Şüphesiz ki, ülkeler, şehirler, kasabalar ve köyler, kültürel değerleri ile ayakta durur.

Bu değerler, dilleri, örf adetleri, folklörleri, tarihi ve coğrafik zenginlikleridir.

Elbette ki 'Kahvaltı' da bu değerlerden biridir.

Bu değerleri ulusal ve uluslar asi arenaya taşımak takdire şayan bir niyet ve eylemdir.

Lakin...

Lakin

Ve lakin...

Böylesi özgün değerler gündeme taşınırken, günün koşulları çok iyi analiz edilmeli..

Kent dinamiklerinin çoğulcu katılımı sağlanmalı.

Kahvaltı realitesini oluşturan görsel objelerle zenginleştirilmeli. (Tarihçe, folklorik görseller vs)

Zira Duygusal patlamalar ve fantastik çıkışlarla, masumane bir niyet negatif sonuçlar doğurabilir.

Ancak ve ancak görünen o ki, oluşturulan konsept bunun tam aksini sergiliyor.

Önyargılı davrandığımı düşünüyorsanız bağışlayın lakin görünen o ki sanki bu niyette fazlasıyla popülizm anlayışı öne çıkıyor gibi.

"Neden?" Diye soracak olursanız?

Öncelikle zamanlaması fazlasıyla manidar ..

Dünya geneli covid 19 mücadelesine odaklanmış iken,

Kent esnafı pandemi salgınından fazlasıyla mağdur olmuş iken,

Tonlarca karpuzun tren vagonlarında çürürken,

Esnaf kirasını ödeyemediği için dükkânını kapatırken,

Fuar kapıları kapalı, şehre giriş-çıkışlar yasaklı iken,

"Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?" Misali, bu 'kahvaltı günü' nün ne gibi artı değer katkısı olacak?

Cidden insanın gülesi geliyor.

Dört-beş kafadar, toplum dinamiklerinin %99'undan bi haber, kafa kafaya vermiş "gelin hemşerilerimizin moralini pozitife edelim" diyor.

Bu neye benziyor biliyor musunuz?

"Biz denize atalım, balık bilmez ise xalék bilir" manasında..

Efendiler...

Bu işler böyle olmuyor..

Vallahi de billahi de böyle olmuyor.

Bir davul sesi duyduğunuz kesin lakin o davul sesinin nerden geldiği meçhul.

İyisi mi gelin bu fantastik niyetinizi uygun bir zamana erteleyin, bu muzdarip ahalinin sıkıntılarına tercüman olun.

Bu enerjinizi büyük travmalar yaşayan esnafın rehabilitasyonunda kullanın.

Onların feryatlarına kulak verin.

İşten çıkarılan insanların mağduriyetlerini dillendirin.

Siz ki kendinizi bu kentin sevdasına adamış değerlersiniz!

Köşe kapmaca, kör ebe oyunları ile bu ahaliden kabul görme şansınız yoktur.

Sonuç olarak, "vakit varken bir kez daha düşünün" derim.