Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mirza Nadiroğlu, Haziran ayında yapılacak olan seçimlere sayılı günler kala konu ile ilgili Medyavan.com'a çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Nadiroğlu, Merak Edilen Sorulara Cevap Verdi.

Sizi tanıyabilir miyiz?

1961 Gürpınar doğumluyum. Lise mezunuyum. 32 yıldır aktif ticaretin içerisindeyim. Akaryakıt, gıda ve turizm alanında faaliyet gösteren 3 şirketim var. 15 yıldan buyana VATSO’da meclis üyeliği, yönetim kurulu üyeliği ve başkanlık (Son 2 yıl) görevlerinde bulundum.

2- VATSO seçim süreci ilk kez bu kadar hareketli geçiyor, bu seçimleri diğerlerinden farklı kılan olgular nelerdir?

Bu seçimi diğer seçimlerden farklı kılan olgular ilk kez seçmenin karşısına gerçek projelerle çıkılmasıdır. Bakın yapacağımız projeler demiyorum. Startını verdiğimiz projelerden bahsediyorum. Daha düne kadar tekstilkent için hayal diyorlardı, ama gerçek oldu. Şimdi ne diyecekler? Çok merak ediyorum. Bu bir ufuk, öngörü meselesi… Projenin başından beri merkezinde yer aldık. Acımasız eleştirilere kulak asmadık. Bu konuda bir adım geri atmadık. Bu proje tam 3 kez revize edildi. Öyle kolay olmadı. Gösterdiğimiz sabır ve kırılmayan umudumuzun meyvelerini aldık.  Ve şimdi haklı çıkmamızın sevincini yaşıyoruz. İnşallah tekstilkentle birlikte Van’da işsizlik önemli ölçüde azalacak. 13 bin kişi doğrudan çalışacak. Bir diğer proje Fuar ve kongre merkezi. Yıllardır yılan hikayesine dönen sorunu 3 ay gibi kısa sürede çözdük. Arşivlere girin bakın her yıl fuar nerede olacak? Haberleri ve boy boy fotoğraflarıyla karşılaşırsınız. Gelmemizle birlikte bu komediye bir son verdik. Şuanda üyelerimiz ve halkımız istedikleri zaman fuar projesinin uygulanacağı yere gidip inşaatını yerinde görebilirler. Kitap fuarı bizlere bir kez daha gösterdi, bu işin ne kadar önemli ve elzem olduğunu.  Güneş enerjisi projesi. Yüzyıllardır bilinen bir gerçek: “Van güneş kenti” Ama o güneşten faydalanmadıktan sonra istediğimiz kadar bu sözü tekrarlayıp duralım. Bir arpa boyu yol alamayız. Şimdi bu sözün hakkını veriyoruz. Güneş kenti Van, artık güneşten enerji anlamında da faydalanmaya hazır. Şunu demek istiyorum. Van’da 4 yılda 1, bir tane ciddi proje üretilseydi, şuanda Van bambaşka yerde olurdu. Batı illeriyle yarışırdı. İşte biz bu açığı kapatmak için uğraşıyoruz.

3- Türkiye siyasi tarihinde ilkler yaşanıyor, yeni çözüm süreçleri devreye giriyor, bunun Van için anlamı nedir, Van ekonomisinin olumlu etkilenmesi için neler yapılıyor?

Van olarak şimdiden meyvelerini toplamaya başladık dersem yanılmış olmam. Çözüm süreci Van’ın ekonomisine ayna gibi yansımıştır. Süreçle birlikte yatırımcı sayısı çoğaldı. Büyük gruplar görüşmek için gün alıyor. OSB’de yer kalmadı. Yeni yeni arsalar üretiliyor. Türkiye’nin en büyük guruplarından biri AVM için yer arayışında. Çözüm süreciyle birlikte Van – Şırnak Karayolu inşaatına hız verildi. Bu yol biterse, Allah’ın izniyle Van’ı kimse tutamaz. Ayrıca bunun yanında ulaşımla ilgili Ankara’ya yapılması gereken üç öneri sunduk. Bunlar; Kuskunkıran’a 2. Tünel, OSB’ye demiryolu ve Güzeldere geçidine tünel projeleri. Biliyorsunuz ulaşım kanalları beraberinde yatırım kanallarını da açar, hızlandırır.

4- Temel hedefiniz, projeleriniz nelerdir?

Projelerimizden söz ettik. Temel hedefimiz 4 yıllık görevimiz sonunda bu projelerle birlikte Van’da kişi başına düşen milli gelir miktarını 2 katına çıkartmak. 3 – 4 bin dolar arasında hesaplanan kişi başına milli geliri 10 bin dolar seviyelerine yaklaştırmak ve bunu tabana yaymak. Ve bunu da başaracağız İnşallah.

5- Adaylar arasında tatlı bir rekabet yaşanması beklenirken, çok sert tartışmalar, atışmalar görülüyor. Karşılıklı bazı ithamlar var, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet bu seçim biraz farklı. Daha önceleri seçim süreci 3 ay öncesinden başlar, gürültüsüz ve patırtısız sona ererdi. Maalesef bazıları bu sürecin startını depremde verdiler. Millet can ve mal derdine düşerken bazıları seçim derdine düştüler. Van’ın tüccarı, taciri, sanayicisi, esnafı bu kişileri çok iyi biliyor. Bu kişilerin ne bir vergi, ne bir SGK, ne bir çek, ne bir bağkur dertleri olmadı. Öyle bir dertleri olsaydı, bu startı depremde değil şimdi verirlerdi. Biz üyelerimizin sorunları için Ankara’da kapı kapı dolaşırken, bu kişiler de yangından nasıl mal kaçırırız telaşına düştüler. İşi gücü bıraktılar, odaya nasıl sahip oluruz?  arayışına girdiler. Utanmadan, sıkılmadan binler, yüzler, onlar çalıştıran insanlara biz size vizyon getireceğiz diye caka sattılar. Acaba bugüne kadar kaç işçi çalıştırdılar da, kaç kişinin SGK’sını yatırdılar da bu sözleri söyleme hakkına sahip oldular.  

6- Büyükşehir statüsü kazanan Van’ın, büyük ekonomik sorunlarının aşılması için ne gibi gelişmeleri öngörüyorsunuz?

Şuan için gelişmeler gayet olumlu. Bu süreçte Van’ı dert edinen insanlara ihtiyacımız var. Ve bunu sevinerek söyleyeyim sahaya indiğimizde bir kez daha gördük ki Van’ı dert edinen insan sayımız çok. Toplumsal menfaatler kişisel menfaatlerin önüne geçmiş. Bu beni umutlandırıyor. Bu tabloyu görünce gelecek adına umudum daha da çok artıyor. Gelişmeler İnşallah umduğumuzdan da iyi olacak diye düşünüyorum.   

7- Van büyük deprem yıkımı yaşamış bir kent olarak bazı sorunlarla karşı karşıya kaldı. Bu ağır koşulların hafiflemesi için VATSO bu süreçte Van’a nasıl bir katkı sundu?

Üyelerimizin vergi, SGK gibi borçlarının ertelenmesi için gece gündüz çalıştık. Üyelerimize kredi desteği için gece gündüz kapı kapı dolaştık. Bir ayağımız Van’da diğer ayağımız Ankara’da oldu. Hayatın normalleşmesi için hiçbir çabadan geri durmadık. Tekstilkent ve fuar – kongre merkezi projelerinin startını bu sıkıntılı günlerde verdik. Ve şimdi de KOSGEB kredi borçlarının ertelenmesi için Van – Ankara arasında mekik dokuyoruz, bakanlar nezdinde çalışmalar yürütüyoruz. İnşallah bu sorunda çözülürse rahat bir nefes alacağız.

8- Vatso’da ki K1 belgesi olayı nedir, neden bu kadar konuşulan bir gündem maddesi haline geldi?

K1 belgesi olayı bir yolsuzluk olayıdır. Belge almak isteyen kişi bankaya parasını yatırıp, dekontuyla birlikte odaya gelir. Burada en önemli unsur dekont. Yetkili personel de dekontu gördükten sonra belgeyi hazırlar, genel sekreterine imzaya götürür. Genel sekreter dosyayı inceler, banka dekontunu görür ve onay verir yani imzalar. Burada ortada dekont olmadığı halde bir miktar para karşılığında belge verilmiş. Sorumluluk tamamıyla bu işte yetkisi olan kişilere aittir. Gelen ihbar üzerine harekete geçtik. Konuyu hemen yargıya taşıdık. Bu işte devlet yaklaşık 5 milyon TL, eski ifadeyle trilyon zarara uğratılırken, kamudan toplanan para 3 milyon TL olarak tahmin ediliyor. Toplamda 8 milyon TL’lik bir yolsuzluk söz konusu. Bunun üzerine birde sahte belge sahiplerinin gerçek belge sahibi olabilmesi için 5 milyon daha ödemesi söz konusu. Yani bu işin toplam faturası 13 milyon TL. Siz orada neden personel çalıştırıyorsunuz, neden ücret ödüyorsunuz? Çünkü üyeler zorluk yaşamasın, bir aksaklık olmasın diye. Yani odayı onlara emanet ediyorsunuz. Oda yönetimi haftada bir kez, meclisi ayda bir kez toplantı için odaya gitmek zorundadır.  Yönetim ve meclis her gün odada olmak zorunda değildir. Ama personel haftanın 5 günü de izin ve sağlık sorunları dışında mesai saatleri içerisinde odada olmak zorundadır. Çünkü onlar odanın maaşlı çalışanlarıdır. Burada maalesef emanet korunamamış, emanete ihanet edilmiştir. Bir de bazıları çıkmış biz ihbarda bulunmuştuk diyor. İhbardan önce verilen sahte belge sayısı 19. İddia ettikleri ihbardan sonra verilen sahte belge sayısı 400’e yakın. İhbar ettiyseniz, ihbardan sonra sizin bu konuda daha dikkatli olmanız gerekmez miydi? İhbardan sonra yüzlerce sahte belge verilmiş. Bu sorunun cevabını birilerinin çıkıp kamuoyuna vermesi gerekir. Yarın birileri çıkar, odayı sırtlar başka yere taşır.  Bu kişiler yine çıkar bizim haberimiz yoktu der. Sen uhdende bulunan çalışanının neler yaptığını bilmeyecek, “önce kontrol sonra itimat” anlayışına uymayacak, ondan sonrada çıkacak herkese ayar vereceksin, vizyon dağıtacaksın. Kusura bakma yemezler. Hatta adama sorarlar: “Sen orada bostan korkuluğu muydun?”

9- Van halkına en son mesajınız nedir?

Benim Van halkından ricam, K türü yetki belgesiyle ilgili yolsuzluk haberlerini baştan sona bir kez daha okumaları. Okursalar, neyin ne olduğunu, kimin ne yaptığını, ne yapmaya çalıştığını çok iyi anlayacaklar. Biz odada aynı zamanda şeffaflığın da startını verdik. Hiçbir sorunu halının altına süpürmedik. Kamuoyunun önüne serdik. Ucu kime dokunursa dokunsun dedik. Hiçbir zaman geri adım atmadık. Şunu iyi bilsinler emanetleri emanetimiz. Artık odada ne olup bittiğini gelip kendi gözleriyle görebilirler. En büyük vaadimiz şeffaflık. Bundan sonra hiçbir şey kapalı kapılar ardında kalmayacak, sümen altı edilmeyecek. Her şey göz önünde olacak. Allah’tan hakkımızda hayırlısını istiyoruz.

Editör: Wan Haber