Sigorta Eksperleri İşveren Sendikası, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından (SEDDK),Zorunlu Trafik Sigortasını düzenleyen genel şartlarda yapılan değişiklik nedeniyle Danıştay’a başvurdu. Danıştay Başkanlığına gönderilmek üzere İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığına verilen dilekçede, SEDDK tarafından Türkiye’de yaşayan herkesi, tüm motorlu araç sahip ve işletenleri, her yıl trafik kazalarında vefat eden yaralanan ve malul kalan yüzbinlerce insanı doğrudan ilgilendiren zorunlu trafik sigortasında, tüm vatandaşlar ile milyonlarca tüzel kişinin aleyhine bir düzenleme yapıldığı kaydedildi.

BELİRLENEN FORMÜL AÇIKÇA HAKSIZ ŞART NİTELİĞİNDEDİR

İstanbul Bölge İdare Mahkemesine sunulan dilekçede, “Yapılan değişiklik ile Anayasa’ya, kanunlara, yönetmeliklere, tüm yazılı ve uygulana gelen hukuk kurallarına, evrensel hukuk kurallarına aykırı düzenlenen genel şartların uygulanmasına ne yazık ki fırsat verilmiştir. Öncelikle belirlenen formül açıkça haksız şart niteliğindedir. Hazırlanan formüller sigorta şirketleri lehine, sigortalılar ve zarar gören 3’üncü şahıslar aleyhine sonuç oluşturmakta olup, gerçek zarar ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Gerçek zarardan uzak varsayımsal analiz yöntemi iptal edilmelidir. Kaldı ki 14 Mayıs 2015 tarihli genel şartlardaki formül ile yeni getirilen formül arasındaki temel fark ‘daha az tazminat’ hesaplanmasıdır. Zarar göreni, zayıf olan tarafı korumak adına formülün iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Kısacası Trafik Sigortası, Borçlar Kanunu haksız fiil hükümleri çerçevesinde ve Türk Ticaret Kanunu’nu anlamında gerçek zararı ödemekle yükümlü iken davalı idarenin yasa koyucu ve yargılama mercii konumuna geçmeye çalışarak düzenleme yapılması hukuka aykırıdır” ifadelerine yer verildi.

Dilekçede, “Dava konusu SEDDK düzenlemesi, motorlu araç sahibi olanlar ve sigorta sektörü açısından son derece önemli olan ve yaptırılması zorunlu bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası uygulamasını doğrudan belirlemeye yöneliktir.

Her motorlu araç sahibi kanunen bu sigortayı yaptırmak zorundadır. Dava konusu ‘yeni genel şartların’ yürürlüğe girmesi ile araç sahipleri ve sorumlular, mali açıdan aciz haline düşmeye mahkum hale getirilmiştir. Toplumun üzerinde telafisi mümkün olmayan zararlar meydana getirecek, kanunlara ve yüksek yargı kararlarına aykırı haksız şartlar ihtiva eden dava konusu genel şartların yürürlüğünün ivedilikle durdurulmasına karar verilmesini diliyoruz” denildi.

TÜRKİYE’DE 25 MİLYONU AŞAN SAYIDA ARAÇ VAR

Başvuruyla ilgili konuşan Sigorta Eksperleri İşveren Sendikası Genel Başkanı Mesut Cemil Boyner, “Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartları ve ek birdeki değer kaybı raporu hakkında yine dava açmış bulunuyoruz. Bu bizim Danıştay’a açtığımız yedinci dava. Türkiye’de 25 milyonu aşan sayıda araç var. Tabii bu araçlar zaman zaman kaza yapıyorlar. Bu kazaların sonucunda da hasar tazminatlarını aldıktan sonra araçlar üzerindeki değer kaybını da hukuken, poliçedeki teminatlar dahilinde, karşı tarafında da kaskosu varsa vatandaşlar hem araçların değer kaybını hem de yoksun kaldıkları araçların hak mahrumiyetini alıyorlar” ifadelerini kullandı.

ARAÇ SAHİPLERİNİN ALEYHİNE BİR HAK İHLALİ SÖZ KONUSU

Trafik sigorta şartlarının iptal edildiğini söyleyen Boyner, “Anayasa Mahkemesi 14 Nisan 2020 tarihinde trafik sigortası genel şartlarını tamamen iptal etti. Bu hukuksuzdur. Araç sahiplerinin aleyhine hak ihlali söz konusudur. Değer kaybı formülü de tamamen ortadan kaldırıldı. Bu konuyla ilgili, Başbakanlık lağv edildikten sonra Hazine Müsteşarlığı da lağv edildi. Onun yerine kurulan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Denetleme ve Düzenleme Kurulu, bizim sendika olarak TBMM’de de muhalefet ettiğimiz eski trafik sigortası genel şartları ve ekini tekrar getirdi. Yani değişen hiçbir şey olmadı” dedi.

30 MİLYONA AŞKIN SÜRÜCÜYÜ İLGİLENDİREN BİR KONU

Konuya ilişkin dava açtıklarını söyleyen Boyner, “Sendika olarak geçen hafta Cuma günü Bölge İdare Mahkemesi kanalıyla Danıştay’a davamızı açtık. Örneğin aracınız 2018 model olsun, değeri de 200 bin lira olsun ve kaportası ile 5 parçası hasarlı olsun. Biz sigorta eksperleri olarak parça başına 1.4 ile 2.0 arasında alan hesabıyla değer kaybı hesap ederiz. Bu değer kaybı hesabıyla da aracın mevcut satışı anındaki ikinci el değerini de tespit ederiz. Yani bu hesaplamada aracın 20 bin lira değer kaybı var. İptale gittiğimiz formülde ise vatandaşa 7 bin lira fark çıkıyor. Arada 13 bin liralık fark var. Bu 13 bin lira fark, büyük bir para. Aracın değer kaybı 20 bin lira, 7 bin lira ödeme var. Danıştay, zannediyorum yedinci defa yürütmeyi durduracak. Bu 30 milyona aşkın sürücüyü ilgilendiren bir konu” şeklinde konuştu.

Haber365

Editör: Wan Haber