Mülteci ölümleriyle gündeme gelen Van’a gelen Mülteci Dayanışma Ağı’nın Van Gölü’ne karanfil bırakmasına izin verilmedi. Mülteci Dayanışma Ağı adına açıklama yapan Serhat Göç Araştırmaları Derneği Eş Başkanı Hanife Güzel, her noktada yakıcı bir sorun haline gelen mültecilerin uğradıkları hak ihlallerine, statüsüzlük durumlarına, mülteci cinayetlerine karşı mücadeleyi büyüteceklerini söyledi.

Mülteci ölümleriyle gündeme gelen Van’a giden 10’u aşkın kurum ve bağımsız aktivistlerden oluşan Mülteci Dayanışma Ağı, kentte 3 gün boyunca çeşitli temaslarda bulunarak, duyarlılık geliştirmeye çalıştı. Programın son günü sabah gazetecilerle bir araya gelindi. Daha sonra kimsesizler mezarlığına geçildi. Heyet daha sonra mültecilerin anısına Van Gölü’ne karanfil bırakarak programını tamamlamak istedi. Ancak 2016’da ilan edilen OHAL’den bu yana devam eden etkinlik ve eylem yasağı gerekçe gösterilerek Dayanışma Ağı’na izin verilmedi. Bunun üzerine heyet, İnsan Hakları Derneğine (İHD) giderek burada açıklama yaptı.

AÇIKLAMAYA İZİN VERİLMEDİ
İlk olarak Çukurova Göç-Der yöneticisi Mesut Aslan konuştu. Van üzerinde mültecilerin yaşadıkları sorunlara, hak ihlallerine ve mülteci ölümlerine dönük toplumsal bir farkındalık yaratmak istedikleri için buraya geldiklerini ifade eden Aslan, “Van Gölü’nde bildiğiniz üzere onlarca mültecinin hayatını kaybettiği bazı facialar yaşandı. Hem bu soruna dikkat çekmek hem hayatını kaybeden mültecileri anmak için göle karanfil bırakma ve daha sonrasında da üç günlük çalışmamızın özeti olan bir basın açıklamasıyla programımızı kapatmayı düşünüyorduk. Fakat Van Emniyetinin bu günkü tavrını kabul etmediğimizi, yaşanan insanlık sorurunu ve mülteci sorununa karşı yürütülen bir çalışmaya karşı bu denli bir yaklaşımın demokratik olmadığını ifade etmek istiyoruz. Van Valiliğinin çok uzun süredir sürdürdüğü yasağı gerekçe göstererek bizim basın açıklaması yapmamız engellendi. Bize belli bir noktaya kadar karanfil bırakabileceğimizi ancak açıklamaya hiçbir şekilde izin vermeyeceklerini söylediler. Fakat biz bu tavrı kabul etmediğimizi ve bundan kaynaklı karanfilde bırakmayacağımızı belirterek alandan çıktık. Bu noktada alandan çıktığımızda da dahi müdahale gerçekleşti. Teker, teker çıkmamız yönünde bir dayatmaları oldu ve bu dayatmayı da kabul etmedik. Yaşanan sorunları tekrardan kamuoyunun taktirine bırakıyoruz. Biz bugün basın açıklamamızı insan hakları derneğinde yapıp programımızı sonlandıracağız” dedi.

KÖTÜ MUAMELEMEYE MARUZ KALDILAR
Mülteci Dayanışma Ağı adına basın metnini Serhat Göç Araştırmaları Derneği Eş Başkanı Hanife Güzel okudu. Uzun yıllardır dünyada bir mülteci gerçekliğinin olduğunu belirten Güzel, devam eden savaş ve çatışmalı süreçte milyonlarca insanın hayatını kaybettiğini ve mülteci konumuna düştüğünü söyledi. Türkiye sınırlarının hemen dibinde yaşanan bu süreç ile milyonlarca insanın buraya yöneldiğini ifade eden Güzel, “Hayatta kalabilen milyonlarca mülteci ise bir çok hak ihlaline ve kötü muamelelere maruz kaldı. Sosyolojik, ekonomik, toplumsal ve hukuksal açıdan böylesi bir göç dalgasına hazırlıklı olunmadığı gerçekliği ile yüzleşmek durumunda kaldık” dedi.

ÖLÜMLERE DİKKAT ÇEKMEK İÇİN VAN’A GELDİLER
Tüm bu yaşananların kendilerine insan hakları konusunda, göçmen ve mülteci alanında çalışma yürüten demokratik kitle örgütlerinin mülteci sorunlarına karşı yeterince örgütlü ve hazırlıklı olmadığı gerçekliğini gösterdiğini dile getiren Güzel, “Özellikle Van ilimizde artan mülteci ölümlerinin ardından geçtiğimiz ekim ayında bir araya gelen STK ve demokratik kitle örgütleri olarak yürüttüğümüz tartışmaların ardından Mülteci Dayanışma Ağı’nı kurduk. Donarak hayatını kaybeden ve cenazeleri bir mevsim sonra karların erimesi ile ortaya çıkan, Van Gölü’nü geçmeye çalışırken batan teknede hayatını kaybeden onlarca mültecinin durumuna dikkat çekmek, yaşanan mülteci ölümlerini yerinde incelemek, bu ölümlerden yola çıkarak, yaşanan mülteci sorununu gündemleştirmek amacıyla ilk çalışmamızı Van ilinde yapmayı kararlaştırdık” dedi.

GELDİKLERİ İLK GÜN ACI HABER ALDILAR
“Ne acı bir tesadüftür ki Van’a geldiğimiz ilk gün, içinde 40 mültecinin olduğu bir minibüsün kaza geçirmesi sonucu iki mültecinin hayatını kaybettiği, bazıları ağır olmak üzere 38 mültecinin de yaralandığı haberini aldık; yine Van Gürpınar yolu üzerinde bulunan Kurubaş Geri Gönderme Merkezinde ikisi güvenlik görevlisi üç kişinin İranlı bir kadın mülteciye tecavüz ettiğini öğrendik” diyen Güzel, “Yaşanan bu iki olay mültecilerin yaşadıklarının ne boyutlara ulaştığını açıkça ortaya koymuştur” dedi.

KAÇAKÇILIK RANT ALANINA DÖNDÜ
Üç günlük çalışmalardan elde ettikleri ortak görüşü açıklayan Güzel, “Mültecilerin kaçakçıların insafına terk edildiği, mülteci kaçakçılığının büyük bir rant alanına döndüğü ve bu durumun kolluk kuvvetlerinden bağımsız gerçekleşemeyeceği görüşü olduğunu özellikle belirtmek isteriz. İleriki günlerde detaylı bir raporla bu görüşmelerde elde ettiğimiz veri, düşünce ve önerileri kamuoyu ile paylaşacağız” dedi.

MÜLTECİLİK KADER DEĞİL SONUÇ
Mülteciliğin bir kader değil sonuç olduğuna dikkat çeken Güzel, “Başta Van ili olmak üzere ülkemizin her noktasında yakıcı bir sorun haline gelen mültecilerin uğradıkları hak ihlallerine, statüsüzlük durumlarına, mülteci cinayetlerine karşı Mülteci Dayanışma Ağı olarak mücadelemizi örgütleyip büyüteceğiz. Bu konuda kendisini sorumlu hisseden, çözüm konusunda dayanışma ağımızda güç katmak isteyen her birey ve kurumu Mülteci Dayanışma Ağı’na katılmaya ve mültecilerin kimsesi olmaya davet ediyoruz. Van’da yürüttüğümüz bu üç günlük çalışma sırasında çalışmalarımıza güç katan bileşenlerimize, bizleri kabul eden tüm kurumlara ve temsilcilerine, çalışmalarımızı duyurmamızı sağlayan basın emekçilerine özellikle teşekkür ederiz” dedi. (Van/EVRENSEL)

Editör: Wan Haber