Hopa’da iki yıl önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı proteste eyleminde polisin gazlı müdahalesi sonucunu yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ailesinin açtığı tazminat davasında devletten çok tartışılacak bir savunma geldi.

Taraf Gazetesi'nde yer alan habere göre  İçişleri Bakanlığı bu savunmasını “Hem devletin kamu düzenini bozmak için eylemde bulunup, hem de yaralanınca ya da vefat edince devletten tazminat talebinde bulunulması hukuk sisteminin koruduğu bir hak değildir” gerekçesine dayandırdı.

Metin Lokumcu, 31 Mayıs 2011 tarihinde Başbakan Erdoğan’ın Hopa’da yapacağı miting öncesinde, HES’leri protesto için gösteri yapan kalabalıkta yer almıştı. Ancak polisin bu gruba müdahalesi çok sert olmuş, kullanılan yoğun biber gazının etkisiyle fenalaşan Lokumcu, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. 

Lokumcu’nun ailesi, ölümün gazla ilişkili olduğunu belirterek, bundan kaynaklı acıların tazmin edilmesi için İçişleri Bakanlığı aleyhine toplam 415 bin TL’lik maddi-manevi tazminat davası açmıştı. 

Ankara 4. İdare Mahkemesi’nde açılan o davada dün çarpıcı gelişme yaşandı. Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş’ın da izlediği duruşmada, ailenin tazminat taleplerinin reddini isteyen İçişleri Bakanlığı’nın savunması belli oldu. Bakanlık, öncelikle Lokumcu’nun gaz etkisiyle değil, “kalp krizinden öldüğünde”ısrarcı oldu. 

Bakanlığın söz konusu savunması şöyle: “Lokumcu’nun protestocu gurubun içinde olduğu, ‘Karadeniz isyandır, isyan Hopa’dır’ şeklinde slogan attırdığı, aynı grubun ‘Karadeniz’in asi çocukları çayına suyuna sahip çıkıyor’, ‘AKP, Hopa’dan defol’ gibi, miting için toplanan kalabalığı tahrik edecek pankartlar asıldığı, Grubun dağıtılması sırasında Lokumcu’nun alanda bulunan binanın üçüncü katına çıktığı, göstericileri polislere karşı kışkırttığı, kendisini sakinleştirmeye çalışan Emniyet görevlilerine ‘Hopa’da ekmek yiyen Emniyetçilere sesleniyorum. Bundan sonra Hopa’da çocuklarınızı okutmayacağız. Eşlerinize saygı göstermeyeceğiz’ dediği...”

ASIL SUÇLU ÖLEN LOKUMCU

“Hukuka aykırı davrananın mazereti olmaz” şeklinde devam eden savunmada şu ifadeler yer aldı: “Hem devletin kamu düzenini bozmak için eylemde bulunup, hem de yaralanınca ya da vefat edince devletten tazminat talebinde bulunulması hukuk sisteminin koruduğu bir hak olmamalıdır. Hiç kimse kendi hukuka aykırı eylemine veya tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği gibi onun yakınlarının da bundan faydalanması kabul edilemez. (Olaylar sırasında kullanılan gazın kimyasal nitelikte olduğu yönündeki iddialarla ilgili) Bu kapsamda geçici etki meydana getiren göz yaşartıcı mühimmatların toplumsal olayları denetim altına almak amacıyla kullanılmasında herhangi bir sakınca ve hukuki engel bulunmamaktadır. Güvenlik güçleri, kamu düzenini sağlamak ve daha büyük hadiselerin oluşumunu engel olmak için yasaların kendilerine verdiği yetkiyi kullanmışlardır. İdaremizin hizmet kusuru yoktur. Yapılan uyarılara rağmen Lokumcu’nun içinde bulunduğu grup güvenlik kuvvetlerine ve kamu araç ve gereçlerine yönelik saldırgan tutumlarının devam etmeleri sonucu müdahale gerçekleşmiştir. Dolaysıyla Lokumcu’nun kendi mütefarik kusuru görülmekte olan bu davada göz ardı edilmemeli ve müteveffanın kusuru usulünce tespit olunarak işbu tazminat talebinde değerlendirilmelidir.”

Editör: Wan Haber