizi olmalıdır.

Zira hastanın henüz kendi böbrek işlevlerinin de kısmen mevcut olduğu ilk yıllarda periton diyalizi etkili bir tedavi yöntemi olarak hastanın yaşamını özgürce sürdürmesine ve çalışabilmesine olanak veriyor” diyen Ok, “Yıllar içinde böbrekler işlevlerini tümüyle kaybedince, doktorlar hastalarına hemodiyalize geçmeleri gerektiğini söylediğinde, bu hastalar haftada üç kere diyaliz merkezine gitmeye direnç gösterebiliyorlar, oysa bu hastalar hemodiyalizi de evlerinde yapabilir."

Prof.Dr. Ercan Ok, yapılan çalışmaların, evde hemodiyaliz tedavisinin, kadavradan yapılan böbrek nakline eşdeğer yaşam süresi ve kalitesi sağladığının gösterildiğine dikkat çekerek, "Böbrek nakli kadar başarılı sonuçlar sağlayan bu tedavi yöntemi, Sağlık Bakanlığı ve SGK'nın destekleri sayesinde ülkemizde artık başarıyla uygulanıyor, ev hemodiyalizi yapan hasta sayısı 250’ye yakın, kısa sürede Türkiye bu konuda Avrupa’da en başarılı 4. ülke oldu. Evde hemodiyaliz uygulaması ülkemizde yeni, ancak dünyada 50 yıldır başarıyla uygulanan bir tedavi yöntemi. İki aylık eğitim sonrasında, hastalar evlerinde ve genellikle gece uykuda iken 8 saat süreyle hemodiyaliz oluyor."

Prof. Dr. Ercan Ok, ev hemodiyalizi ile hastaların çalışabildiğini, okula devam edebildiklerini, genel sağlık durumları iyi olduğu için bunların içinde ağır işlerde çalışan, kamyon şoförlüğü yapanlar bile bulunduğunu kaydederek, "Sağlıklı doğum yapıp, bebek sahibi olan iki bayan hasta var, bunlar biz hekimlere çok memnuniyet veriyor tabii”. dha

Editör: Wan Haber