Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, sivil toplum kuruluşlarının hükümete tavsiye ve telkinleriyle yol gösterebildiğini belirtti.

Hem siyasi parti olarak hem iktidar olarak halkın sesinin daha güçlü çıkmasını temin etmek bakımından sivil toplumun çalışmalarını kolaylaştırıcı, ön açıcı, ve onlara yardımcı olan bir perspektiflerinin olduğunu söyleyen Kurtulmuş, bundan sonra da sivil toplum kuruluşlarına destek olmaya devam edeceklerini vurguladı.

Dünyada salgın ve akabinde Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşlardan dolayı ciddi ekonomik ve siyasi sorunların yaşandığını anımsatan Kurtulmuş, ekonomide, siyasette ve dış politikada Türkiye'nin toplumsal yapının, hukuk sisteminin ve demokratik katılımın güçlendirilmesinde dünya çapında söz sahibi olan bir ülke haline geldiğini ifade etti.

"Türkiye, ne Akdeniz'de, ne Ege Denizi'nde hiçbir oldubittiye izin vermeyecek"

Türkiye'nin her alanda güçlü, etrafındaki sorunları çözen ve yol gösterici olması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, bu bölgedeki güçlü bir Türkiye'nin hem bölgenin hem de dünya barışının garantisi olacağının altını çizdi.

Dünyada gerilimlerden, çatışmalardan, savaşlardan medet uman ve gücünü böylece artıracağını zanneden bazı ülkelerin, bu coğrafyada güçlü bir Türkiye'nin olmasını istemediğini aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Onun için kırk senedir Türkiye'nin başına terör örgütlerini bela etmişlerdir. Onun için bu örgütlere destek vermeye devam ettiler, onun için terörü bir pranga gibi Türkiye'nin ayaklarına bağladılar. Onun için son zamanlarda gördüğünüz gibi sırtını sıvazlayarak Yunanistan'a, Ege'de maksimalist tekniklerini ortaya çıkarmak ve Türkiye'nin sabrını taşıracak birtakım işlere yönelmelerine zemin hazırlayacak adım sağlamak isterler.

Burada bir kere daha söylüyoruz. Türkiye, ne Akdeniz'de, ne Ege Denizi'nde hiçbir oldubittiye izin vermeyecek. Kendi hakkını, hukukunu koruyacak, sonuna kadar da korumaya devam edecek. Bunu söylerken de şu tavsiyeyi dile getiriyoruz. Türkiye Yunanistan'la müzakere masasını her zaman açık bırakmış ve her zaman meselelerimizi ikili olarak çözebilecek zeminin var olduğuna inanmıştır, bunu da sürdürmüştür. Buradan bir kez daha ifade etmek isteriz ki başkalarının sırtlarını sıvazlamalarına güvenerek Türkiye'ye karşı maksadını aşan söz ve fiiller içerisinde olmasınlar. Türkiye bu anlamda kendi hakkını, hukukunu koruyacak, güçlü bir ülkedir. Türkiye bu bölgede güçlü olmak durumundadır. Onun için mesela bunlara kalsak Türkiye'yi Akdeniz bölgesinden dışarı çıkarmazlar ama Türkiye, biliyorsunuz Libya hükümetiyle iş birliği yaparak aylardır Akdeniz'de bütün tacizlere rağmen petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerini sürdürüyor."

Türkiye'nin ihracat yapan, cari açığını azaltan ve sürekli büyüyen güçlü bir ülke olarak ayakta durmak mecburiyetinde olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Türkiye, savunma sanayisinde, her alanda güçlü olmak mecburiyetinde. Daha birkaç sene öncesine kadar piyade tüfeklerimizi kendimiz yapamıyorduk. Onun kurşunlarını, mühimmatlarını dahi temin edemiyorduk. Türkiye kendi uçaklarının modernizasyonunu yapamıyordu. Türkiye, satın aldığı SİHA'ların modernizasyonunu parasıyla yaptıramıyordu. Allah'a çok şükür bugün geldiğimiz noktada Türkiye Milli Savunma Sanayinin yüzde seksenini yerli olarak yapıyor ve dünyanın birçok ülkesine de bunları satıyor." ifadelerini kullandı.

"Bu millet Selçuklu'nun, Osmanlı'nın devamı olan bir millettir"

Kurtulmuş, milletin gayreti ve desteğiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın demokrasi yoluyla sandıkta yeniden seçilerek Türkiye'nin on üçüncü cumhurbaşkanı olacağını belirtti.

Siyasetin biraz da rekabet işi olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Karşıda da en azından aday olması lazım ki bir yarış olsun. Bir tane mi olur, iki tane mi olur onu bilmem. Altı artı birlik masanın kendi arasındaki tartışmalara da karışmam, bizi ilgilendirmez. Başka partilerin istediği bir şeydir. Kimi seçerler, kimi seçmezler onu bilmem. Ama şunu bilmek isterim. Türkiye'ye ilişkin, gelecek hedefleri nedir, Türkiye'yi nasıl yönetecekler bunu bilmeyi siz de istersiniz, ben de isterim. Bunu ortaya koymalarını bekleriz." dedi.

Kurtulmuş, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünde, Osmanlı devletini hedef alan açıklamalara da değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi dün bir yerel yönetici İzmir'de bir konuşma yapmış, belediye başkanı. Bu millet Selçuklu'nun, Osmanlı'nın devamı olan bir millettir. Selçuklu, Osmanlı ne kadar güçlüyse. Anadolu topraklarında yaşamış geçmiş 24 büyük medeniyetine kadar bizimse, Cumhuriyetimiz de bizimdir, bu milletindir. Hep beraber sahiplendiğimiz ortak tarihimizin bir parçasıdır. Ayrıca bu zata şunu söylemek lazım, İzmir'de 9 Eylül'de kahramanlar, 'ya Allah' diyerek ayağa kalktığı zaman Osmanlı'yı denize dökmedi, Yunan'ı denize döktü, emperyalistleri, Musevileri de denize döktü.

Söyledikleri sözleri utançsızca kamuoyunun önünde söyleyen ve gerçekten ne manaya geldiğini dahi bilmedikleri bu cahilce sözlerle Türkiye'nin tarihinden kopuk olduklarını ifade edenlere şunu da söylemek isterim, Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bir Osmanlı subayıydı. Osmanlı Devleti'nin içinde önemli subaylarımızdan, komutanlarımızdan birisiydi. Dolayısıyla bu anlamda ne söylediğini bilmeyen, siyaset olsun diyerek geçmişten bir şekilde günümüzde söz söylemeye kalkanları bir daha tarihi okumaya, bir daha milletin kökleriyle buluşmaya ve bu milletin köklerini iyi anlamaya davet ediyorum. Siyaset uğruna üç kuruşluk ucuz sözlerle popülizm yapmamalarını tavsiye ediyorum."

Toplantıya AK Parti Van Milletvekilleri İrfan Kartal, Osman Nuri Gülaçar, Abdulahat Arvas, AK Parti İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu, kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.AA

Editör: Wan Haber