Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Turizm Mezunları ve Mensupları Derneği (VANTUMDER) Başkanı Emre Koç, Van’da bu yıl yapılan turizm çalışmalarını değerlendirdi. Koç, Kapıköy Sınır Kapısı’nın aylarca kapalı olmasını, İranlı turistlerin kent turizmine faydasını ve daha birçok konuya değinerek şehrin turizmini konuştu.  

‘Van’ın turizmi de bu şekilde ilerliyor’ 

Van’da turizm faaliyetlerinin sürdürebilir olmadığını dile getiren Koç, “Turizm, bir disipliner seri dizimdir. Siz temelsiz bir ev yapmak isteyebilirsiniz, bunu yapabilirsiniz de ama yapacağınız evin sağlam bir temeli olmadığından geçici ve dış unsurların etkisi altına kalacaktır. Ben turizmi de bu şekilde görüyorum. Temeli, amacı, hedefi, olmayan bir turizm faaliyetinin sürdürülebilir olamayacağını düşünüyorum. Van’ın turizmi de ne yazık ki bu şekilde ilerliyor, bu kentte turizm kendi kendini geliştiren bir yapıya hâkim. Tabii değerli çalışmalar var ama bu çalışmalarda kısır ve belirli kişiler ve kurumlar üzerinden gidiyor. Bu kentin bir turizm kenti olması için tüm turizm bileşenlerinin bir arada olduğu ortak bir çalışma gerektiği kanısındayım” dedi.  

‘En değerli çalışmaydı’ 

Koç, bu yıl, yaklaşık 68 ülkeden büyükelçi ve diplomatın Van’da bir araya gelmesinin turizm adına önemli bir çalışma olduğunu ifade ederek “Van Büyükşehir Belediyesi, Van TSO, AB Van Avrupa Bilgi Merkezi’nin iş birliğiyle, Van’a 63 ülkeden 150 büyükelçi ve diplomatın gelmesi ve Akdamar Adası’nda ağırlanması 2021 yılı içinde yapılan en değerli çalışmaydı. Tabii küçük çaplı birçok turistik çalışma gerçekleşti ama en değerlisini bu çalışma olarak görüyorum” diye konuştu.  

‘Bir amaç ve hedef doğrultusunda ilerleyemedi’ 

Kapıköy Sınır Kapısı’nın aylarca kapalı olmasına da değinen Koç,  “Van’ın turizmi ne yazık ki 2021 yılı içerisinde de pandeminin gölgesinde geçti. Pandeminin olmadığı yıllar ile pandeminin olduğu yıllar arasında da pek bir farkın olmaması da gerçekten üzücü. Van’ın turizmi her ne hikmetse yıllar geçse de bir amaç ve hedef doğrultusunda ilerleyemedi. En barizi ülkemizde birçok sınır kapısı faalken Kapıköy Sınır Kapısı aylarca kapalı kaldı. Kapıköy Sınır Kapısı’nın açılması için aylarca twitler atıldı, ha açıldı ha açılacak denildi, uzun bir süreden sonra açıldı ama şu an bile Kapıköy için hâlâ bir muamma mevcut” ifadelerini kullandı.  

‘Halk olarak kazananlar olmaktan çok, zarar edenleriz’ 

Koç, İranlı turistlerin kent turizmine hem olumlu hem de olumsuz yönlerinin olduğunun altını çizerek “İranlı turistlerin Van turizmine hem negatif hem pozitif katkıları oldu. Halk olarak turizmin büyük bir getiri sağladığını görmüş olmak pozitif bir gelişmeydi ama turizm de fantezi kültürünün esiri olmamız negatif bir katkıdır. Van turizmde kültür mirasını pazarlamak zorunda katma değer üreten, bir ürün geliştiren bir kent değiliz, turizmde doğal unsurlarımızı pazarlamak zorundayız. İranlı turistlerin Van’da kalma sayısı 2-3 günü geçmemekte. Gelen turist sadece eğlenme ve alışveriş amaçlı gelmekte. Bu da sadece büyük firmaların kâr elde etmesine yarıyor. Geçtiğimiz günlerde, 1 ay içerisinde 16 bin turistin Van’a geldiği ve 100 milyon liralık katkı sağladığını haberlerde gördük. Halk olarak kazananlar olmaktan çok, zarar edenleriz. Mesela turizm işletmelerinde çalışan kaç gencimiz bu meblağdan hakkına düşeni alabiliyor? Bu kentte kaç turizm işletmesi işçisine, çalışanına emeğinin karşılığını veriyor? İranlı turistler bu kentte sadece büyük firmaların ve birkaç iş kolunun geçim kaynağı haline gelmiş, bunu görmezden gelemeyiz. Bu durumu kabul edemeyiz. Sürdürülebilir bir turizm anlayışı, yerel ekonominin desteklenmesi ve adil bir ticareti gerektirir” şeklinde konuştu.  

‘Turizmin gelişmesi için hevesli ve vizyoner olmalıyız’ 

Van turizminin gelişmesi için neler yapılması gerektiğini de belirten Koç sözlerini şöyle tamamladı:  

“Birileri çıkıp ‘2022 yılı turizm yılı olsun’ gibi klişe fikirler, hedefler öne sürebilir. Bu gelişi güzel ve günü kurtarma amaçlı çalışmalardan uzaklaşıp, Van’ın haritasını önümüze koyup, kentimizin doğal unsurları, buraların durumu, geliştirilmesi gereken hususları, eksikleri ve artıları gibi somut durum analizini ortaya çıkartıp, bu alanların yaşanılır ve sürdürülebilir bir yapıya dönüştürülmesini gerçekleştirmek zorundayız. Turizmin gelişmesi için hevesli ve vizyoner olmalıyız. Günü kurtaran değil nesillere ulaşan bir çalışma ortaya koymak zorundayız. Bu noktada hepimizin üzerine büyük işler düşmekte, samimi ve açık olmak zorundayız. Tabii günü kurtaran çalışmalarımız da olmalı ama önceliğimiz daha önce de ifade ettiğim gibi bu kentin yaşanılabilir bir kent olması için çaba göstermek olmalıdır.”

Fatma Polatcan / WanHaber.com Özel

Editör: Wan Haber